Milliyet Sanat »Yazarlar » Asu Maro | Hayatı “canlandıran” festival
Hayatı “canlandıran” festival
21 Ekim 2022 - 11:10.
Yaşlı bir kadın, mayosunu giymiş, bir elinde havlusu, diğer elinde bastonu tıngır mıngır havuza gitmekte. Ağır ama kararlı adımlarla. Havuza inen merdivenin yanına geliyor, durmuyor, geçiyor yanından. İleride şemsiye altında iki koltuk var, orada oturur, gölgede soluklanır diye bekliyoruz. Çünkü dedik ya, “yaşlı” bir kadın, havuza atlayacak değil ya. Fakat onu da geçiyor ve atlama tahtasının merdivenleri önünde duruyor. Karşısında gökyüzünün yedinci katına kadar çıkıyormuş gibi dikilen bir merdiven, kafasında da bin tane tereddüt, belli ki.
“Teyze”, beş dakikalık bir animasyon. Karakterimizin o merdivenleri bir bir çıkışını ve o sırada ona engel olmaya çalışan “kendi”leriyle mücadelesini anlatıyor. İşte “yapamazsın” diye dalga geçeni var, aşağıda mis kokulu bir kahve yapıp “Ne işin var tepelerde, gel de şurada kahveni yudumla” diyeni var, yaşına uygun şekilde yatıp güneşleneni var. Bir sürü vazgeçmiş “teyze”. Bunların hepsini konuşmadan yapıyorlar ve de. Bizimki de onları bir bir üzerinden sıyırarak tırmanışına ve atlayışına devam ediyor. Bir kendi kendine köstek olma hikayesi ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi.
Fulya Tokaoğlu imzalı “Teyze”, şu anda MUBI’de Canlandıranlar Film Festivali’ne özel seçki kapsamında gösteriliyor. “Teyze”nin peşinden diğerlerini de izlemeye koyuldum. Işık Dikmen’in “İçine Kaçan Kız”ı var mesela, o da gene sessiz sözsüz olarak bir regl ağrısından yola çıkarak bir evrimleşme süreci olarak gördüğü kadınlık tecrübesini dört dakika içinde anlatıveriyor. Ya da Melis Bilgin’in “Tetrist”i, Matrakçı Nasuh’un 16. YY. minyatüründen Pera bölgesi detayı üzerinde oynanan kaybedilmeye mahkûm tetris oyunuyla İstanbul’un değişimini gösteriyor izleyiciye. Üç dakika, değişen müzikler, üst üste yığılan binalar ve “game over”. Hakikaten yüzlerce cümle kursan bu kadar iyi anlatamazsın. Nurbanu Asena’nın “Görünmez Duvarlarım” filmi ise dört karakterin anlattığı kendine güvensizlik hikâyelerini görselleştiriyor. Sekiz dakikalık süresinin sınırlarının çok ötesinde anlatım gücü olan bir animasyon.
Toplamda 10 tane kısa animasyon var MUBI’de gösterimde, dediğim gibi Canlandıranlar Film Festivali’ne özel ve onun işbirliğiyle. Bu sırada Canlandıranlar Derneği’nin düzenlediği Canlandıranlar Film Festivali de 10. kez seyirciyle buluşmuş durumda. https://canlandiranlar.com/ adresinden inceleyebilirsiniz, o kadar heyecan verici bir programı var ki. Yarışma ve yarışma dışı seçkiler var (Akbank Sanat, Müze Gazhane ve Fransız Kültür Merkezi’nde), Amsterdam Kaboom Animasyon Festivali’nin sanat yönetmeni Aneta Ozorek’in “Kabum Queer Seçkisi” var, Cuma 18.45’te Fransız Kültür Merkezi’nde. Festivalin onur konuğu Peter Lord hem kendi filmlerinden hem Aardman Stüdyo’nun diğer yönetmen- lerinin filmlerinden hazırladığı “ilham seçkisi”ni cumartesi 16.00’da Salt Galata’da sunacak ve ardından da bir konuşma yapacak. Çizer Sempe ve yazar Goscinny’nin Pıtırcık karakterini yaratması üzerine 2022 yapımı animasyon uyarlaması “Pıtırcık Mutlu Olmak İçin Ne Bekliyoruz?” Pazar 15.00’te, Slovak yazar, yönetmen ve animasyon sanatçısı Signe Baumane’ın uzun metrajı “Evlilik Hayatım” ise Cuma 21.45’te Fransız Kültür Merkezi’nde gösterilecek.
Etkinliklerin çoğu ücretsiz bu arada, siteden bakıp takip edebilirsiniz. Hayatın renkleri gittikçe solarken hayal gücünün sınırlarını zorlayan anlatım biçimleri daha da kıymet kazanıyor. “Kâr amacı gütmeyen, yeteneklere odaklanan ve etkinliklerini gönüllülük yoluyla düzenleyen” derneğin böyle bir festivali söyleşileriyle, atölyeleriyle, yetenek kamplarıyla 10 yıldır sürdürüyor olması ise alkışlanası.