Hakaret nedir, şaka nedir?
Daha Oscar ertesi Will Smith’in Chris Rock’un beğenmediği esprisine tokatla karşılık vermesi halkımızı ikiye bölmüşken, benzeri durumlarda bizde neler olabileceği üzerine de tahminler yürütülmüştü. Gerçi fazla da düşünecek bir şey yoktu, mizaha karşı ne kadar toleranslı olduğumuz konusunda pek çok tecrübemiz mevcut. Bizde olay savcılıkta bitiyor. Mutlaka sözün ucu bir “hassas nokta”ya dokunuyor ve birileri de “Böyle mizah olmaz olsun, alın bunu sahneden” diyerek harekete geçiyor. Hele şimdi Twitter var, işler iyice kolaylaştı, hadi EmniyetGM iş başına.
Espri nedir, hakaret nedir, ortada bir şaka varsa hedefi kimdir, gerçekten kimse bununla ilgilenmiyor. Kendisi Alevi olan stand-up’çı Pınar Fidan, Alevilere hakaret etmekle suçlandı hatırlarsanız. Hedefinde Madımak’ta yakılanlar değil yakanlar vardı, ortalama bir zekâ ve asgari iyi niyet bunu anlamak için yeterliydi ama hâlâ adını arattığınızda Google size “Alevilerle ilgili iğrenç şakalar yapan” birinden söz ediyor. Ya da Emre Günsal, gösterisinde Atatürk ve Mevlana’ya hakaret ettiği gerekçesiyle hapis cezası aldı. Yine izlediğiniz zaman ortada hakaret olmadığı açıktı. Böyle zamanlarda da devreye “Komik mi yani?” sorusu giriveriyor hemen. Diyelim ki komik değil, “kötü şaka”nın cezası bu değil herhalde. Şimdi de daha biz Will Smith’in sırtını sıvazlayalım mı, yoksa “O da biraz mizaha karşı tahammüllü olsaydı canım” mı diye karar verememişken, gene bir genç stand-up’çı, Emre Can Çalışkan, gösterisinde bir televizyon kanalında satılan Atatürk’lü objeleri konu ettiği için linç yağmurları altında kaldı. “Atatürk’ü hepimiz seviyoruz ama Atatürk’lü çay tabağı satmak bu sevginin neresine denk geliyor?” gibi kulağa oldukça mantıklı gelen bir soru soruyor, Çalışkan. Üzerine de bidon, halı, sadece Akdeniz’i gösteren pusula ve Samuray kılıcına kadar bir dizi Atatürk’lü obje örneği sıralıyor. Bunu yaparken o reklamlarda kullanılan müziğin bir benzerini çalıyor ve yine orada kullanılan Atatürk’ün sesini taklit ediyor. Ve nasıl oluyorsa Atatürk düşmanı ilan ediliyor. Hani bakıyorum yazılanlara; “Onu şaka malzemesi yapamazsın, sesini taklit edemezsin, onun adını kullanarak gösteri yapıp para kazanamazsın”. İmzasını kullanarak çay tabağı ve kılıç satabilirsin ama. Bunda beis yok. Şaka yapamazsın. “Benim şakam Atatürk’ü değil onun üzerinden yürüyen ticareti hedef alıyor” da diyemezsin. Zaten desen de dinleyen, okuyan, okuduğunu anlayan bulamazsın.
İnsan sahiden Will Smith’in tokadını mumla arıyor. Orada en azından şakanın hedefi netti. Yapan da biliyordu bunu, şaka malzemesi ettiği Jada Pinkett Smith de anladı, onun beyi de. Burada gel bir de “Kırpılıp servis edilen şakamın tamamı budur, bir de bunu izleyip karar verin” videoları yayınla, niyetini açıkla, “aslında” kime ne demeye çalıştığını anlatmaya çalış ve tabii ki anlatama. Son kertede aldığın cevap: “Bunu Atatürk’ün ilkelerini yıkmak isteyen emperyalist güçler bile yapmadı, yazıklar olsun hepinize”. Tabii tabii, izleyen, gülen ve alkışlayanlar dâhil. Bizim mizahla ilişkimiz de bu şekilde.