Milliyet Sanat
Ocak 2023

Wallander’e veda

Sevin Okyay
Henning Mankel’in 'Karanlık Yüz' ile başlayan 'Wallander' serisi, 10’uncu kitap 'Huzursuz Adam'la sona eriyor. Wallander, son kitapta artık 60 yaşında ve unutkanlığının yarattığı karamsarlığa rağmen peşinde olduğu soruşturmayı bitirmeyi biliyor.
Kurt Wallander ile yıllar önce tanışmıştık. Sonra köprülerin altından nice sular aktı, ‘bir başka İsveçli yazar’ olmanın ötesine geçti. İskandinav polisiyelerinin sosyal sorunlar ve dünya (özellikle Afrika-Mozambik) ahvaline olan ilgisini benimsemiş bir yazardı. Hatta yılın altı ayını Afrika’da geçirir ve dünyayı sadece Avrupa’dan bakarak değerlendirme tuzağına düşmek istemezdi. Kurt Wallander dizisinden sonra ise seçkin bir yazar olarak dünya çapında tanındı. Şöhretinde, Sir Kenneth Branagh’ın kahramanı oynadığı TV dizisinin rolü de inkâr edilemez doğrusu. 
 
Türkiye’de daha önce yayımlanmış olsa da, çoğumuz dizinin başkarakteri Kurt Wallander’i kronolojik ve özenli seriler çıkaran (Martin Beck, Cadfael Birader, Guido Brunetti, Kurt Wallander, Mickey Haller) Ayrıksı Kitap ile tanımış olabiliriz. “Karanlık Yüz” (Faceless Killers) ile başlayan seri nihayet bittiğine göre, 10’uncu kitap “Huzursuz Adam” (The Troubled Man / Den Orolige Mannen) ile biz de Kurt Wallander maceralarına üzülerek bir nokta koyuyoruz işte. Henning Mankell ise okurlarına 2015 Ekim’inde veda etmişti. 
 
“Eski bir adam”
 
İlk kitapta 42 yaşındaydı. Karısı Mona’dan ayrılmak üzereydi, kızı Linda ve ressam olan babası ile de arası pek iyi sayılmazdı. Belki üçü de çok inatçı oldukları, düşündüklerini pat diye söyledikleri ve çabuk sinirlendikleri için. Ama Wallander’in yalnızlığının başlıca nedeni işine bağlılığı, bu yüzden en yakınlarına bile vakit ayıramıyor. Bir de, ‘eski’ bir adam. Eskimiş kavramlara ve insani değerlere inanıyor. Haliyle, pek arkadaşı da yok. 
 
“Huzursuz Adam”da ise sevdiği bir köpeği var, Linda ile arası nispeten iyi, hele torunu Klara hayatına ışık katıyor. Hatta Ystad polis teşkilatının en çalışkanı Wallander, aldığı mecburi izin sayesinde tatil bile yapmış. Kızı, birlikte olduğu finansçı Hans von Enke’nin babası emekli deniz komutanı Hakan Von Enke’nin Stockholm’de kutlanacak 75’inci doğum günü partisine gelmesi için onu razı etmeyi bile başarıyor. 
 
Bunama korkusu 
 
Akşam, ikisi de büyük ve zengin partilerden hoşlanmayan, polis ile sabık asker bahçedeki kameriyeye kaçıp sohbet ediyorlar. Laf, Von Enke’nin 1982’de İsveç karasularında yakalamasına ramak kalan (büyük ihtimalle) Rus denizaltısı olayına kadar uzanıyor. Ne var ki partiden hemen sonra Von Enke ortadan kayboluyor. Soruşturmayı Stockholm polisi yürütüyor ama Linda onun da kayınpederini aramasını rica edince Wallander hem kızını kıramıyor hem de zaten neler olduğunu merak ediyor. O gece komutanın gözlerine bir an korkunun yansıdığını görmüş. Zaten kısa süre sonra Linda’nın zarif kayınvalidesi Louise de kocası gibi kayboluyor. Böylece Kurt Wallander kendini doğru dürüst ipucu, kanıt ve tanığı olmayan kör bir soruşturmanın içinde buluyor. 
 
Kahramanımız veda kitabında sadece hasta değil, sık sık bir şeyleri de unutuyor ve henüz 60 yaşında olduğu halde bunamaktan korkuyor. Yazarı da bizden onun durumunu saklamaya gerek görmüyor. Ama Wallander’in sayılı günleri ya da yılları kalsa bile, hayatını torunu Klara’nın taptaze ışığı aydınlatıyor artık. Onu özleyeceğiz.