Milliyet Sanat »Yazarlar » Asu Maro | Aşkın yerini sevgi almayınca
Aşkın yerini sevgi almayınca
13 Ocak 2016 - 02:01 | Beyti Engin, Pınar Çağlar Gençtürk, Berk Hakman ve Avni Yalçın, Muharrem Özcan'ın yönettiği Sam Shepard oyunu 'Aşk Delisi'nde.Sam Shepard'ın yazdığı 'Aşk Delisi', bizde neden çok tercih edilmediğini merak ettiğim bir metin. Mehmet Ergen rejisiyle hatırlanan oyun, şimdi Muharrem Özcan'ın etkili yorumuyla Oyun Atölyesi'nde
Aşık Veysel’e sorulduğu iddia edilir, “Aşk nedir?” diye; “Seversin kavuşamazsın, aşk olur” olmuş cevabı. Doğruluğunu test etmişizdir değil mi hayatımızda? Aşık olup kavuşmuş ve sonunda ne olduğunu görmüşüzdür.
Tam bu noktada “Aşkın yerini sevgi aldığında...” tesellileri baş gösterir, tabii ki inkar etmiyorum doğruluğunu. Öyledir mutlaka, durmuş oturmuş sevgiler de güzel ve çok kıymetlidir. Ama hâlâ ve hep en yazılası, anlatılası öyküler o kavuşamayan aşıklarınkidir.
Körü körüne, imkanlı mı imkansız mı hesaplamadan, “Benim için doğru kişi mi?” sorularını sormadan, uçurumdan atlar gibi içine atlananlar. “Aşkın gözü kördür” dedirtenler. ‘Deli gibi’ diye nitelediklerimiz.
Başka bir köşesinden baktığınızda ‘aptal gibi’ de görülecek olan aşklar. Kavuşulamadığı ve durulmayacağı için yıkıma neden olanlar. Sam Shepeard’ın ‘Aşk Delisi’ndeki (Fool for Love) gibi.
İlk kez çok yanlış bir kapının aralığında göz göze gelmiş iki çocuğun; aradan 15 yıl geçse de birbirleri için çocuk kalacak olan May ile Eddie’nin hikayesini 1980’lerde yazmış Shepard, 1985’te de Robert Altman’ın yönettiği filminde Kim Bassinger ile birlikte oynamış. Bizde neden çok tercih edilmediğini merak ettiğim bir metin.
Ülkemizde ilk kez sahneleyen Mehmet Ergen’in rejisiyle hatırlanıyor. Şimdi de Muharrem Özcan’ın sade ve etkili yorumuyla Oyun Atölyesi sahnesinde.
Kartlar açıldıkça sırlar çıkıyor
Çölün yakınlarında, eski püskü bir motel odasında bir araya geliyor, umutsuz aşkın iki kahramanı. Bir de yıkıcı geçmişlerinin hayat boyu onları izleyen en güçlü hayaleti.
Eddie çok uzun yoldan gelmiş May’in yüzünü görmek için. Yavaş yavaş, hangisi yalan, hangisi doğru, hangisi düş, hangisi gerçek belli olmayan hikayeler anlatıldıkça, kartlar tek tek açıldıkça çıkıyor ortaya May ile Eddie’nin sırları.
Bu bir kavuşma mı yoksa yeni bir ayrılığın başlangıcı mı, belli değil. Belli ki birlikte duramayacaklar, ayrı da kalamayacaklar, böyle sürüp gidecek bu.
Son yıllarda tiyatro sahnelerinde izlediğim en parlak genç kadın oyunculardan Pınar Çağlar Gençtürk oynuyor May’i. Eddie’yi ise televizyon ve sinemanın yeteneği tartışılmaz aktörü Berk Hakman. Onu nihayet tiyatro sahnesine çıkarmayı başardığı için Oyun Atölyesi’ni kutlamak lazım. Hem de böylesi zor bir karakterle. İkisini de izlemek büyük keyif. Yalnız iki karakterin arasındaki tutkunun seyirciye her zaman yansımadığını söyleyebilirim. Zamanla uyumun daha fazla yakalanacağına inanarak.
Özenli bir oyun
‘Aşk Delisi’nde ayrıca yine her zaman bayılarak izlediğim Beyti Engin var. Ama acaba mizahının altı fazla mı çiziliyor? Bu kadar gülmeli miydik sahiden? ‘Geçmişin hayaleti’ Avni Yalçın da bu kadar gülmeli miydi sebebi olduğu felaketlere, o da bir başka sorum, oyuna dair.
Sahne tasarımı her zamanki ince buluşlarıyla Barış Dinçel’in, ışık tasarımı, alanının büyücülerinden Kemal Yiğitcan’ın. Oyun Atölyesi’nin bütün işleri gibi iyi oyunculuk izleyebileceğiniz, özenli bir oyun, ‘Aşk Delisi’. Bir de çok çarpıcı bir metinle tanışabileceğiniz tabii...
Deli gibi de olsa, aptal gibi de olsa, yıkım gelecekse aşktan olsun, nefret yerine.
Etiketler: Asu Maro milliyet aşk delisi fool for love Sam Shepard robert altman kim bassinger Mehmet Ergen Muharrem Özcan Oyun Atölyesi Berk Hakman Pınar Çağlar Gençtürk Beyti Engin avni yalçın barış dinçel kemal yiğitcan