Milliyet Sanat »Milliyet Kitap » » Yer değiştiren siyah
Aralık 2013
Kemal Varol "Kin Divanı", "Yas Yüzükleri" ve "Temmuzun On Sekizi" kitaplarında yer alan şiirlerini "Bakiye"de topladı.
Kemal Varol, yayımlanmış üç şiir kitabını “Bakiye” adını verdiği “Toplu Şiirler”inde bir araya getirdi. 2001 tarihli “Yas Yüzükleri” adlı ilk kitabı ve oradaki ilk şiir olan “Küfrân”la parlamıştı Varol. Söylem, duygu ve sosyal atmosfer yönünden İsmet Özel’in şiirini, özellikle “Amentü”yü çağrıştıran, alabildiğine yoğun, iç çatışmalarla dolu, melankolik ve çarpıcı bir şiirsellikle karşı karşıyaydık:
çünkü yalnızlık eski kıbleydi doğu’da
kendimizin kapısını çaldıkça başlayan küfrân.
Konuşanın düşünseli (‘intellect’i; ‘müdrike’si) açısından değilse de, tarihi ile coğrafyası açısından Özel’e göre daha 'doğu'daydı bu şiir. Yarattığı atmosferin içinde Orhan Koçak’ın deyişiyle “şimşekler çaktırarak” daha ilk adımda çıtayı kendine özgü bir yönde aşmayı başarıyordu. Zaman içinde, parladığı yerden tam olarak kopmasa da, söylemini yer yer şairanelik pahasına zorlayan, kavmî ve derunî, klasik güzellikte şiirler yazacaktı. Üçüncü kitaptan ise Yücel Kayıran’ın şiirini çağrıştıran bir ‘aporia’ içinde, arınma çabası okunuyordu.
“Bakiye” sözcüğü, toplamda yer alan kitap ya da şiirlerden birinin adı değil. Özel olarak seçilmiş ve toplamın bütününü gerçekten temsil eden bir ad.
Sözcüğün ilk anlamı ‘geriye kalan’sa da, günümüzdeki çağrışımı daha çok muhasebe ve hesap kavramları çerçevesinde oluşuyor ve kitaptaki işleyişle doğrulanıyor. 1977 doğumlu Kemal Varol bu sözcükle “yolun yarısı”na kadar sunmuş olduklarının hesaplaşma niteliğini vurgulamış oluyor. Öznenin kendi kendisiyle yüzleşme çabası demek daha doğru olabilir.
Hesaplaşmalar
İlk yüzleşme babayla ilgili olandır ve sonları birer şimşek çakımı gibi gelen bölümleriyle “Küfrân” şiiri yas zamanında “ben"in babası ile çatışmalı ömrünün iç yakıcı muhasebesinden oluşmaktadır.
Yas, kin, veda/ayrılık, bu muhasebenin temel motifleri ve Varol’un üç kitabında hem sırasıyla hem de iç içe konakladığı izlekler. Hesaplaşmalar bu vurucu kavramların etrafında, bazen “meğer” sözcüğü, bazen de “-miş” eki ve daha başka yapılar yoluyla gerçekleşen aydınlanma ânlarıyla ortaya konuluyor ve doğunun coğrafyasına çok uygun bir biçimde “taş”larla örülü bir söylemsel bütün oluşturuyor.
Romen rakamlarıyla adlandırılan bölümler
Söylem babında yorumlanmayı hak eden pek çok öğenin içinde bir de görsel olan var: Yer değiştiren siyahlar.
Siyah sayfalar “Bakiye”de yer alan üç kitaptan her birinin ilk basımında karşımıza çıkmıştı. Bunların tasarım cilveleri olmayıp şiirsel/söylemsel bir rol üstlendiği baştan itibaren belliydi: İlk iki kitabın ilk baskılarındaki siyah sayfalar en başta, içindekiler sayfasının hemen ardından geldikleri için, şiirlerin içeriğine uygun birer kıyafet gibiydiler. “Siyah sayfa” sözünün, en unutulmaz şiirlerden “Bıçağa Adanan Çocuk”ta özel olarak da karşımıza çıkması bu yorumu güçlendiriyordu. Üçüncü kitap “Temmuzun On Sekizi”ne gelindiğinde ise fiziksel siyahlar düpedüz şiire dönüşecekti: Kitabın bütününü oluşturan, romen rakamlarıyla adlandırılmış kırk yedi bölümlük “Ayrılık Provaları” şiirinin “XXXIII.” ve “XXXIV.” bölümleri siyah birer dikdörtgenden ibaretti.
Şimdi ilk iki kitaptaki siyah sayfaların “Bakiye”ye alınmadığını görüyoruz. Üçüncü kitapta şiire dönüşmüş siyahlar ise yerli yerinde. Demektir ki dönüşüm üçüncü kitapla birlikte meydana gelmiştir. Siyah sayfaların sonsuz soğurma kapasiteli birer -görsel- şiire dönüşmesi, yüzleşme sürecinin sonsuzlaşması olarak okunabileceği gibi, sürecin işlemediği, sigortaların attığı anlar olarak da okunabilir.
Etiketler: Milliyet Kitap Necmiye Alpay Bakiye Sel Yayınları Kemal Varol şiir Kin Divanı Yas Yüzükleri Temmuzun On Sekizi