Milliyet Sanat »Yazarlar » Asu Maro | Şeref nedir, şerefsiz insan kimdir?
Şeref nedir, şerefsiz insan kimdir?
16 Mart 2023 - 12:03.
Bazen merak ediyorum, kadınlar olmasaydı “şeref, namus, ahlak” ve benzeri kavramlar neyin üzerinden tanımlanacaktı? Erkekler buna dair nasıl bir çözüm bulacaktı? “Karım benim namusum” diyemeyince namusunun göstergesini nerelerde bulacaktı bir koca mesela? Ya da baba, erkek kardeş, ağabey, dayı, amca.
Bu hafta Başakşehir Teknik Direktörü Emre Belözoğlu’nun ailesini övmek için bulduğu formül yine bir “şeref” meselesi çıkarttı karşımıza. Birden şeref nerede, onu tartışır olduk. Kendisi çok net ve emin bu konuda, “Bir tane annem var, babamdan önce başkasının elini tutmamış; eşim var, benden önce kimsenin elini tutmamış. Şeref istiyorlarsa bizde fazlasıyla var” diyor. Önce şunu belirtelim: Belözoğlu bu açıklamaya hangi vesileyle gerek duyuyor? Beşiktaş maçında siyah beyazlı taraftarların kendisine ettiği küfürler nedeniyle. İki kızıyla beraber geldiği maçta annesine yönelik küfürlere maruz kalmış. Yani ortada birbirine kızan ve bunu yine kadınlar üzerinden dile getirmeyi seçen erkekler var.
Elbette Belözoğlu’nun yaşadığı yanında kızları olsa da olmasa da çok çirkin. Yılların futbolcusu olarak tribünlerde -ve de sahada- kullanılan dilin rahatsız ediciliğini yeni fark etmemiştir diye tahmin ediyorum. Erkeklerin tıpkı namus-şeref meseleleri gibi birbirlerine olan öfkelerini de işin içine anaları, bacıları karıştırmadan ifade etmenin bir yolunu bulmaları acilen gerekiyor. Ama bunun cevabı “Şeref istiyorsanız annemin geçmişine bakın” olabilir mi? Al birini vur ötekine. Şeref istiyoruz tabii de bunun teminatı olarak kimsenin elini tutmamış bir (pardon iki) kadın istemiyoruz.
Sözlüğü açıp “şeref” sözcüğünü arayalım. Diyor ki “Erdem, yüreklilik ve yetenekle elde edilmiş iyi ün.” Eş anlamı olarak “onur” diyor, ona da ayrıca bakarsak, “Kişinin kendi varlığına, kendi kişiliğine karşı beslediği saygı, insanı insan yapan iç değer”. Görüldüğü gibi, doğruluk, dürüstlük, adalet, cesaret… Şerefli, onurlu bir insanda aranan erdemler bunlar. Ayrıca farkındaysanız “kendi” diyor, “iç değer”, “öz saygı” vurguları yapıyor. İşin içine kimseyi karıştırmıyor. Kadın şerefliyse bu özellik nikâh yoluyla kocasına da geçmiyor yani. Ayrıca yetenek ve yüreklilikten, “elde edilmiş” değerlerden söz ediyor. Neden bir kadının eli, bir ailenin “elde edilmiş” değeri olsun? Kocasından önce başka birini sevmiş olması niye onu şerefsiz biri yapsın? Bütün bu tanımlar içinde olsa olsa hayatı boyunca tek bir insanı sevmek bir yetenek kabul edilebilir belki ama bunun da şerefle, namusla ilgisi yok. Hele erkeğinkiyle hiç ilgisi yok. Kadının yüce gönüllülüğü.
Böyle gelmiş bu dilin daha fazla böyle gitmemesi gerek. Biz toplum olarak erkeklerin kadınların bedenindeki, ruhundaki, kalbindeki bu tahakküm arzusunun çok acısını çekiyoruz. Evlilik ya da evladı-babası olma yoluyla size ait sandığınız kadının kimseye değmeyen elini, başkasına bakmayan gözünü “kendi varlığınız” kabul ettiğiniz için sürekli kocaları, sevgilileri, babaları tarafından öldürülen kadınları sayıyoruz.