Milliyet Sanat
Milliyet Sanat »Yazarlar » Asu Maro | Yumruk yine o yumruk
24 Kasım 2015 - 12:11
Semaver Kumpanya’nın ‘Kuşlar’ına Yavuz Pekman’ın zamansız uyarlaması cuk oturuyor. Tanıdık 'Gidelim buralardan'cıların hayal ettiği özgürlük peşinde göç eden Atinalılar, düzen ve nizamın olmadığı kuşlar ülkesini kendi yerlerine benzetiyorlar
Hani insana “Vay be, o kadar yıl önce adam bugünü görmüş adeta” dedirten metinler vardır ya, ‘Kuşlar’ onların başında geliyor. Aristofanes yazalı 2500 yıl geçmiş ve insan aynı insan. Ne iktidar hırsından vazgeçiyor, ne fırsatını bulur bulmaz mazlumdan zalime dönüşmekten...
 
O yüzden Semaver Kumpanya’nın ‘Kuşlar’ına Yavuz Pekman’ın zamansız uyarlaması cuk oturuyor. Güvendost ile Umutlugil adlı kahramanlarımız, Atina’daki baskıdan bunalıp kendilerine yaşanabilir bir toprak parçası aramak için yola düşüyorlar. Tam son derece tanıdık “Gidelim buralardan’cılar”ın hayal ettiği gibi özgürlük peşinde... Ve yürüyüp yürüyüp kendilerini kuşlar ülkesinde buluyorlar. Bütün kuşlar özgürce kanat çırpıyor, baskı yok, zulüm yok... Düzen ve nizam da...
 
Ama işte iki kafadar bu özelliklerine tav olup yerleştikleri ülkeyi ‘sistem kurmak lazım’ diye gitgide kaçtıkları yere benzetiyorlar. Baskı, zulüm baki, bu sefer ezen Güvendost’un ta kendisi... “Yumruk yine o yumruk / Bir varsa el değişti” diyen Neyzen Tevfik’i anmanın tam yeri... Dolayısıyla insan insan oldukça gitmek de çare değil...
 
Tempo hiç düşmüyor
 
Volkan M. Sarısöz sahneye koymuş Semaver Kumpanya’nın ‘Kuşlar’ını; danslı, müzikli, şamatalı bir komedi olarak. Okan Kaya’nın müzikleri şahane... Ebru Cansız’ın koreografisi de... Satirler’in dansıyla zımba gibi bir açılış yapıyor, üç saate yakın da tempoyu hiç düşürmüyorlar.
 
Oyunculuklar için ne söylense az. Serkan Keskin ile Mustafa Kırantepe’nin iki müthiş Atinalısını sonsuza dek izleyebilir insan. İnsanken Hüthüt Kuşu’na çevrilmiş Tereus’ta neredeyse gerçekten uçan Sarp Aydınoğlu’nu da... Ve Cansu Saka, Ezgi Ulusoy, Gözde Şencan, Güliz Gündüz, Hakan Atalay, İbrahim Barulay, Merve Dizdar, Onur Yalçınkaya, Rojhat Özsoy, Saniye Samra, Sezin Bozacı, Sibel Altan ve Uğur Senkeri’den oluşan tüm ekibi. Deniz Çağrı Bilgili’nin kostümleri asla atlanamaz, çünkü oyunun bütün karakterini belirliyor.
 
‘Kuşlar’da bugüne göndermeler çok fazla, çoğu da isabetli. Ancak doğaçlamalarla oyunun süresi epey uzuyor, dediğim gibi oyuncuların temposu düşmese de seyircinin dikkati dağılabiliyor.
 
Bunu bir tarafa koyarsak, Işıl Kasapoğlu’ndan bayrağı devralan Semaver Kumpanya ekibi her oyunlarıyla hayata ve insana dair umutlarımızı tazeliyor. İyi ki varlar...
 
Nazan Öncel daha çok konser verse
 
Nazan Öncel’i izledik cumartesi akşamı Garajistanbul’da. haber değeri büyük çünkü sahiden çok az konser veriyor. Halbuki sesi kayıttakilerden farksız, pırıl pırıldı. Kendisi de çok enerjik ve fıkır fıkırdı. Performansına diyecek yoktu yani. Ama repertuvarına vardı. Biliyorum, Nazan Öncel gibi verimli bir şarkı yazarının bir konserde herkesi memnun etmesi mümkün değil. Ama yine de benim gibi tutkun bir dinleyiciyseniz o çok nadir yakaladığınız canlı performans, en çok bilinen hit’lerle sınırlı kalmasın istiyorsunuz. ‘Sokak Kız’ları, ‘Erkekler de Yanar’lar, ‘Yan Yana Fotoğraf Çektirelim’ler tabii ama bir ‘Gül Pansiyon’, bir ‘Bırak Konuşsunlar’ olmadan olur mu? Bis’te son şarkı olan ‘Hay Hay’ı tekrar söylemek ya da?
 
Şarkı sözlerinin çoğunu da sahnede adeta yeniden yazdığını düşünürsek Nazan Öncel’den daha çok konser talep ederek nokta koymak istiyorum. Bu kadar sevilen bir şarkı yazarı ve şarkıcının seyircisiyle bu kadar az buluşması haksızlık... O tek konser yetmiyor kimseye, kendisi de söylemeye söylemeye uzaklaşıyor herhalde şarkılarından...