Ayakta tutmaya çalıştığı bir tiyatrosu, kapısına kilit vurmamak için direndiği bir mekânı olan bir tiyatrocu; Lale (Laçin Ceylan). Bir yandan oyun sahneler – oynarken bir yandan da oyuncu adaylarıyla çalıştığı bir kursu var. Öğrencilerin rüyalarını sansürsüzce anlattığı, Lale’nin onların içindeki yaratıcı sesi ortaya çıkartmaya çalıştığı bir kurs. Aylin (Manolya Maya) ile Frida (Şenay Aydın) da bu kursun iki öğrencisi, üç kadının yolu burada kesişiyor.

 

Belmin Söylemez’in “Şimdiki Zaman”dan 10 yıl aradan sonra gelen ikinci uzun metraj filmi “Ayna Ayna”, bu yıl Altın Portakal’da seyirciyle buluştu, Jüri Özel Ödülü’nü ve En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Ödülü’nü (Laçin Ceylan) aldı. Sadece filmin özetinden bile anlaşılacağı gibi filmin üç ana karakterinden biri olan Lale’yi oynuyor Laçin Ceylan ve Yardımcı Kadın Oyuncu Ödülü bu nedenle anlamak mümkün değil. Belki kadın rolü kıtlığında üç ana karakteri de kadın olan bir filmin yarattığı hayrete ve ödül verecek yardımcı kadın oyuncu performansı bulmakta zorlanılmasına bağlayabiliriz (Eksik olan elbette kadın oyuncular değil kadın karakterler).

 

Senaryosunu Belmin Söylemez ile Haşmet Topaloğlu’nun yazdığı “Ayna Ayna” ise biri baba baskısıyla, öteki geçmişin travmalarıyla, diğeri de ekonomik zorluklarla baş etmeye çalışan üç kadının özgürleşme – var olma savaşını perdeye taşıyarak günümüz toplumuna ayna tutuyor. Üstelik güçlü hikâyesi ve etkileyici atmosferinin yanı sıra hepsi birbirinden başarılı üç kadın oyuncusunun performansıyla kanatlanarak.

 

“Ayna Ayna”nın seyirciyle buluşma yolculuğu, Ankara Sinema Derneği’nin düzenlediği 27. Gezici Festival ile devam ediyor. Yılın heyecan uyandıran yerli ve yabancı filmlerini üç kentte gösterecek olan festival, açılışını Ankara’da yaptı, “Ayna Ayna” Çarşamba günü 18.00’de Doğan Taşdelen Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde gösterilecek, Cuma günü festivalin Sinop ayağının açılışını yapacak, 13 Aralık Salı da Kastamonu’da gösterilecek.

 

 

 

Festivalin “Türkiye 2022” bölümü bu yılın dikkat çeken filmlerini bir araya getiriyor, Ankara, Sinop ve Kastamonu izleyicisine bu anlamda bir öncelik – bir ayrıcalık sunuyor. Ümran Safter’in ilk uzun metrajı “Kabahat” de var seçkide ki o da babaannesinin yaşadığı köyde geçirdiği tatilde baskıcı geleneklerle, batıl inançlarla tanışan Reyhan’ı alıyor odağına ve hikâyesini tamamen kadın karakterler üzerinden anlatıyor. Çiğdem Sezgin’in “Suna”sı ekonomik güçlüklerden ötürü yapmak zorunda kaldığı evliliğinde kendine nefes alma yolları arayan sıra dışı kadın karakteriyle bu senenin dikkat çekici filmlerinden biri. Suna’yı oynayan Nurcan Eren de en dikkat çeken – çekmesi gereken oyuncularından biri ayrıca. Selcen Ergun’un mecburi hizmet nedeniyle ücra bir kasabaya atanan hemşire Aslı’nın kendini ortasında bulduğu sırlar - ilişkiler ağını ve oraya uyum sağlama çabasını anlatan ilk filmi “Kar ve Ayı” da Gezici Festival’de seyirciyle buluşacak filmlerden biri. Son olarak şu ana kadar gösterildikleri festivallerde ilgi odağı olan ve ödülleri de ağırlıklı olarak bölüşen iki filmle “Türk Sineması 2022” seçkisi sona eriyor: Emin Alper’in “Kurak Günler”i ve Özcan Alper’in “Karanlık Gece”si.

Tüm seanslar için biletler 20 TL, Ankara’da Kısa İyidir ve Çocuk Filmleri, Sinop ve Kastamonu’da ise tüm gösterimler ücretsiz.

 

 

Gezici Festival’in dünya festivallerinin göz bebeği olan filmleri gösteren “Dünya Sineması” gibi, “Kısa İyidir” gibi, basın özgürlüğünü odağına alan üç filmin gösterildiği “Tehdit Altında” gibi, yine baskıya uğrayan düşünceyi odağına alan iki filmin yer aldığı “Özgür İfade” gibi şahane bölümleri var. En kaçırılmaması gereken deneyimlerinden biri ise “Sinemanın Kadın Öncüleri” başlığı altında izlenecek olan 1921 yapımı “Eli Kulağında / Just Around The Corner”. Frances Marion’un film arşivlerinde yalnızca iki adet eksik kopyası bulunan filmi, 79 dakikalık kopyasıyla, ABD Büyükelçiliği’nin katkılarıyla gösteriliyor, üstelik Baba Zula’nın müzikleri eşliğinde.

 

Programın detayları için: https://ankarasinemadernegi.org/