“Eline koluna hâkim olursun”
Olması gereken olunca, mesela şikâyet edilen bir tacizci ceza alınca insanın içi bir umutla doluyor. Dün Milliyet’te Elif Altın’ın haberini okurken olduğu gibi. Demek olabiliyor.
Bu arada önce şunu söylemek isterim: Aslında haber değeri bile olmaması gereken bir olay bu. İstanbul’da bir otobüste, E.K. isimli bir kadının yanına M.Ş. isimli bir adam oturuyor, birkaç kez kadının bacağına dokunuyor, tabii ki kadınların çok iyi anlayacağı şekilde E.K. “Sarsıntıdan olsa gerek, şimdi kimseyi haksız yere suçlamış olmayayım” diye geçiriyor içinden. Yine kadınların çok iyi anlayacağı gibi aslında hata olmaz orada, birinin size yanlışlıkla değmesiyle kasten dokunması arasındaki farkı hissedersiniz.
Neyse en nihayetinde bacağını tutup sıkınca “Ne yapıyorsun” diye bağırıyor, adam hızla kalkıp otobüsten iniyor. Buraya kadarı için “haber değeri yok” dediğimi düşünenler de haklı, bunu yaşamayan kadın yok. Fakat aslında bundan sonra “olması gerekenler” oluyor ve maalesef bu da bize “sıra dışı” geliyor. Bir, E.K. konunun peşini bırakmıyor, karakola gidip şikâyetçi oluyor. İki, belli ki orada “Bacım, sana öyle gelmiştir” diyen bir polis memuruyla karşılaşmıyor, şikâyeti ciddiye alınıyor. Kamera kayıtları incelenip şahıs bulunuyor, hakkında dava açılıyor. Sanık elbette suçlamaları reddediyor. İşte burada üçüncü ve en önemli şey gerçekleşiyor; hâkim sanığa iki yıl hapis cezası veriyor. Üstüne üstlük “efendi bir insan, derli toplu da giyinmiş, şimdi geleceği etkilenmesin” diyerek iyi hal indirimine de gitmiyor. Hatta “Bir daha suç işlemeyeceği yönünde mahkemede vicdani kanaat oluşmadığı” için hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına da yer olmadığını söylüyor.
Normalde “kadın gazeteci”, “kadın pilot” gibi tanımlamalara karşı olmakla beraber, burada belirtmek gerek ki “kadın hâkim” veriyor bu kararları. “Nasıl yani? Para cezasına çevirmeyecek misiniz?” diye şaşıran (Çünkü biz öyle biliyoruz, en kötü ihtimalle) sanığa da “Bundan sonra kadınlar özgürce seyahat ederken eline koluna hâkim olursun” diyor.
Özetle kadınların özgürce seyahat etmesi ise amaç, bu onları izole edip “erkeksiz seyahat sahası” sağlamaktan değil, eline koluna hâkim olabilen erkekler yetiştirmekten geçiyor. Suça karşı gereken cezayı uygulamak da bunun en önemli adımı.