Milliyet Sanat
Milliyet Sanat »Milliyet Kitap » » Analitik ve eleştirel bir anlatı
Eylül 2015

Analitik ve eleştirel bir anlatı

Taha Akyol
İhsan Süreyya Sırma, beş ciltten oluşan "Müslümanların Tarihi"nde, Müslümanların siyasi tarihini Hz. Âdem'den günümüze kadar inceliyor.
“Müslümanların Tarihi (5 Cilt)” 
İhsan Süreyya Sırma 
Beyan Yayıncılık
Fiyatı: 91.20 TL
TARİH
 
İslamcı Prof. İhsan Süreyya Sırma’nın beş ciltlik “Müslümanların Tarihi” adlı eserini iki bakımdan son derece önemli buluyorum. Bunlardan biri Hz. Osman ve Muaviye dönemlerini, klasik Sünni geleneğin dışına çıkarak ‘analitik’ bir üslupla anlatması, 'Yahudi komplosu' ve 'içtihat farkı' gibi klasik anlatımları eleştirmesidir. Büyük bir ilmi emeğin mahsulü olan kitabın ikinci özelliği, Osmanlı’nın son dönemini anlatırken analitik bakıştan uzaklaşarak takındığı ideolojik ‘ak-kara’ tavrıdır.
 
Klasik Sünni tarihçiler, Hz. Osman devrinde başlayan kanlı siyasi çatışmaları “Yahudi İbni Sebe’nin komploları” olarak anlatır. Prof. Sırma ise kitabının üçüncü cildinde Hz. Osman’ın öldürülmesiyle sonuçlanan olayları anlatırken şöyle yazıyor: "Her ne kadar Muhammed Hamidullah gibi değerli hocalarımız meseleye salt bir ‘Yahudi oyunu’ olarak bakmak istiyorlarsa da bu fitnede ‘Müslümanların hiç kusuru olmadı’ diyemez... Hadisede Yahudi dönmelerin parmağı olduğu kesin [fakat] Hz. Osman’ın şahadeti meselesini basit bir Yahudi oyunu telakki etmemek gerekir…”
 
Prof. Sırma, Hz. Osman’ın idari ve siyasi hatalarını anlatmaktan çekinmiyor. Onun katibi olan Mervan’ın “Elimizden iktidarımızı/mülkümüzü almak istiyorsunuz” sözünden de açıkça anlaşıldığı gibi kanlı çatışmaların temelindeki siyaset ve kabile faktörünü de gözler önüne seriyor.
 
Muaviye ve istibdat
 
Prof. Sırma, 'siyaseten katl' yani belirli bir suçtan yargılama olmaksızın hükümdar ya da siyasi otorite emriyle idam uygulamasının Muaviye ile başladığını belirtiyor. Bu, aslında Bizans ve İran’da olan çok eski bir uygulamadır. Muaviye’nin, oğlu Yezid’i veliaht atamak suretiyle hilafet sistemini değiştirip saltanat kurduğunu anlatan Sırma, “Muaviye’nin bu tasarrufunun Müslümanların tarihinde derin ve aradan asırlar geçmiş olmasına rağmen hâlâ kapanmamış bir yarayı açmış” olduğunu vurguluyor. İnsanları Yezid’e biat ettirmek için Muaviye’nin bol bol nimet ve rüşvet dağıttığını, bu şekilde satın alamadıklarını ise kılıçla biat ettirdiğini anlatıyor. Muaviye’nin 'istişare'yi nasıl yaptığını gösteren şu sözleri, her şeyi izah ediyor: “Bu konuda bana karşı hanginiz bir şey söyleyecek olursa size verilecek cevaptan önce kılıçlar kellenizi uçuracak!” Kitapta Hz. Ali’nin fazileti hemen her sayfada görülüyor.
 
Abdülhamid ve İttihatçılar
 
İslamcı Prof. İhsan Süreyya Sırma, doğal olarak İslamcı II. Abdülhamid’in 'büyük sultan' olduğunu coşkulu bir dille anlatıyor. Bu yönde birçok tarihi gerçeği de ortaya koyuyor. Fakat Abdülhamid’i sadece İslamcılığıyla anlatıyor. Onun Tanzimat reformlarını devam ettirdiğine ve Batı’dan kanunlar aldığına hiç değinmiyor. Arap ve Arnavut okumuşları arasında milliyetçilik hareketlerinin Abdülhamid zamanında başladığını da önemsemiyor.
 
Abdülhamid zamanında Mekedonya’nın yönetilemez hale geldiği, İtalyan General Emilio Digiergis kumandasında yabancı jandarma gücü yerleştirildiği, Osmanlı-Alman ittifakının temellerinin de Abdülhamid zamanında atıldığı gibi konular kitapta hiç yok. Böyle olunca: “İttihat ve Terakki’nin ‘milliyetçi’ idaresinden dolayı Arnavut isyanı başladı... Artan hoşnutsuzluğun neticesinde hem de Rusya’nın teşvik ve kışkırtmasıyla Balkan ülkeleri Osmanlı devletine harp ilan ettiler... Balkanlar kaybedildi... Jön Türkler Almanya’ya yanaştılar... Birinci Dünya Savaşı’na girdiler...” Bu kadar basit! Sırma Hoca’nın bu anlatımı, konuları özetleme çabasından değil, ideolojik ak-kara bakışından kaynaklanıyor. Halbuki Osmanlı’nın çözülmesindeki temel faktörler, Hoca’nın hiç değinmediği olaylar ve faktörlerdi, başta sanayileşme noksanı olmak üzere...
 
Prof. İsmail Kara, ideolojik tarihçilikteki yakın tarihe ‘kahramanlar ve hainler’ gibi ara renkleri olmayan iki zıt kutbun mücadelesi olarak bakma temayülünü eleştirir. Sırma Hoca’nın beş ciltlik değerli eserinin son cildi de maalesef böyle.