Milliyet Sanat »Yazarlar » Asu Maro | Nasıl olsa yalan haber!
Nasıl olsa yalan haber!
07 Aralık 2012 - 07:12 | www.zaytung.comAsparagas haber diye okuyup güldüklerimiz aslında gerçeklerin izdüşümü gibi, okudukça daha da çok benzerlik görüyoruzŞu aralar internette en çok Zaytung haber sitesini takip etmeyi seviyorum. Gündeme dair asparagas haber üretip 'dürüst, yalansız, ahlaksız haber' sloganıyla yayın yapan site...
Hayatımızın her gününde öyle zaytung'luk 'gerçek'lerle karşılaşıyoruz ki, hiç değilse oradakilerin yalan haber olması iyi geliyor sanırım. Aslında bir baksak hangisi yalan, hangisi gerçek, ayırt etmek kolay değil. Yoksa bir dizinin bir ülkenin gündemini bunca işgal etmesi aslında tam zaytung'a yakışır bir haber değil de ne?
Bu haftanın başlıklarından biri mesela, "Alınan tüm önlemlere rağmen Taksim'e ulaşabilen insanlar olduğunu fark eden Büyükşehir Belediyesi, sızıntının kaynağını tespit etmeye çalışıyor"du. Eğer bir süredir zorunluluktan yolu Taksim'e düşen, hele hele mazallah oralarda evi olan biri değilseniz, bunun ne demek olduğunu tam anlayamayabilirsiniz. Biraz devam etmek istiyorum, ağlanacak halimize ben güldüm, siz de mahrum kalmayın diye: "İstanbul Büyükşehir Belediyesi Fen İşleri Daire Başkanlığı tarafından düzenlenen basın toplantısında, Fen İşleri Daire Başkan Yardımcı Fikret Sami Ekinciler, 'Bizdeki haritalara göre Taksim'e ulaşan bütün yolların kazılmış olması lazım. Ancak bazı ara sokaklar Beyoğlu Belediyesi'nin sorumluğundaydı. Orada bir ihmal söz konusu olabilir' derken, sızıntının kaynağının en kısa zamanda bulunacağıyla ilgili de güvence verdi. 'Geçtiğimiz hafta Fındıklı tarafından sorunsuz bir şekilde Cihangir'e kadar ulaşılabildiği yönünde duyumlar aldık. Arkadaşlarımız derhal o bölgede doğalgaz alt yapı yenileme çalışması başlatarak duruma müdahele etti' sözleriyle Büyükşehir Belediyesi'nin bu konudaki hassasiyetine dikkat çeken daire başkanı..." diye gidiyor 'asparagas' haber...
Günlük hayatınızda Taksim'den Tarlabaşı'na, Maçka'ya, ne bileyim Nişantaşı'na, Kabataş'a, aslında yolunuzu Taksim'den geçirirerek herhangi bir yere gitmeye çalışmıyorsanız, araba zaten hayal ama yaya olarak bile buralardan geçmek zorunda kalıp akrobatik denemelere kalkışmıyorsanız, yaşadığınız, bütün bu keşmekeşten kurtulup sığınmaya çalıştığınız ara sokak da tam buna eş zamanlı olarak köstebek yuvasına dönüştürülüp bırakılmadıysa arkanıza yaslanıp rahat rahat gülebilirsiniz... Yalan haber nasıl olsa...
Ve tam ben bunları yazarken bir son dakika haberi: "Taksim'de süren yayalaştırma projesi kazılarında bir iş makinesinin doğalgaz borusunu patlatması nedeniyle panik yaşandı. Tehlike nedeniyle Dolapdere-Taksim Caddesi araç ve yaya trafiğe kapatıldı" Zaytung'dur, zaytung...
Yine kadehler kalkıyor
Öncesinde, hazırlık olarak 'Rakı Ansiklopedisi: 500 Yıldır Süren Muhabbetin Mirası' kitabına göz atmakta, varsa yabancı konuklara da Erdir Zat'ın 'Rakı: The Spirit of Turkey' kitabını hediye etmekte fayda var... Maksat muhabbetin mirası sürsün...
Hayatımızın her gününde öyle zaytung'luk 'gerçek'lerle karşılaşıyoruz ki, hiç değilse oradakilerin yalan haber olması iyi geliyor sanırım. Aslında bir baksak hangisi yalan, hangisi gerçek, ayırt etmek kolay değil. Yoksa bir dizinin bir ülkenin gündemini bunca işgal etmesi aslında tam zaytung'a yakışır bir haber değil de ne?
Bu haftanın başlıklarından biri mesela, "Alınan tüm önlemlere rağmen Taksim'e ulaşabilen insanlar olduğunu fark eden Büyükşehir Belediyesi, sızıntının kaynağını tespit etmeye çalışıyor"du. Eğer bir süredir zorunluluktan yolu Taksim'e düşen, hele hele mazallah oralarda evi olan biri değilseniz, bunun ne demek olduğunu tam anlayamayabilirsiniz. Biraz devam etmek istiyorum, ağlanacak halimize ben güldüm, siz de mahrum kalmayın diye: "İstanbul Büyükşehir Belediyesi Fen İşleri Daire Başkanlığı tarafından düzenlenen basın toplantısında, Fen İşleri Daire Başkan Yardımcı Fikret Sami Ekinciler, 'Bizdeki haritalara göre Taksim'e ulaşan bütün yolların kazılmış olması lazım. Ancak bazı ara sokaklar Beyoğlu Belediyesi'nin sorumluğundaydı. Orada bir ihmal söz konusu olabilir' derken, sızıntının kaynağının en kısa zamanda bulunacağıyla ilgili de güvence verdi. 'Geçtiğimiz hafta Fındıklı tarafından sorunsuz bir şekilde Cihangir'e kadar ulaşılabildiği yönünde duyumlar aldık. Arkadaşlarımız derhal o bölgede doğalgaz alt yapı yenileme çalışması başlatarak duruma müdahele etti' sözleriyle Büyükşehir Belediyesi'nin bu konudaki hassasiyetine dikkat çeken daire başkanı..." diye gidiyor 'asparagas' haber...
Günlük hayatınızda Taksim'den Tarlabaşı'na, Maçka'ya, ne bileyim Nişantaşı'na, Kabataş'a, aslında yolunuzu Taksim'den geçirirerek herhangi bir yere gitmeye çalışmıyorsanız, araba zaten hayal ama yaya olarak bile buralardan geçmek zorunda kalıp akrobatik denemelere kalkışmıyorsanız, yaşadığınız, bütün bu keşmekeşten kurtulup sığınmaya çalıştığınız ara sokak da tam buna eş zamanlı olarak köstebek yuvasına dönüştürülüp bırakılmadıysa arkanıza yaslanıp rahat rahat gülebilirsiniz... Yalan haber nasıl olsa...
Ve tam ben bunları yazarken bir son dakika haberi: "Taksim'de süren yayalaştırma projesi kazılarında bir iş makinesinin doğalgaz borusunu patlatması nedeniyle panik yaşandı. Tehlike nedeniyle Dolapdere-Taksim Caddesi araç ve yaya trafiğe kapatıldı" Zaytung'dur, zaytung...
Yine kadehler kalkıyor
Dünya Rakı Haftası kutlamaları
Dünya Rakı Haftası gelmiş çatmış yedinci kez. Yeni Rakı Yeni Seri sponsorluğunda, yedi yıldır ilk hasat anasonun işlendiği aralık ayında böyle sazlı sözlü, eğlenceli muhabbetli bir hafta düzenleniyor. Bu seneki, yarın İstanbul'da başlıyor. Nerede? Hala rakının kalbi diyebileceğimiz Kumkapı'da. 14 Aralık'ta Bursa Arap Şükrü, 15 Aralık'ta İzmir Kordon ve eş zamanlı olarak İstanbul'da bu kez Samatya kadeh kaldıracak. Meyhane kültürünün yeşerdiği, hala yaşadığı muhitler buralar. Dilerseniz şimdiden www.dunyarakihaftasi.com adresine girip meyhanelerden birini seçerek yerinizi ayırtabilirsiniz. Sonrası falcılar, karikatüristler, fotoğrafçılar, çalgıcılarla renklenen bir meyhane gecesi olacak. Öncesinde, hazırlık olarak 'Rakı Ansiklopedisi: 500 Yıldır Süren Muhabbetin Mirası' kitabına göz atmakta, varsa yabancı konuklara da Erdir Zat'ın 'Rakı: The Spirit of Turkey' kitabını hediye etmekte fayda var... Maksat muhabbetin mirası sürsün...