Milliyet Sanat
Milliyet Sanat »Milliyet Kitap » » Bir dağın tepesinden gelen muazzam bir haykırış gibi
Ekim 2022

Bir dağın tepesinden gelen muazzam bir haykırış gibi

Booker Roman Ödülü’nü iki kez üst üste kazanan ilk kadın yazar olan, 2014 yılında ülkesi İngiltere tarafından “Dame” unvanına değer görülen, “Cromwell” üçlemesiyle tarihe derin bir eleştiri sunan, kaleme aldığı eserlerle çağdaş edebiyat yazınına yeni bir bakış açısı getiren Hilary Mantel, geçen ay yaşama veda etti. Kitaplarına daha önce sayfalarımızda yer verdiğimiz Mantel’i yaşamı ve edebiyatı ile anmak istedik.
Yüzyılımızın en büyük İngiliz roman cılarından sayılan Hilary Mantel geçen ay, 70 yaşında aramızdan ayrıldı. Dünyanın "indirgenemez tuhaflı ğına" dair lirik bir ses olmasının yanında, ona dair ortak sorumluluklar ve ahlaki zo runluluklardan da uzaklaşmadan kaleme aldığı romanları kadar; özgün tarzı, deliş men bakışları ve yüzünden eksik etmediği gülümsemesi de bir o kadar unutulmaya caklar arasında.
 
 22 Eylül günü yayıncısı Harper Collins, Mantel'in ölümünü "Ansızın ama huzur içinde" sözleriyle duyurdu. Temsilcisi Bill Hamilton'ın ardından söyledikleri ise şöyleydi: "Biz sıradan ölümlülerin kaçırdığı şeyleri gördüğü ve hissettiği için, her zaman hafif uhrevi bir havası vardı. Ancak, yüzleşme gerekliliğini anladığında korkusuzca savaşa girerdi." Kendisini Türk okurlar için de bir efsaneye dönüştüren "Cromwell" üçlemesiyle tüm dünyada 41 farklı dilde beş milyondan fazla okura ulaştı Mantel.
 
 İki kere Booker Roman Ödülü'ne de ğer görüldü. 2009 senesinde, üçlemenin ilk kitabı "Kral Hanedanlığı" ile, 2012 se nesinde ise ikinci kitap "Ölüleri Getirin" ile. Bu ödülü iki kere kazanan ilk kadın yazardı aynı zamanda. Onu diğer ödüllü yazarlar dan farklı kılan yanı ise aynı serinin devam kitabıyla bu ödülü ikinci kere alan tek isim olması. Her iki kitap Royal Shakespeare Company tarafından sahneye uyarlanırken sürece dahildi. Serinin nihai kitabı "Ayna ve Işık" ise iki yıl evvel, 2020 senesinde okuruna kavuşmuştu. Bir yıl sonra kitabın Gielgud Tiyatrosu tarafından uyar lanmasında ise baş söz sahibi kendisiydi.
 
 Mantel'in eserlerinin uzun yıllar editörlüğünü üstlenen Nicholas Pearson'a göre yazarın dehası her kitabında karşımıza çıkan unutulmaz parlak cümleleri ve dikkat çekici iç görüsünde saklı. Onu tarihi ve çağdaş roman yazarlarından ayıran yanı da buydu: "Her şeyi biliyor gibiydi." Sadece geçmişi değil geleceği de.... Top lumsal, siyasi ve kültürel alanlardaki engin kavrayışını, normalin ve ahlaki olanın sınırlarını sorgulatmada kullanma merakı en büyük alametifarikasıydı.
 
 TAVİZSİZ BİR SES
 
 6 Temmuz 1952'de Derbyshire'da dünyaya gelen Mantel, London School of Economics ve Sheffield üniversitelerinde hukuk okuduktan sonra hastanede yaşlılar bölümünde sosyal hizmetler görevlisi olarak çalışmış. 1985 senesinde yayımlanan ilk romanı “Her Gün Anneler Günü” (Every Day is Mother’s Day) ve ertesi yıl çıkan devam romanı “Terkedilmiş Mülk” (Vacant Possession) ilhamını yazarın buradaki deneyimlerinden ve hastalarla yakınları arasındaki ilişkiye dair gözlemlerinden alıyor.
 
1972 senesinde jeolojist Gerald McEwan ile evlenen, 1981'de boşanıp 1982'de yeniden evlenen Mantel ölürken de yanında yine McEwan vardı. Dört yıl süren Gazze'deki yaşamlarının ardından kaleme aldığı ve yine öznel deneyimlere dayanan "Gazza Sokağında Sekiz Ay" (1988), Müslüman kültüre uyum sağlamaya çalışan Frances'in kimlik ve kadın olmaya dair sorgulamalarını içeriyor. Time Out dergisi tarafından "Yürek Burgusu"nun Ortadoğu versiyonu şeklinde tanımlanan kitabına dair sonradan yaptığı bir açıklamada Mantel, kitabın yayımlanmasının ardından biraz hayal kırıklığına uğradığını, çünkü Ortadoğu'daki siyasi gelişmeler sebebiyle bir çeşit "Ben demiş tim" duygusuna kapıldığını söylemişti.
 
Katolik kilisesine tavizsiz bir başkaldırı olarak nitelenebilecek "Fludd" (1989), kasvetli ve kurgusal bir kasabada geçen bir hikaye anlatıyor. Zalim bir anne figürü ve zorba bir psikoposu tasvir ettiği romanında karakterlerine sempati ve inayetle yaklaşıp kara komik bir üslup takınsa da o yıllarda eleştirilerden kaçamıyor. 1975'te başlayıp 1979'da bitirmesine rağmen çok uzun süre yayıncı bulamadığı için basılmayan ve 1992'de okurla buluşan "Daha Güvenli Bir Yer" (A Place of Greater Sa fety) Fransız Devrimi zamanı, tarihsel karakterlerin çocukluklarından başlayarak yaşantılarına odaklanıyor. Kitabın uzun yıllar yayıncı bulamama sebebi "tarihi bir aşk romanı" sanılması. Oysa Mantel bu nun tarihi bir roman değil, tarihte geçen ama güncel bir hikaye olduğunu, tarihi karakterleri kendi kelimeleriyle konuşturup yazdığını söylüyor. Mantel'in bu alışılmadık tarzı belki de kendi zamanını bekliyor. Ve bu zamana dek filizlenen tüm karakterleri "Cromwell" üçlemesinin ayak seslerini oluşturuyor.
Cinsel devrimin kapıda olduğu 1960'ların Londra'sında alt sınıf İrlandalı İngiliz bir ailenin kızı Carmel'in kendi yaşantısında verdiği özgürlük mücadelesini ve kalıpların dışına çıkma arzusunu anlatan "Bir Aşk Deneyi" (1995) sadece bir kuşak hikayesinden fazlasını aynı zamanda sınıf çatışmasını da alttan alta okuruna sunuyor. İrlandalı dev Charles Byrne ve İskoç cerrah John Hunter'a dayanan "The Giant, O'Brien" (1998) ise Mantel'in kendi İrlanda köklerine de kısmen kederli bir bakış sunuyor.
 
 MONARŞİNİN İKİYÜZLÜLÜĞÜ
 
 Bu kitaplar yayımlanırken bir yandan da endometriyozis hastalığı sebebiyle çokça ağrılar çeken ve operasyonlar geçiren Mantel, yine bu yüzden çocuk sahibi olamıyordu. Hastalığına dair 2012'de Times'a verdiği röportajı şöyle: "Bazen in sanlar bunun beni bir şekilde daha iyi bir yazar yaptığına ya da dünyayı kendimden uzak tutmama yardım ettiğine dair beni ikna etmeye çalışıyor. Ama acı ve beraber derinden gelen belirsizlikle baş etmektense  dünyayla baş etmeyi tercih ederdim."
 
Yazının devamını Turkcell Dergilik uygulamasından okuyabilirsiniz.