Özge Tabak

 

"Aile, sevgi üretmek için bir araya gelmiş insanların durmadan hayal kırıklığı, fedakarlık, başa kakış ve öfke ve ev işi ürettiği yerdir." Sezen Ünlüönen ilk romanı "Kıymetli Şeylerin Tanzimi"nde sıradan bir ailenin yaşamını anlatıyor. Ve tanımlamasına uygun olarak hayal kırıklıklarını, öfke ve fedakarlıklarını... Bunu da mizah ve başarılı bir toplum betimlemesini de romana yedirerek yapmayı tercih etmiş Ünlüönen. Bu sayede de roman adeta 'bir yudumda içilebilir' hale gelmiş.

"Kıymetli Şeylerin Tanzimi" okuru Muhabbet Apartmanının sakinlerinden Karemin Ailesiyle tanıştırarak başlıyor. Çocukları, abisi, kuzenleri, yeğenleri derken geniş aileyle haşır neşir buluyoruz kendimizi. Aile üyeleri çok tanıdık. "Ben bunu bir yerden tanıyorum" dedirtiyor sayfaları çevirdikçe. "Hiç bir şey beklemiyorum çünkü hiç bir yere gitmiyorum. Kendim ölene kadar vakit mi öldürüyorum? Ne mutlu ev kadınıyım diyene!" tiradıyla Sevim Hanım mesela. Ya da 'kuşağının ve sosyal sınıfının bütün çocukları gibi biraz fotoğrafçı, biraz DJ, biraz kısa filmci ve biraz içerik üretici' teyze kızı Ezgi. Sadece ne yaptıklarına ya da ne söylediklerine değil, ilişkilerine de aşinayız karakterlerin. Mert ve kız arkadaşı Gülendam günümüzde çok sık rastlayabileceğimiz bir ilişki dinamiğini yansıtıyor. Zamanla sıkılınıp alışkanlıkla sürdürülen ama başka bir erkek ya da kadından ilgi görüldüğünde birden kıymete binip pamuklara sarmalanan... Akrabaların yorumları da hepimizin kulağına en az bir defa fısıldanmış cümlelerden. Tüm bu esnada ailenin küçük kızı Nazlı'nın günlüğü de bir çocuğun saflığını olabildiğince gerçekliğiyle yansıtıyor. 

 

Tanıdık sıkıntılar

 

Baktığınızda söz konusu ailenin hiç bir üyesinin öyle dramatik bir yaşam öyküsü yok. Ne çaresiz bir hastalık, ne ani bir ölüm, ne trajik bir ihanet... Kitabın arkasında yazıldığı gibi "Alışılmış bıkkınlıklar, küçük ve sıradan kıyıcılıklar, avuntular " onların kapısından ayrılmayan düşman. Roman boyunca da devam ediyor karakterlerin iç huzurdan yoksun hali. Hepsi tek bir ağızdan "Sanki bir şeyler eksik hayatımda" diye bağırıyor adeta. Ama neyin eksik olduğunu ya da o boşluğu neyle dolduracaklarını bilemiyorlar... Mutsuz ve sıkılgan karakterlerin hikayeleri gibi algılanmasın. Hayat gibi; beklenmedik mutlu sonlar da göz kırpıyor ara ara karakterlere. 

 

Kendi karakterini seç

 

Okunması kolay bir roman "Kıtmetli Şeylerin Tanzimi". Klasik anlamda bir baş karakterin olmayışı okura kendi kahramanını seçme özgürlüğünü sunuyor.  Karakterlerin hikayeleri ayrı ayrı bölümlerle ilerlerken ara ara karşınıza "Ward Hunt Buz Sahanlığı" çıkıveriyor. Buz sahanlığının yerini, büyüklüğünü belirterek ilerleyen bölümler; yerini sahanlığın çatırdamasına, olduğu yerde ah edip inlemesine, huzursuzca kıpırdanmasına bırakıyor. Tıpkı aile üyeleri ve onların ilişkileri gibi...