Milliyet Sanat »Yazarlar » Asu Maro | Dünyayı terk eden aşkın peşinde
Dünyayı terk eden aşkın peşinde
17 Eylül 2013 - 10:09Uzun süredir medyaya son derece mesafeli duran İlhan İrem nihayet sorularıma yazılı yanıtlar vermeyi kabul etti ve dün yayınlanan röportajın başlığı “Aşk bu dünyayı çoktan bırakıp gitti” idiBenim pek sevgili bir arkadaşım var, ne zaman aşık olsa, İlhan İrem şarkılarına verir kendisini. Ki bu sıkça yaşanan bir durumdur, aşık değilse de olmayı istiyordur, çünkü kalbi birisi için atmadığı zaman hayatı tatsız bulan insanlardan. Ve daha şahanesi, duygusunun karşılığıyla da çok ilgilenmeden sevebilir. Hani egolarımız genellikle “Beni sevmeyeni ben hiç sevmem, kendi kaybeder” yönünde çalışır ya, onunki öyle değil. Elma kendisine aşık olmasa da o sadece kendi duygusundan mutlu olabiliyor.
Patetik bir şeyden söz etmiyorum, kendisini birine fazla hesap kitap yapmadan kaptırabilme yeteneğinden söz ediyorum. Çünkü evet, aşık olabilmek basbayağı bir yetenek. Öyle sonradan edinilmiyor ve “Peki bundan benim ne kazancım olacak?” diye düşünen bir bünyede barınmıyor. Yeşerebilmek için bir İlhan İrem şarkısındaki samimiyete, naifliğe ve bilgeliğe ihtiyacı var diye daha iddialı bir laf da edebilirim ayrıca. Çünkü bu konuya kafa yorma nedenim, İlhan İrem konserine doğru geri sayıma geçtiğimiz bugünlerde, meslek hayatım boyunca pek çok kez deneyip başaramadığım röportajı yapabilmiş olmam. Uzun süredir medyaya son derece mesafeli duran İlhan İrem nihayet sorularıma yazılı yanıtlar vermeyi kabul etti ve dün yayınlanan röportajın başlığı “Aşk bu dünyayı çoktan bırakıp gitti” idi.
Twitter’da çok döndü bu cümle, hak verenler, hayıflananlar, itiraz edenlerler... Aşk bizi bırakıp gitti mi, gitmedi mi... “Sadece şarkılarda ve yüreği ötelerde atan insanların ruhlarında yaşıyor artık aşk. Üzerinde yaşayanların cehenneme çevirdiği bu dünyayı çoktan bırakıp gitti. Aşk dünyayı terk etti.” demişti İlhan İrem. Tıpkı şarkı sözleri gibi o kadar sade ki, benzerini elli kere duymuş olsa da çarpıyor insanı. 19 yaşında bir delikanlı olarak yazdığı “Her sevincin her kederin / En ölümsüz sevgilerin / Sonsuz denen göklerin / Her şeyin bir sonu varsa / Ayrılıkların da sonu var” kadar basit mesela... Ya da askerlik dönüşü yazdığı “Sana bana sevgimize, olanlar olmuş” kadar... Yıllar geçer, “Sabahları aynadan günaydılar sanadır / Nereye gidersen git, sevgi benden yanadır” geliyor bu sefer.
Ve neticede 40 yıl, onun için ‘ışık ve sevgiyle’, dünyamız için ne yazık ki biraz daha karanlık geçmiş ki biz bugün aşkı hala İlhan İrem şarkılarında arıyoruz. 21 Eylül Cumartesi, dünyayı terk eden aşkın izlerini aramak üzere Harbiye Açıkhava’da buluşmak üzere...
Lunapark gerçek mutlulukların...
Karışık Kontrtenor Nuri Harun Ateş, sezonu cumartesi gecesi garajistanbul’da açtı. Çıkıp sadece şarkılarını söylemek yerine habire şovunu zenginleştiren, yeni şarkılar ve sürprizler ekleyen bir şarkıcı, Ateş. Bu kez bir lunapark kurmuş sahneye, atlı karıncalar arasında söylüyor şarkılarını. Ve tabii ki Sezen Aksu’nun “Lunapark” şarkısıyla başlıyor. Yine aryalar, yine Türk popunun muhtelif dönemlerinden şarkılar, espriler, şakalarla geçen müthiş eğlenceli bir gece... “Çapulcu musun vay vay” da eksik değil... 21 ve 28 Eylül cumartesi geceleri de saat 11’de garajistanbul sahnesinde olacak Nuri Harun Ateş. Yalnız ufak bir uyarım var, mekanın havalandırması böylesi bir kalabalığa yetmiyor anlaşılan, millet
özellikle salonun belli bölgelerinde kan ter içinde kalıyor, bilgilerinize...
Patetik bir şeyden söz etmiyorum, kendisini birine fazla hesap kitap yapmadan kaptırabilme yeteneğinden söz ediyorum. Çünkü evet, aşık olabilmek basbayağı bir yetenek. Öyle sonradan edinilmiyor ve “Peki bundan benim ne kazancım olacak?” diye düşünen bir bünyede barınmıyor. Yeşerebilmek için bir İlhan İrem şarkısındaki samimiyete, naifliğe ve bilgeliğe ihtiyacı var diye daha iddialı bir laf da edebilirim ayrıca. Çünkü bu konuya kafa yorma nedenim, İlhan İrem konserine doğru geri sayıma geçtiğimiz bugünlerde, meslek hayatım boyunca pek çok kez deneyip başaramadığım röportajı yapabilmiş olmam. Uzun süredir medyaya son derece mesafeli duran İlhan İrem nihayet sorularıma yazılı yanıtlar vermeyi kabul etti ve dün yayınlanan röportajın başlığı “Aşk bu dünyayı çoktan bırakıp gitti” idi.
Twitter’da çok döndü bu cümle, hak verenler, hayıflananlar, itiraz edenlerler... Aşk bizi bırakıp gitti mi, gitmedi mi... “Sadece şarkılarda ve yüreği ötelerde atan insanların ruhlarında yaşıyor artık aşk. Üzerinde yaşayanların cehenneme çevirdiği bu dünyayı çoktan bırakıp gitti. Aşk dünyayı terk etti.” demişti İlhan İrem. Tıpkı şarkı sözleri gibi o kadar sade ki, benzerini elli kere duymuş olsa da çarpıyor insanı. 19 yaşında bir delikanlı olarak yazdığı “Her sevincin her kederin / En ölümsüz sevgilerin / Sonsuz denen göklerin / Her şeyin bir sonu varsa / Ayrılıkların da sonu var” kadar basit mesela... Ya da askerlik dönüşü yazdığı “Sana bana sevgimize, olanlar olmuş” kadar... Yıllar geçer, “Sabahları aynadan günaydılar sanadır / Nereye gidersen git, sevgi benden yanadır” geliyor bu sefer.
Ve neticede 40 yıl, onun için ‘ışık ve sevgiyle’, dünyamız için ne yazık ki biraz daha karanlık geçmiş ki biz bugün aşkı hala İlhan İrem şarkılarında arıyoruz. 21 Eylül Cumartesi, dünyayı terk eden aşkın izlerini aramak üzere Harbiye Açıkhava’da buluşmak üzere...
Karışık Kontrtenor Nuri Harun Ateş, sezonu cumartesi gecesi garajistanbul’da açtı. Çıkıp sadece şarkılarını söylemek yerine habire şovunu zenginleştiren, yeni şarkılar ve sürprizler ekleyen bir şarkıcı, Ateş. Bu kez bir lunapark kurmuş sahneye, atlı karıncalar arasında söylüyor şarkılarını. Ve tabii ki Sezen Aksu’nun “Lunapark” şarkısıyla başlıyor. Yine aryalar, yine Türk popunun muhtelif dönemlerinden şarkılar, espriler, şakalarla geçen müthiş eğlenceli bir gece... “Çapulcu musun vay vay” da eksik değil... 21 ve 28 Eylül cumartesi geceleri de saat 11’de garajistanbul sahnesinde olacak Nuri Harun Ateş. Yalnız ufak bir uyarım var, mekanın havalandırması böylesi bir kalabalığa yetmiyor anlaşılan, millet
özellikle salonun belli bölgelerinde kan ter içinde kalıyor, bilgilerinize...