Milliyet Sanat
Milliyet Sanat »Milliyet Kitap » » İngiliz belgelerine göre Lozan
Aralık 2013

İngiliz belgelerine göre Lozan

Taha Akyol
"Belgelerle Lozan", özellikle müttefik devletlerin lideri konumundaki İngiltere ile Ankara hükümeti arasında geçen diplomatik mücadeleyi konu alıyor.
Sevtap Demirci’nin, yeni baskısı Alfa Yayınları’ndan çıkan "Belgelerle Lozan" kitabını, CNN Türk’te yayınlanmakta olan "Bilinmeyen Lozan" belgeselini hazırlarken okudum. Kamuoyuna tanıtmak gereğini duydum. Çünkü bizde genel alışkanlık, kendimizle ilgili bir konuyu kendi kaynaklarımızdan araştırmaktır. Sevtap Demirci doktora tezini İngiliz Dışişleri arşivinde Lozan üzerine yapmış. Bu bakımdan bizdeki Lozan yayınlarından hayli farklı.
 
Bu fark, mesela, İngiliz hükümetindeki iç çekişmelerin ortaya çıkmasında görülüyor. Sevr’e giden süreçte Başbakan Lloyd George ve Dışişleri Bakanı Lord Curzon, Ortadoğu’daki İngiliz çıkarları için “yayılmacı bir güç ve Pan-İslam düşüncesinin merkezi olarak Türkiye’nin yokedilmesini” savunmaktadır, Sevr bu düşünceyle hazırlanmıştır. Buna karşılık İngiliz Harbiye Bakanı Henry Wilson ve Hindistan Bakanı Edwin Montagu bu politikaya karşıdırlar, İngiliz çıkarları için “Türklerle aşk yaşanmasını” savunmaktadırlar. (Sf. 30)
 
Dr. Demirci, verdiği bu bilgilerin İngiliz arşivindeki ve literatürdeki kaynaklarını kitabının dipnotlarında gösteriyor.
 
Pan İslamizm faktörü
 
Sevtap Demirci’nin incelediği İngiliz belgeleri, Mustafa Kemal’in, İslam dünyasının desteğini almakla beraber, Pan İslamizm ve Pan Türkizm politikalarından uzak durmasının Londra’yı nasıl etkilediğini ortaya koyuyor. İngiliz sömürgelerinde Müslüman halkların Türkiye’yi desteklediğini anlatan Demirci, General’in 22 Temmuz 1922 tarihli memorandumuna dikkat çekiyor: “Bu büyük İslam silahını kullanarak İngiltere’ye saldırmaya kalkışmayan” Mustafa Kemal’e karşı daha ılımlı davranılmalıdır... Townshend, Mustafa Kemal’in bu silahı kullanmasından çekinilmesini öneriyordu Londra’ya. (Sf. 67)
 
Lozan sürecinde de Londra, Mustafa Kemal ve arkadaşlarını 'ılımlı', muhalefeti ise 'aşırı' görecektir. Mustafa Kemal’in bu pragmatik siyaseti uzlaşmayı kolaylaştırdı. Zaten Mustafa Kemal Paşa, 'bir an önce sulh' taraftarıydı. Bu konular Demirci’nin kitabında ayrıntılı olarak anlatılıyor.
 
İstihbarat ve hazırlık
 
Demirci’nin kitabındaki en ilginç bahislerinden biri İngiliz istihbaratı. Lozan’la Ankara arasındaki bütün 'gizli' telgrafları İngilizler deşifre ediyordu. Lozan’da Curzon’dan sonraki İngiliz Başdelegesi Rumbold, Londra’ya yazdığı raporda şöyle diyordu: “Önemli anlarda gizli kaynaklardan elde ettiğimiz bilgi paha biçilmez değerdeydi ve bizi, rakibin elini bilen bir briç oyuncusu konumuna sokuyordu.”
 
Demirci TBMM’deki gizli celselerde konuşulanları da İngiliz istihbaratının öğrendiğini, ayrıca İngiliz delege heyetinin Lozan’a sandıklar dolusu dosyalarla çok hazırlıklı geldiğini anlatıyor. Türk tarafının elinde bu istihbarat imkanı da yoktu, bu hazırlık da... Belgelerden öğreniyoruz ki, Londra, Lozan’ın birinci döneminde konferans Musul meselesi yüzünden dağılır mı diye çok endişe ediyordu, fakat bizim ilk taviz vererek Londra ile uzlaşacağımız konu, Musul olacaktı! Sebep, yine Türk tarafının istihbarat ve dosya eksikliği…
 
Bütün bu şartlara rağmen, Demirci’nin belirttiği gibi Lozan’da, “Türkler büyük ölçüde esas hedeflerine ulaştılar.” Misak-ı Milli, Musul hariç gerçekleşmişti, Hatay sonradan tamamlanacaktı. Kapitülasyonlar kaldırılmıştı, bunun anlamı bağımsızlıktı. İngilizler mi? Demirci’nin deyişiyle “Ortadoğu’nun büyük bölümünde denetimlerini sağlamayı başardılar. Türkiye’nin Lozan’daki başarısı İngiliz diplomasisinin derin amaçlarını yıkmadı.” 
 
Lozan’ı öğrenmek isteyenlerin, araştıranların ihmal edemeyeceği bir kitap.