Milliyet Sanat
Milliyet Sanat »Yazarlar » Asu Maro | Dylan Nobel'i sevmiyor mu?

Dylan Nobel'i sevmiyor mu?

26 Ekim 2016 - 12:10
Belki de Bob Dylan ödülleri de, hayatı da, kendisini de o derece ciddiye almıyordur. Hatta İsveç Akademisi’ni bile, inanır mısınız? Mecbur mu canım?
Nobel Akademisi ‘gergin’miş, öyle diyor başlıklar. Nobel Edebiyat Ödülü’ne ‘layık’ görülen Bob Dylan’dan hâlâ bir ses çıkmaması, İsveç Akademisi’nde gerginliğe ve giderek ‘çatlaklara’ neden oluyormuş. 
 
Evet, ödül açıklanalı 10 gün oldu ve dünyanın her köşesinde ilgili-ilgisiz, bilgili-bilgisiz herkes konuşurken, Dylan değil çıkıp ‘gurur duyduğunu’ bildirmek, bu gurura nail olup olmayacağını bile bildirmedi. Akademi ulaşamıyor kendisine, öyle düşünün. Her gün acıklı açıklamalar yapıyorlar, oradan biliyoruz. Yine de umutlar yeşildi, kendisinden basmakalıp bir davranış biçimi zaten bekleyen yoktu. Bob Dylan’dı bu, iki naz yapıp er geç ortaya çıkacaktı, inanıyorduk. 
 
Ancak öyle bir ‘dolaylı’ hareket geldi ki Dylan cephesinden, iyice karıştı kafalar. Önce internet sitesinde, yeni yayınlanacak ‘The Lyrics: 1961-2012’ kitabının tanıtım yazısında ‘2016 Yılı Nobel Edebiyat Ödülü Sahibi’ ibaresi zuhur etti. Sevinçli bir heyecana kapıldık, bu bir kabul 
değilse neydi?
 
Akademiden ‘diplomatik’ açıklama
 
Aradan iki gün geçmedi, söz konusu ‘sıfat’ görünmez ellerce siteden kaldırıldı. Muamma geri döndü. Ve Bob Dylan Nobel krizine yeni bir boyut eklendi: İsveç Akademisi üyesi Per Wästberg, İsveç televizyon kanalı SVT’ye çıkıp Dylan’ın tavrını ‘kaba ve kibirli’ bulduğunu açıkladı. Daha doğrusu, kendince ‘diplomatik’ bir ifade kullandı: “Gelecek zaman zarfında, diyelim önümüzdeki bir ay içinde kendisinden ses çıkmazsa, bunu kaba ve kibirli diye nitelendiririm.” 
 
Şimdi sanırım Nobel aldığı açıklandığından beri inzivaya çekilen Dylan’ın bu üstü kapalı tehdide pabuç bırakarak nedamet getirmesi bekleniyor. “Afedersiniz, beni kibirli diye tanımlamanız hayatta son isteyeceğim şey olur, ben bütün kariyerimi alçakgönüllülük üzerine kurmuştum” diyerek ortaya çıkması an meselesidir. 
 
Öte yandan ‘kriz’in bir de karşı cephesi var: İsveç Akademisi’nin diğer üyeleri. Onlar da bir basın açıklaması yaparak “Per Wästberg’in açıklaması kendisini bağlar” dediler: “Nobel Ödülü almış bir yazar, ödüllerin dağıtılacağı törenlerde nasıl tavır alacağını kendisi belirler. İsveç Akademisi’nin hiçbir ödül sahibinin kararı konusunda görüş açıklaması söz konusu olamaz. Bu kez de ne karar verilirse verilsin, görüş açıklaması söz konusu değildir. Akademi’nin üyelerinden Per Wästberg de Bob Dylan’ın henüz cevap vermemesi üzerine düş kırıklığını dile getirmiştir. Bu Akademi’nin resmi değil, Per Wästberg’in kendi görüşü olarak değerlendirilmelidir.”
 
Çok şükür sağduyulu bir açıklama, çünkü olay çocuk oyununa döndü. ‘Sana bir onur bahşediyoruz, hadi beklediğimiz tepkiyi ver bir an önce’ diye bir şey olabilir mi? Her gün alınganlık dozu artan açıklamalar, ‘artık pes ediyoruz’ son dakika uyarıları, süregiden bir ‘bekledik de gelmedi, hiç mi bizi sevmedi?’ hali. Mümkündür, sevmemiştir, Nobel aldı diye coşkudan coşkuya sürüklenmemiştir, ‘bir gün Nobel alır mıyım?’ diye smokinini hazır etmemiştir. Belki ödülleri de, hayatı da, kendisini de o derece ciddiye almıyordur. Hatta İsveç Akademisi’ni bile, inanır mısınız? Mecbur mu canım?