Şiddet serbest, filmi yasak
Geçen ay Dilber Ay’ın, bu ay Bergen’in hayat hikâyesini izledik -izliyoruz- sinemalarda. Her ikisi de karşılarına çıkan bir -ya da birkaç- erkek tarafından karartılmış hayatlar. Babasının, abisinin, kocalarının zulmü altında büyüyüp düşe kalka kendi yolunu çizen Dilber Ay bir yaştan sonra da olsa mutluluğu yakalayabilmişti. Bergen ise “Acıların kadını” olarak 30’unu doldurduğu yıl (1989) göçtü gitti bu dünyadan. Üstelik de adına ısrarla “aşk” denilen bir cinayete kurban giderek. “Aşk cinayeti”. Bir kadının kıskanan, öfkelenen, “tahrik olan” bir erkek tarafından katledilmesine verdiğimiz romantik ad.
Yıllar süren bekleyiş, değişen isimlerden sonra senaryosunu Sema Kaygusuz ve Yıldız Bayazıt’ın yazdığı, Caner Alper ve Mehmet Binay tarafından hayata geçirilen “Bergen” filminde Bergen’i Farah Zeynep Abdullah canlandırıyor. “Bergen” bu hafta -8 Mart haftası- gösterime girdi. Sözde “aşk” uğruna evlendiği bir adam tarafından şiddet gören, sahneye çıktığı için yüzüne kezzap atılan, gözünü kaybeden, en sonunda da kurşunlanarak öldürülen bir kadının hikâyesini hatırlamak için anlamlı bir tarih. Öldürdüğü bir kadının arkasından akıllara durgunluk veren açıklamalar yapan katiline kulak vermek içinse hiç değil. Gelin görün ki şu anda gündemimizi (asıl soru neden “serbest” olduğu olması gereken) Halis Serbest’in cinayetini gayet haklı gören cümleleri meşgul ediyor.
Halis Serbest, 1989’da karısını öldürdükten sonra Almanya’ya kaçmış, ancak 1992’de yakalanıp mahkemeye çıkarılmış ve bilumum “hafifletici” sebepten ötürü sadece yedi ay hapis yatmış. Bir kadının hayatına biçilen bedel. Halis Serbest, Adana Kozan’da yaşıyor, bu süreçte tekrar evlenmiş, 2018’de dört çocuğu istismar ettiği gerekçesiyle tutuklanmış ama görüldüğü gibi şu anda gene serbest ve Söylemezsem Olmaz adlı programa katılıp son derece özgüvenli konuşmalar yapabiliyor. Çünkü buna elveren zemini var. Ve “sağlam” bir dayanağı: “Ben beş kere evlendim, diğerleri neden hayatta?” Sunucular görünüşe göre sahici bir merakla “anlamaya” çalışıyorlar bu sorunun cevabını. Halil Serbest neden kezzap attı? Neden öldürdü? Bütün bunların anlaşılır sebepleri olabilirmiş gibi. “Şarkı söylemek namussuzluk mu, ben onu anlamıyorum” diyen bir Seren Serengil var karşımızda mesela. Ya da “Bergen sizi aldattı mı?”. Adam da rahat rahat atıp tutuyor. İşte defalarca aldatmış da, ehli namus kişi bunu kabul edemezmiş de. Döne döne sorulan saygı dolu “Neden kezzap attınız?” sorusuna da “Kezzabı ben atmadım” diyor, “Azmettirmekten yargılandım”. Yani herhalde hiçbir katil bu kadar rahat ifade edememiştir kendisini bugüne kadar. Tebrik ediyorum. O sabah programını izleyen onca insan artık bir kadın cinayetine ne gibi kabul edilir gerekçeler uydurulabileceği konusunda biraz daha fikir sahibi. Neyse ki Halis Serbest aynı serbestlik içinde Bergen’e küfür etti de yayından gönderildi. Yoksa daha neler işitecektik kim bilir.
Bu arada kendisinin ikâmet ettiği Kozan ilçesinde “Bergen” filmi gösterime giremeyecekmiş. Kozan Belediye Başkanı Kazım Özgan, DHA'ya "Araştırdım, film şiddet içeriyor" diye açıklama yapmış: “Ben bu şiddeti niye çocuklarıma anlattırayım? Niye onlar bunu dikkate alsınlar? Öğrenmelerini doğru bulmam. İlçede böyle bir film yayınlanmayacak." Film şiddet içerdiği için gösterilemiyor ama hayatta o şiddeti uygulayan saygı görüyor. Bir 8 Mart öncesinde, tam da kadınların başımızın tacı olduğu açıklamalarını yapmaya çeyrek kala bundan daha iyi özetlenemezdi içinde bulunduğumuz durum. Bianet’in yerel ve ulusal gazetelerden derlediği haberlere göre ocak ayında 22, şubat ayında 33 kadın erkekler tarafından öldürüldü. Kim bilir her birinin ne önemli sebepleri vardı, değil mi?