Milliyet Sanat »Yazarlar » Asu Maro | 40’ından sonra yeni bir hayat
40’ından sonra yeni bir hayat
07 Mayıs 2013 - 10:05 | Hakan Eren'in (ortada) doğumgününde sahne alan isimler arasında arkadaşı Soner Arıca da vardı.Hakan Eren, elektrik mühendisiyken hobisini profesyonelliğe taşıdı. Sadece Ayten Alpman’a o son albümü yaptırdığı için bile adı müzik tarihine altın harflerle yazılmalı. Çiçek Bar’daki 50’nci doğum günü partisine de nur yağdı desem yeri
İşini çok seven, hayatta gerçekten ne yapmak istediğini küçük yaşta bilmiş ve o yolda ilerlemiş şanslı kişileri bunun dışında tutarak soruyorum... Acaba hayatta en az bir kez bambaşka bir iş yapmayı, bambaşka bir yola sapmayı düşünmeyen var mıdır? İlla işinizden, hayatınızdan sıkılıyor olmanız gerekmez, başka sularda neler yapabileceğinizi merak edersiniz belki sadece. Ama hiç önerilesi bir şey değildir, hele hele ‘belli bir yaştan’ sonra denemelere kalkışmak, risk almak. Çünkü bildik sular iyidir, açılmayın, boğulma tehlikesi vardır... Böyle öğreniriz...
Ama ben pazar günü bir doğum gününe katıldım, çok uzun yıllardır tanıdığım, tam işte o belli yaştan sonra bambaşka bir yola sapmış bir insanın 50’nci yaş kutlamasına. Kendisi altını çize çize söylemese rakam zikretmezdim ama şöyle söyleyeyim, ben 50 yaşını bu kadar neşeyle karşılayan çok az insan gördüm. Çünkü adam mutlu...
Ayten Alpman’ın son albümünü yaptı
Adam, Hakan Eren. Ben tanıdığımda elektrik mühendisiydi ve bir aydınlatma firmasında çalışıyordu. İşinden de hayatından da memnundu üstelik, öyle şikayetçi filan değildi. Ama müziğe hep merakı vardı, plak biriktiriyor, ‘Bir Zamanlar’ diye bir radyo programı hazırlıyor, evde yaptığı kayıtlara da ‘Ossi Müzik’ diye etiket basıyordu. Ossi huysuz ve tatlı kedisinin adıydı, onu da analım, Hakan’la çok güzel bir ömür sürdü, bir süre önce aramızdan ayrıldı...
Hakan bir süre önce işi profesyonelleştirmeye niyet etti, Ossi Müzik’i kurdu. Özellikle sevdiği dönemin sanatçılarıyla arası hep iyiydi, onların kayıtlarını temizleyip CD’lere basarak başladı işe. Önce karma albümler yaptı, sonra best of’lar, derken artık stüdyoya girmeyeceği düşünülen isimlerle yepyeni albümler... Mesela sırf Ayten Alpman’a o son albümü yaptırdığı için bile adı müzik tarihine altın harflerle yazılmalıdır. Şimdi artık Ossi Müzik kısa sürede kendini ispat etmiş bir marka. Hakan da herhalde dünyanın en mutlu insanlarından biri.
Sahneye nur yağdı
50’nci yaşını tüm o sevdiği, birlikte çalıştığı sanatçılarla ve dostlarıyla Çiçek Bar’da kutladı. Sahneye nur yağdı gerçek anlamıyla... Kimler gelip geçmedi.... Salim Dündar’lar, Ersan Erdura’lar, Yeliz’ler, Semiha Yankı’lar, Nur Yoldaş’lar, Coşkun Demir’ler, Seçil Heper’ler, Bilgen Bengü’ler... Demet Sağıroğlu, Soner Arıca, Yonca Evcimik... Seyyal Taner sonra, aynı enerjisiyle... Tülay Özer’den bir ‘Kum Gibi’ dinledik ki, paha biçilmez. Sonra Mine Koşan, o ne sesti... Neşe Karaböcek’i gördük dünya gözüyle ve sahne hakimiyeti nedir onu da gördük sayesinde iki dakikada... Jale, bütün geceyi idare ediyordu, zaten Çiçek Bar’da çıkıyormuş.
Hayat her an yeni sürprizler getirebilir
Kim bilir kimleri unuttum... Öyle coşkuluydu ki sahne. ‘Ankara’nın Bağları’ndan Hakan Eren 50’nci yıl şarkısı yapmışlar bir de. Biz habire birbirimizi dürtüp, “Bir ses hiç mi değişmez, bir insan hiç mi yaşlanmaz?” dedik durduk. Hepsi için, başka bir durum var orada. Sahiden o dönemi dinle dinle bitiremiyorsak, hâlâ geceleri en çok 70’lerin şarkıları çalınıyorsa var bir hikmeti. Ve 40’ından sonra yeni bir hayat seçmenin de var kesinlikle... Daha bilerek atıyorsun adımlarını, daha tadını çıkarıyorsun her şeyin. Ve 50’yi de işte böyle delikanlı coşkusuyla kutluyorsun. Çünkü biliyorsun ki, hayat her an yeni sürprizler getirebilir. “Bizden geçti” filan demezsen...
Bir de not: Ossi Müzik, ‘En İyileriyle Esmeray’ albümü çıkardı taze taze... Esmeray’ın kendi sesinden hayat hikayesi var hep şarkıların arasında. İlk hayal kırıklığını, ilk başarısını, ‘Arap kızı’ tekerlemesinin bir ‘Arap kızına’ hissettirdiklerini, TRT yasaklarını, neler neler anlatıyor... Bir de sürpriz Banu Kırbağ-Esmeray düeti var. Hakan, bakmış ki ikisi ayrı zamanlarda aynı şarkıyı aynı tondan okumuş, kayıtları birleştirip düet haline getirmiş. Şahane bir iş olmuş... Kaçırılacak bir albüm değil.
İşini çok seven, hayatta gerçekten ne yapmak istediğini küçük yaşta bilmiş ve o yolda ilerlemiş şanslı kişileri bunun dışında tutarak soruyorum... Acaba hayatta en az bir kez bambaşka bir iş yapmayı, bambaşka bir yola sapmayı düşünmeyen var mıdır? İlla işinizden, hayatınızdan sıkılıyor olmanız gerekmez, başka sularda neler yapabileceğinizi merak edersiniz belki sadece. Ama hiç önerilesi bir şey değildir, hele hele ‘belli bir yaştan’ sonra denemelere kalkışmak, risk almak. Çünkü bildik sular iyidir, açılmayın, boğulma tehlikesi vardır... Böyle öğreniriz...
Ama ben pazar günü bir doğum gününe katıldım, çok uzun yıllardır tanıdığım, tam işte o belli yaştan sonra bambaşka bir yola sapmış bir insanın 50’nci yaş kutlamasına. Kendisi altını çize çize söylemese rakam zikretmezdim ama şöyle söyleyeyim, ben 50 yaşını bu kadar neşeyle karşılayan çok az insan gördüm. Çünkü adam mutlu...
Adam, Hakan Eren. Ben tanıdığımda elektrik mühendisiydi ve bir aydınlatma firmasında çalışıyordu. İşinden de hayatından da memnundu üstelik, öyle şikayetçi filan değildi. Ama müziğe hep merakı vardı, plak biriktiriyor, ‘Bir Zamanlar’ diye bir radyo programı hazırlıyor, evde yaptığı kayıtlara da ‘Ossi Müzik’ diye etiket basıyordu. Ossi huysuz ve tatlı kedisinin adıydı, onu da analım, Hakan’la çok güzel bir ömür sürdü, bir süre önce aramızdan ayrıldı...
Hakan bir süre önce işi profesyonelleştirmeye niyet etti, Ossi Müzik’i kurdu. Özellikle sevdiği dönemin sanatçılarıyla arası hep iyiydi, onların kayıtlarını temizleyip CD’lere basarak başladı işe. Önce karma albümler yaptı, sonra best of’lar, derken artık stüdyoya girmeyeceği düşünülen isimlerle yepyeni albümler... Mesela sırf Ayten Alpman’a o son albümü yaptırdığı için bile adı müzik tarihine altın harflerle yazılmalıdır. Şimdi artık Ossi Müzik kısa sürede kendini ispat etmiş bir marka. Hakan da herhalde dünyanın en mutlu insanlarından biri.
Sahneye nur yağdı
50’nci yaşını tüm o sevdiği, birlikte çalıştığı sanatçılarla ve dostlarıyla Çiçek Bar’da kutladı. Sahneye nur yağdı gerçek anlamıyla... Kimler gelip geçmedi.... Salim Dündar’lar, Ersan Erdura’lar, Yeliz’ler, Semiha Yankı’lar, Nur Yoldaş’lar, Coşkun Demir’ler, Seçil Heper’ler, Bilgen Bengü’ler... Demet Sağıroğlu, Soner Arıca, Yonca Evcimik... Seyyal Taner sonra, aynı enerjisiyle... Tülay Özer’den bir ‘Kum Gibi’ dinledik ki, paha biçilmez. Sonra Mine Koşan, o ne sesti... Neşe Karaböcek’i gördük dünya gözüyle ve sahne hakimiyeti nedir onu da gördük sayesinde iki dakikada... Jale, bütün geceyi idare ediyordu, zaten Çiçek Bar’da çıkıyormuş.
Hayat her an yeni sürprizler getirebilir
Kim bilir kimleri unuttum... Öyle coşkuluydu ki sahne. ‘Ankara’nın Bağları’ndan Hakan Eren 50’nci yıl şarkısı yapmışlar bir de. Biz habire birbirimizi dürtüp, “Bir ses hiç mi değişmez, bir insan hiç mi yaşlanmaz?” dedik durduk. Hepsi için, başka bir durum var orada. Sahiden o dönemi dinle dinle bitiremiyorsak, hâlâ geceleri en çok 70’lerin şarkıları çalınıyorsa var bir hikmeti. Ve 40’ından sonra yeni bir hayat seçmenin de var kesinlikle... Daha bilerek atıyorsun adımlarını, daha tadını çıkarıyorsun her şeyin. Ve 50’yi de işte böyle delikanlı coşkusuyla kutluyorsun. Çünkü biliyorsun ki, hayat her an yeni sürprizler getirebilir. “Bizden geçti” filan demezsen...
Etiketler: Asu Maro ayten alpman doğumgünü Hakan Eren Neşe Karaböcek Seçil Heper Seyyal Taner Soner Arıca yapımcı