Milliyet Sanat
Milliyet Sanat »Yazarlar » Asu Maro | ‘Ah bir zengin olsam’dan çok daha fazlası

‘Ah bir zengin olsam’dan çok daha fazlası

21 Şubat 2018 - 12:02
Dekorundan kostümüne, müziğinden oyunculuklarına kadar dört başı mamur bir müzikal, “Damdaki Kemancı”.
Yılların inanışıdır, “Bizde müzikal yapılamıyor”. Neden, belli değil. Tamam korkunç denemeler de gördük ama neden yapılamasın? Oyuncumuz mu yok, müzisyenimiz mi yok, pahalı bir iş, para yatıran mı yok? Hepsi mevcut. “Seyirci yok” desen beşinci kast Broadway müzikallerine koşa koşa gidenler kim? 
 
Neyse, son yıllarda bu inanışı kıran örneklerle karşılaşmaya başladık. Şu anda da dekorundan kostümüne, müziğinden danslarına ve de tabii şahane oyunculuklarına kadar dört başı mamur bir müzikalimiz var: Zorlu PSM’nin ilk Türkçe müzikal yapımı olarak Talimhane Tiyatrosu iş birliğiyle hayata geçirdiği “Damdaki Kemancı”. 
 
 
Büyüsü hikâyesinde
 
“Damdaki Kemancı” Broadway’in en uzun soluklu eserlerinden biri, 1964’te ilk kez sahnelenmiş, 1971’de meşhur sinema filmi çekilmiş, bizde de 1969’dan itibaren Devlet Tiyatrosu yapımı olarak Cüneyt Gökçer ismiyle özdeşleşmiş. 
Büyüsünü öncelikle insanın kalbine dokunan, sıcacık hikâyesinden alıyor. 1905 Çarlık Rusya’sı döneminde devrimin ayak seslerine kulak tıkamış, hayatı “gelenek”ler tarafından kuşatılmış bir Yahudi köyü olan Anatevka’da geçiyor olaylar. Ailedeki iş bölümü belli, o ailelerin nasıl kurulacağı belli. Öyle âşık olmak, bir ömür geçireceğin insanı kendin seçmek gibi şeyler hayal bile değil. Çöpçatan Yente var, sana hayırlı bir kısmet buluyor, baş göz ediliyorsun, bitti.
 
Sütçü Tevye’nin canı gibi sevdiği beş kızı var. Zaten varı yoğu sözünden pek çıkmadığı karısı Golde, kızlar, bir de kıymetli ineğiyle sürekli hastalanan atına kıyamadığı için kendi çektiği arabası. Tabii bir de yoluna baş koyduğu ‘gelenek’ler. Kızlar  birer birer evlilik çağına gelip kalplerinin sesini dinlemeye kalkıştıkça Tevye’nin sınavı başlıyor. Derdini kime anlatsın; Tanrı’yla söyleşiyor: “Bu Motel fakir bir terzi, öte yandan çalışkan, bu Perchik aklı beş karış havada bir devrimci, öte yandan bilgili. Hepsinden önemlisi, kızımın gözleri parlıyor ona bakarken... Peki ya gelenekler?”  Her evlenen kızıyla birlikte Tevye’nin gelenekleri biraz daha çatırdarken, Anatevka da yol ayrımına doğru ilerliyor. Evlerini, yuvalarını kaplumbağa gibi sırtlanıp yurtlarından gitmeleri gerekiyor sonunda. 
 
Aksamayan bir kadro
 
Mehmet Ergen’in Türkçeleştirip sahneye koyduğu yapımda Tevye’yi tiyatromuzun usta oyuncusu Mehmet Ali Kaptanlar canlandırıyor, “Tevye başka kim olabilirdi ki?” dedirterek. Kızlarının gözüne bakarken kendi gözünde beliren ışık, karısını olmayacak bir şeye ikna etmeye çalışırken yüzündeki hınzırlık, görülesi. Karısı Golde’yi de bir başka yıldız oyuncu; Binnur Kaya oynuyor ve aralarında izlemesi çok keyifli bir uyum var. 25 yıllık evlilikten sonra birbirlerine âşık olup olmadıklarını sordukları şarkı hele, harika. 
 
“Damdaki Kemancı”nın hiçbiri aksamayan, hepsi bir çarkın dişlileri gibi tıkır tıkır işleyen bir kadrosu var zaten. Devrimci damat Perchik’i Özgür Çevik, Hıristiyan damat Fyedka’yı Deniz Celiloğlu, terzi damat Motel’ı Anıl Altınöz, Motel’ın annesini Nihal Koldaş oynuyor. Üç büyük kızda Defne Koldaş, Ceren Gündoğdu, Derman Çinkılıç’ı izliyoruz, özellikle Hodel’ı oynayan Gündoğdu’nun sesi şahane. Selçuk Borak müthiş sevimli bir kasap Lazar Wolf olmuş. 
Etiketler: Damdaki Kemancı