Milliyet Sanat »Yazarlar » Asu Maro | Kara kara düşündüren bir hikaye
Kara kara düşündüren bir hikaye
Erdem Tepegöz’ün ilk filmi ‘Zerre’. Ve anlatmak istediği hikayeyi izleyenin iliklerine kadar hissettiren bir dili var. Bunda birinci rol atmosferin, kesinlikle. Zeynep’in o evi, o mahallesi, o şehrin ona görünen karanlık yüzü üzerinize üzerinize geliyor, izlerken. “Bir insanın başına da bu kadar felaket gelir mi?” diyecek bir durum yok, aslında ne yazık ki çok sıradan bir hikaye, anlattığı. Kim bilir kaç Zeynep geçiyor her gün yanımızdan, hayatın bütün yükünün bindiği omuzlarıyla...

Ve tabii Jale Arıkan... Filmin ikinci büyük kozu... O küçücük yaşam parçasını bütün gerçekliğiyle önümüze koyuyor. Hiçbir abartısı yok. Rüçhan Çalışkur da var filmde, Özay Fecht de... Sağlam oyuncu kadrosuyla, hikayesini doğru düzgün anlatan, özel bir ilk film.
Altın Portakal’daki gösteriminden sonra en çok konuşulan, filmin bir sonu olmamasıydı. Ve Zeynep’in her sıkıştığı anda kanayan burnunun bir yere bağlanmaması. Bir hastalık mı çıkacak altından diye bekliyorsunuz, bir şey çıkmıyor. Ya da çok şey çıkıyor, artık size kalmış hayal etmesi. Hatta bir teyze Antalya’da “Neticeyi seyirciye bırakmak bu seneki filmlerde bir zorunluluk olmuş herhalde” diye hafiften isyan etmişti. Öyle, gönül isterdi tabii bu bir Hollywood filmi olsun, Zeynep’in hayatında bir umut ışığı doğsun, tünelin ucu görünsün, bir nefes alıp çıkalım sinemadan. Ama öyle tercih etmemiş yönetmen. Bütün karanlığıyla bitirivermiş filmi. Bundan sonra ne olacağını tahmin etmeyi seyirciye bırakmış, hikayesinin gerçekliğinin gerektirdiği şekilde... Ya da ne yazık ki hiçbir şey olmayacağını, bu küçücük hayatın gördüğümüz parçası nasılsa öyle geçip gideceğini... Hayatın öyle pek sık armağanlar sunmadığını insana... Ya da en azından ‘fena halde adam seçtiğini’. Öyle işte, hüzünlendiren bir film ‘Zerre’, iyi bir film... Düşündüren, hem de kara kara düşündüren...
Festival Emek’te kapanıyor
İstanbul Film Festivali’nde son hafta sonuna geldik. Bu yıl da festivale Emek Sineması damgasını vurdu. Nitekim Emek’in yıkılmasına, taşınmasına, artık adına her ne diyorsak, bulunduğu yerde korunmamasına karşı çıkanlar, festivali pazar günü sinemalarının önünde kapatacaklar. Barikatların, biber gazının, tazyikli su ve benzeri sürprizlerin yıldıramadığı Emek’çiler Emek Sineması’nın önünde buluşacak. Emek’te açılan festival Emek’te kapanacak. Saat 17.00’de. Sinema emekçilerine, seyircilerine, ‘akil’ olan olmayan tüm sanatçılara, sanatın ve sanatçının yanındaki çevik kuvvete duyurulur.
Etiketler: Altın Portakal Asu Maro Emek Sineması Erdem Tepegöz eylem film Jale Arıkan Özay Fecht Rüçhan Çalışkur Zerre
