Karun ve Anarşist
Kitap Adı : Karun ve Anarşist
Yazar : İskender Pala
Yayınevi : Kapı Yayınları
Tür : Roman
Fiyat : 20 TL
Yazar : İskender Pala
Yayınevi : Kapı Yayınları
Tür : Roman
Fiyat : 20 TL
2500 yıldır tekrarlanan hikayeİskender Pala, yeni romanı "Karun ve Anarşist"te bir ucu milattan önce 500’lerdeki Lidya dönemine giderken, öteki ucu 12 Eylül’e geliyor...
Kitap Hakkında
Asude Yağmur
Türk edebiyatının en üretken yazarlarından biri İskender Pala. Asker disiplini ile çalışıp her yıl bir kitap çıkarıyor ve hatta bunu da senenin başında yapıyor. 2016’da yazıp 2017’de çıkardığı "Karun ve Anarşist" ise yazarın alışılan kitap kurgusundan biraz farklı ama alışıldığı üzere tarih severler için yine zevkli ve akıcı bir okuma.
İskender Pala’nın sadık okurlarının hemen fark edeceği üzere bu defa roman tek zamanda veya tamamen tarihte geçmiyor. "Karun ve Anarşist" bir kısmı M.Ö. 500’lerde, bir kısmı ise 12 Eylül darbesi sırasında geçen bir roman. Daha doğrusu tekerrür eden hikaye zamanın 2 bin 500 yılına yayılmış, yakın geçmişimizde kendini bize yeniden hatırlatıyor.
M.Ö. 500’lerde Lidya İmparatorluğu’nda başlıyor roman. Zenginliği ve gücü ile bilinen Karun’a benzetilen Lidya İmparatoru Kzerus, Pers hükümdarı Keyhüsrev’in Med Devleti’ni yıkması üzerine tehdidin kendisine doğru gelmekte olduğunu seziyor ve ne yapacağına karar vermek için kahinlere, bilgelere danışıyor.
Aldığı cevapları ya beğenmiyor ya da yorumlamak istediği gibi yorumluyor ve savaş hazırlıklarına girişiyor. Aslında tüm bunların altında savaşı kazanacağına olan yenilmez inancı ve tüm düşmanlarından daha çok altın çıkarıp işlediğini bilmenin verdiği kibir yatıyor.
İnsanlığın ders almadığı konu: Aşk
Kzerus Keyhüsrev ile nasıl baş edeceğini düşünedursun, altın ocaklarında çalışan farklı hikayeleri ve farklı karakterlerine rağmen birbirlerine çok yakın olan üç arkadaşın (Kufu, Mehte ve Halludas) etrafında olup biter tüm hikaye. Ocaklarda işlenen altını sanata çeviren Namirek Usta’nın kızı Edusa çevredeki tüm erkeklerin gönlündedir ve tahmin ettiğiniz üzere bizim üç arkadaşın da. İçlerinden biri Edusa’yı elde edecek ancak nasıl? Tüm bu savaş hengamesi içinde bir de sevda derdine düşen arkadaşlar elbette çeşitli bedeller ödeyecekler. Hepsi kendi karakteri doğrultusunda rekabet edecek ama Edusa’yı hak edenin kazanıp kazanmadığı kısmı yoruma açık...
1980 darbesi öncesinde ve sırasında geçen ikinci bölüm de bu hikayeye paralel gelişiyor. Yine sanatın bir araya getirdiği üç arkadaş (Ufuk, Ethem ve Sadullah) resim öğretmenleri Keriman Hanım’ın atölyesinde onun kızı ve sınıf arkadaşları olan Asude’ye vuruluyorlar. (Evet, evet. Kelime oyunu tam da fark ettiğiniz gibi.) Birbirinden karakter olarak çok farklı olan bu 3 arkadaşın üçü de Asude’yi kendileri hak ettiklerini düşünüyor ancak aynı bir önceki hikayemizde olduğu gibi devreye rekabet giriyor. Asude’yi sonunda biri elde eder ancak diğer ikisine ne olduğunu kitabın ilk bölümünü okuduktan sonra az çok tahmin edebileceksiniz. Demiştik ya, tarih tekerrürden ibaret.
Çift taraflı hikaye örgüsü, kelime oyunları, tezatlıklar gibi bol bol İskender Pala'nın sevdiği temaları taşıyor bu roman da. Hatta Pala bizi düşündürmeye kitabın ismi ile başlıyor. Karun "ve Anarşist": Yöneten ve yönetilmeye karşı çıkan.
Kibir meselesi
Üç arkadaşın aşk hikayelerinin yanı sıra kitabın konusuna yedirilmiş liderlik dersleri var "Karun ve Anarşist"te. Kzerüs’ün hikayesi üzerinden devlet yönetiminde kibrin nasıl da hiç yeri olmadığını, iktidarın yöneticilerin gözlerini nasıl da kapatmış olabileceğini anlatıyor Pala bizlere.
Kzerüs’ün kahinlere danıştığı sırada dönemin filozofu Solon da Lidya İmparatorluğu’nu ziyaret ediyor. Adına ziyafetler düzenleniyor, Solon coşkuyla karşılanıyor. Solon’un söyledikleri Kzerüs’ün duymak istedikleri değil, hükümdar sinirleniyor ancak bilgin söyleyeceğini söylüyor ve şenlikler devam ediyor.