Neden tabancası var?
Nasıl korkunç şeylerin “normalleştiği”, ne acayip ne vahşi, ne ürkütücü zamanlar yaşıyoruz. Bir anda alevleniveren şiddetli kavgalar, birbirlerinin hiçbir farklılığına saygısı / tahammülü olmayan insanlar, sokak ortasında işlenen cinayetler; insan gerçekten evden çıkarken başına neler gelebileceğini tahmin edemiyor. Bir insan üç kişiyi güpegündüz, sokak ortasında, “bir anlık öfkeyle”, efendim “şekeri çıktığı, gözü karardığı için” öldürebiliyor mesela. Gerekçesi de var: Köpek besliyorlarmış. Bu hayvan düşmanlığı zaten giderek meşru bir kavga / cinayet sebebi olarak hayatımıza yerleşti. Genelde iş hayvancağızların öldürülmesiyle sonuçlanırdı, demek sıra insan öldürmeye de gelmiş.
İzmir Bayraklı ‘da meydana geliyor olay. 62 yaşındaki Ali İhsan K., komşusu Yahya Köşek (61) ve eşi Meryem Köşek (57) ile birkaç gün önce bahçelerinde besledikleri köpekler nedeniyle tartışıyor, “Torunlarım korkuyor parka giderken” gibi bir gerekçesi var. Anlaşılan o ki bu tartışma birkaç gün sonra tekrarlanıyor, Yahya Köşek de sinirlenerek sert cevap veriyor. Görgü tanıklarının ifadesine göre olay küfürleşmeye dönüyor, Ali İhsan K. da tabancasını çıkarıp Yahya Köşek’i, Meryem Köşek’i ve kızları 37 yaşındaki iki çocuk annesi Funda Güçlü’yü vuruyor. Bir cep telefonuyla kaydedilmiş görüntüler mevcut. Kendisinin de inkâr ettiği yok zaten, “Köpekler konusunda daha önce de uyardık, uyarmamıza rağmen beslemeye devam ettiler” diye açıklıyor; “torunlarımızı ısıracaklardı”. Bir de olay sırasında şekerinin yükseldiğini, tam olarak ne olduğunu hatırlamadığını iddia ediyor. Bu da ceza indirimi için muhtaç olduğumuz “hafifletici sebep” belli ki.
Şunu anladık; dünyayı sadece kendisinin zanneden, başka canlılara yaşam hakkı tanımayan insanın ürkütücülüğünün sınırları genişledikçe genişliyor da burada asıl sorulması gereken soru, bu bir anda şekeri çıkıp gözü dönebilen adamın neden tabancası var? Neden bu kadar kolay oldu silah sahibi olmak? Bu konuda 1993’ten beri mücadele eden, bireysel silahların tehlikesine dikkat çekmeye çalışan Umut Vakfı’nın verilerine göre ülkemizde her yıl 4500 kişi bireysel silahlarla ölüyor, ateşli silahlarla işlenen suçların yüzde 84’ü de ruhsatsız silahlarla meydana geliyor. Ayrıca silahlı olayların yüzde 42,68’i “aniden başlayan tartışmalar”ın sonucu. Yani bu örnekte olduğu gibi, “tepen attığında” elinin altında silah olmasının ölümcül sonuçları var.
Dünya Sağlık Örgütü, “Şiddeti Önleme” programında ateşli silahlara erişimin kısıtlanmasını en acil önlemler arasında görüyor. Buna karşılık bizde silah sahibi olmak gittikçe daha yaygın hale geliyor. Sevinen silahla, üzülen silahla haşır neşir. Maçta havaya açılan ateşten, evde güya “şakalaşırken” “temizlerken ateş alıveren tabancadan” giden hayatların haberleriyle dolu ortalık. Özetle o silah o evdeyse patlaması an meselesi. Acil olarak bireysel silahlanma konusunda etkili önlemler alınmazsa siniri burnunda gezen insanlar topluluğu olarak kafası kızanın silahı çekip ortalığı taraması da günlük hayatımızın “sıradan” olaylarından birine dönüşecek ve çok daha fazla can yanacak.