Milliyet Sanat
Milliyet Sanat »Yazarlar » Asu Maro | Çocukların iki annesi mi olacak?

Çocukların iki annesi mi olacak?

15 Ocak 2013 - 10:01
Eşcinsel olduğunu gizlemeyen ve sevgilisinden iki çocuk sahibi olan Jodie Foster’ın Altın Küre sahnesinde yaptığı konuşma, tarihe geçecek türdendi
Samimi, açık, net cümleler, ışıltılı, dürüst, şahane bir gülümseme... Jodie Foster’ın Altın Küre’de Yaşam Boyu Başarı Ödülü’nü alırken yaptığı konuşma bence tarihe geçecek, internette dönüp dönüp tıklananlar arasına katılacak-katılmalı. İnsan yaşamında istediğini yaparsa, elalemin ne dediğine aldırmadan dosdoğru kendi yolunda giderse, kimseye de kendisini yargılama, sorgulama hakkı vermezse, 50 yaşında sahip olacağı iç huzuruna, mutluluğa, özgüvene bir örnek olarak.

Jodie Foster’ın eşcinsel olduğu, 20 yıla yakın birlikte yaşadığı sevgilisi Cydney Bernard’dan iki erkek çocuk sahibi olduğu sır değil. Nitekim, konuşmanın bence en duygulu bölümü de, Foster’ın artık birlikte olmadığı eski sevgilisine teşekkür ettiği yerdi... “Hayatımın en derin aşklarından biri, eski aşkım, hayat boyu dürüst ruh kız kardeşim, sırdaşım, akıl hocam” diye seslendi Bernard’a: “Teşekkür ederim, Cyd. Modern ailemizle çok gurur duyuyorum. İki harika oğlumuz benim nefes alma sebebim...”

Bu arada o iki harika oğlanın pırıl pırıl gülümsemelerle annelerini izlediklerini görüyoruz.

Bir kendimizi doğru sandığımız kısıtlı bakış açılarımızdan baktığımızda ‘sapkın’ bir ailenin ‘sorunlu’ çocukları olmaları gereken o oğullar, son derece mutlu ve gururlu görünüyorlar... Durumlarından rahatsız bir halleri yok. “Aman efendim çocuğun iki annesi mi olacak?” Evet, ne var? Bir şeyi yalansız, olduğu gibi anlatırsan eninde sonunda her çocuk anlar. Ayrıca çok seven iki anne ilgisiz bir babadan daha iyi olabilir...

Yani aslında aile böyle bir şey. Bireylerinin birbirini sevdiği, güvendiği, temelini yalanla atmadığı... İki yetişkinin yolları ayrılsa bile birbirilerini ve çocuklarını sevmeye devam ettiği şey, aile olmaya devam ediyor. Ya da yalnız bir anne, çocuğuna ‘normal’ bir çekirdek aileden çok daha fazla sevgi ve güven verebiliyor. Genel geçer ahlak kurallarının ne dediğinin önemi yok.
Öte yandan istediğin kadar ‘normal’ bir kadınla bir erkekten kur, etrafını çelik duvarlarla sar, televizyon dizilerinden eve giren gazeteye kadar her şeyi denetle, çocuğu içkiden, sigaradan, ‘sapkınlıktan’ uzak tut, ‘içeride’ o sevgi ve güven yoksa, sağlıklı ve mutlu bireyler yetiştirmek hayal...

Dünya tanıyor, biz de tanıyalım

Zeynep Gedizlioğlu ismi size bir şey diyor mu? Hayırsa, eksiğinizi tamamlamak için elinizi çabuk tutun, onun adı bütün dünyada daha da bilinir hale gelmeden. Çünkü kendisi, 2002 yılından beri dünyanın dört bir yanından eser siparişleri alan önemli bir çağdaş müzik bestecisi. 2012 Ernst von Siemens Besteci Ödülü’nün sahibi. Eserleri Arditi Quartet ve Ensemble Modern gibi sayılı müzik toplulukları tarafından seslendirilen ve kaydedilen bir müzisyen.

Fotoğraf: Manu Theobald (Ernst von Siemens Musikstiftung)


Benim şansım, onu daha öğrenciyken Şahika Tekand’ın kompozisyon okuyan kızı olarak tanımış olmak. Böylece, ilk eseri Almanya’da seslendirildiğinde biliyordum, konservatuarda “Neden kadın besteci yok?” haklı sorusunu sorarak bu yolu seçen genç kadını. Mimar Sinan Üniversitesi İstanbul Devlet Konservatuarı’nı bitirdikten sonra eğitimini Almanya’da sürdüren Zeynep, şimdi yarı İstanbul’da yarı Berlin’de yaşıyor. Ve dünyanın önemli festivallerinden siparişler alarak uluslararası arenada yüzümüzü ağartıyor, biz çok haberdar olmasak da...

İyi bir haber: Zeynep Gedizlioğlu’nun Borusan Kültür Sanat’ın siparişi üzerine bestelediği ‘Kayıp Sessizliğin Anısına Rağmen’ adlı eser, perşembe günü Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda, Gürer Aykal yönetimindeki Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası tarafından ilk kez seslendiriliyor. Belki yakalamak için şansınız vardır...