SEVİN OKYAY
Kitabımız, vaktiyle çok yazan, çok satan Aysu’nun okurlarını halen bırakmadığının kanıtlarından biri. “Manşetteki Cinayet”, pandemi döneminde yayımlandı, 2022’de ikinci baskı yaptı. Nisan 2023’te de bir devri, bir aşkı anlatan “Yusuf ile Elif” çıktı. Zaten yazarımız aşkı kitaplarından uzak tutmamıştır hiç.
Acaba polisiyelerin sonu mu geldi derken yukarıdaki iki kitabın da yayıncısı olan Dark İstanbul’dan yazarın okurları için hayırlı bir haber geldi: Martta Osman Aysu’nun, yayınevinin yazarlarından ve Genel Yayın Yönetmeni Aşkın Zengin Akkuş ile ortak yazdığı bir kitap, “Gölge Casus” yayımlanacaktı. Bu müjdeyi de göz önünde tutarak, şubatın ortasında 90 yaşına giren Osman Aysu’nun, (Adnan Özyalçıner ağabeyimizle aynı günde doğmuşlar meğer) polisiye gerilim casusluk (ya da ‘casusiye’) kitaplarından ayrı düşmeyeceği anlaşılıyor. ”Gölge Casus”la tanışmayı yakın geleceğe bırakarak elimizdeki çift baskılı “Manşetteki Cinayet”le devam edelim öyleyse.
İhanet etmeyen bir kitap
Her şeyden önce, yazarına ihanet etmeyen bir roman. Aysu “Manşetteki Cinayet”te, yıllar öncesinde kalmış bir cinayetin muammasını çözmeye çalışırken bir aşk hikayesini de ona paralel olarak geliştiriyor. Genç kahramanlarımız; gazetecilik eğitimini bitirip çok iyi bir gazeteye stajyer olarak kabul edilen Fatma ile yanına verildiği genç ama tecrübeli gazeteci ‘Yakışıklı Batu’. Failini araştırdıkları cinayette ise, büyük bir holdingin patronu öldürülmüş. Patronun ağabeyi Fazıl Bey ise yıllar önce bir suikastın hedefi olup polis olan korumasının fedakârlığı sayesinde kurtulmuş. İki kardeşin eşleri ve çocuklarından oluşan iki aile birbirine düşman, Fatma’nın babası ise Fazıl Bey’i korurken sakatlanıp tekerlekli sandalyeye bağımlı kalmış.
Üç asırdır İstanbullu
“Manşetteki Cinayet” tam bir Osman Aysu romanı. Onu özlemiş olan okurların kendisiyle hasret gidereceğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Yoksullaşmış bir ailenin çok güzel, zeki ve namuslu kızı Fatma’nın patron oğlu ve namı gibi yakışıklı Batu’yla hem iki gazeteci hem de aşka karşı durmaya çalışan iki genç olarak ilişkisi, olayların akışına halel getirmeden (hatta bazen o akışı destekleyip bazen darbe yiyerek) sürüyor. Üç asırdır İstanbullu bir ailenin oğlu olan Osman Bey’in kendine gelince... Yaştan doğan kimi yakınmaları olsa da ve evinde kalmayı tercih etse de yazmaya devam ediyor. NTV Radyo söyleşisine geldiğinde, yazmadan duramadığını söyleyerek içimizi ferahlatmıştı. Sultan Abdülmecit zamanından Boğaziçi’ni merkez üssü edinmiş “Manşetteki Cinayet”e, gene Dark İstanbul’un ikinci “Polisiye Öyküler” kitabındaki hikayesine ve “Gölge Casus”a varana kadar Osman Aysu okurlarını bırakmıyor.