Milliyet Sanat
Milliyet Sanat »Yazarlar » Asu Maro | Çok şey söyleyen fotoğraf

Çok şey söyleyen fotoğraf

17 Temmuz 2023 - 01:07
.
Bir gazete fotoğrafı, siyah-beyaz. Fotoğrafın sol başında Gönül Ülkü, yanı başında Cahide Sonku. O görmeye alıştığımız sarışın efsane değil, yeni boyanmış koyu renk saçlı, yorgun yüzlü, kayıp bakışlı bir kadın. İkisinin de ellerinde birer sigara. Gönül Ülkü gülümseyerek bakıyor Cahide Sonku’ya. Cahide’nin bakışları doğrudan gözümüzün içinde. Sanki yanında kimse yok, hatta yer yüzünde kimse yok. Öteki yanında Gazanfer Özcan, Filiz Akın, Adile Naşit. Onlar da mutlu sayılacak ifadelerle Cahide’ye bakıyorlar. Hastaneye ziyarete gelmişler, bir zamanların büyük yıldızının yalnızlığını ‘paylaşmaya’, bir vefa örneği göstermeye. Yanlarında fotoğrafçı. Yarın bu fotoğrafı bütün Türkiye görecek.
 
 
Ben bu baktıkça dile gelip konuşan fotoğrafı bir kitap sayesinde gördüm: Osman Balcıgil’in Destek Yayınları’ndan çıkan ‘Cahide Sonku Romanı’ “Kızıl Çengi”. Kitapta kendisi yok, fotoğrafın. Yazar “Bazen bir fotoğraf o kadar çok şey söyler ki insana” diyor ve herkesin gülerek Cahide’ye, onun gülmeyerek objektife baktığı kareyi çok incelikli bir şekilde tarif ediyor: “Dediğim gibi, fotoğraf makinesine sadece Cahide bakıyor. Daha çok, çekme çocuğum, der gibi duruyor. Diyemiyor haliyle. Onun yerine ben diyorum. “Çekme çocuğum! Hadi çektin diyelim, bari gazetelere servis etme”.
 
Ben sonradan gördüm fotoğrafı, sahiden çok şey söylüyordu. Derin ve tercih edilen ve kesinlikle kimse tarafından anlaşılmayan yalnızlık neye benzer, o karede var. Cahide Sonku efsanesinin hangi koşullarda parlayıp hangi sebeplerle söndüğüne, nereden gelip nereye gittiğine, kaç kez düşüp kalktığına, yanında, karşısında kimlerin durduğuna, o sırada Türkiye tiyatrosunda, sinemasında, eğlence hayatında, siyasetinde neler olup bittiğine dair çok daha fazla şeyi ise bu tamamı gerçeklere dayanan romanda bulmak mümkün. Güçlü ve zayıf yanlarıyla, suyun mecrasını değiştiren azmiyle ve kendisini yok eden tabiatıyla olabildiğince adil, nezaketli ve şefkatli bir Cahide Sonku portresi, aynı zamanda.
 
Osman Balcıgil ile romanı, Cahide’yi, dönemi konuştuğumuz söyleşimiz Milliyet Sanat dergisinin ağustos sayısında olacak. “Kızıl Çengi”yi okumanın ise tam zamanı. Sadece bir yıldızın değil ülkenin değişimine dair de söyleyecekleri var.
 
Kötülükler ve iyilikler
 
Romanda beni hayrete düşüren birçok hikaye vardı. Zeki Müren’den Atıf Yılmaz’a çalıştığı pek çok isimle sonu mahkemeye varan sürtüşmeler yaşayan (hepsinde de haklı olmayan) Cahide Sonku’ya en büyük kötülüklerden birini yapmayı deneyenin Vasfi Rıza Zobu olduğunu bilmiyordum örneğin. Artık alkolizmin kendisi için geri dönüşsüz bir noktasında, İstanbul Şehir Tiyatroları’ndan aldığı küçük maaşla kaldığı izbe han odalarının kirasını ancak ödeyen Cahide Sonku’yu tiyatrodan atmaya karar veriyor Zobu, Şehir Tiyatroları Genel Yönetmeni vasfıyla. Bir mektup döşeniyor ilgili makama: “Cahide Sonku’nun son zamanlardaki yaşantısı tiyatro haysiyet ve vakarı ile bağdaşmadığından, vazifesine son verilmesine…”
 
‘Tiyatro haysiyet ve vakarı’, yıllarını bu mesleğe vermiş, şimdi zor zamanlar geçiren bir sanatçının ipini çekmeye vesile edilebiliyor.
 
Neyse ki CHP’li Belediye Başkanı Haşim İşcan’ın vefatından sonra vekaleten göreve gelen Adalet Parti’li Faruk Ilgaz’ın cevabı insanlık dersi niteliğinde: “Cahide Sonku Türk sahne ve perdesine büyük emeği geçmiş bir sanatkarımızdır. Bugün içinde bulunduğu durum, kaderin üzücü bir tecellisidir. Arkadaşlarının böyle bir karar almasını esef ve üzüntüyle karşılıyorum. Vazifesini devamı uygundur”.
 
Böyle kurtuluyor, Cahide Sonku üç kuruş maaşından olup sokaklarda kalmaktan.