Viyana’nın göz bebeği Viennale
04 Kasım 2014 - 07:11 | Gartenbaukino, 1960'lardan beri değişmemiş bir fuayeye ve muhteşem bir salona sahip.1960'tan beri düzenlenen Viyana Film Festivali, yıldız konuklar ve şaşaadan ziyade ciddi bir programlamaya ve tarihi olan mükemmel salonlara dayanıyor
NİL KURAL - VİYANA
Festivalleri dolaşıp övgü almış filmlerin yer aldığı programıyla dikkat çeken, 1960 yılından beri her yıl düzenlenen Viyana Film Festivali, diğer adıyla Viennale, iki haftaya yayılan bir festival. 23 Ekim’de başlayan 6 Kasım’da sonlanacak festival, kırmızı halılara ve ünlü konuklara değil, ciddi bir programlamaya güvenen yapısıyla Avrupa’nın kimlik sahibi festivalleri arasında.
Filmleri yarıştırmak da Viennale’nin öncelikli tercihleri arasında değil. Bu saygın festival, ilk filmleri değerlendiren jürinin Uluslararası Sinema Eleştirmenleri Federasyonu Ödülü’yle (FIPRESCI) ve En İyi Avusturya filmini seçmekle yetiniyor. Kırmızı halılar olmasa da sinema dünyasının önemli isimleri festivale katılmakta tereddüt etmiyor. 16 Ekim’deki açılış gecesinin fotoğraflarında sinema dünyasının en saygın iki ismini bir arada görüyoruz örneğin: Geçtiğimiz haftalarda sonlanan Antalya Film Festivali’ne de katılan İranlı yönetmen Abbas Kiarostami, Viyana’dayken festivalin açılışına da gelmiş. Avusturya’nın iki Altın Palmiye Ödüllü yönetmeni Michael Haneke ile açılış gecesinde yan yanalar, gülümseyerek poz veriyorlar.
Abbas Kiarostami (soldan ikinci) ve Michael Haneke (sağdan birinci), Viyana Film Festivali'nde birlikte poz verdiler.
Bu gece ise ABD’li ünlü yönetmen Abel Ferrara, İtalyan yönetmen Pier Paolo Pasolini’nin son gününü konu alan yeni filmi ‘Pasolini’yi sunmak için Viennale’de olacak. Yönetmenler için filmlerini Viennale’de sunmak bir zevk olmalı diye düşünüyorsunuz. Zira Viennale, başta 1960’lardan beri değişmemiş fuayesi ve muhteşem salonuyla festivalin ‘sarayı’ Gartenbaukino olmak üzere değerleri bilinmiş, kimliklerini korumuş müthiş salonlarda geçen bir festival. Filminizi bu salonlarda sunmanın güzelliği bir yana Viyana halkının her gösterimi doldurmasıyla Viyana’yla çok iç içe geçen, İstanbul Film Festivali gibi şehrin kültür hayatının ana mevzusunu sinema ve filmler haline getiren bir yapısı var Viennale’nin. Festivalin eleştirmen kökenli, 17 yıllık direktörü Hans Hurch’un şehrin sinema meraklılarının hevesle takip edeceği bir programlama yapmadaki başarısıyla övülüyor.
Cannes, Berlin, Venedik ve Toronto gibi dev festivallerin programlarından seçki yapan festivalde bu yıl Türkiye’den üç film var: Tayfun Pirselimoğlu’nun bu yılki İstanbul Film Festivali’nde ulusal yarışmayı kazanan filmi ‘Ben O Değilim’, Nuri Bilge Ceylan’ın Altın Palmiye Ödüllü filmi ‘Kış Uykusu’ ve Kazım Öz’ün mevsimlik tarım işçileri konu alan belgeseli ‘Bir Varmış Bir Yokmuş’. Belgesellerin festival programında ağırlığının olduğu da bir gerçek. Ama eğer yakın dönem filmleri takip etmek istemiyorsanız, Viennale size sinema tarihi içinde kaybolma fırsatı da sunuyor. Viyana’da hem film arşivi hem de sinematek gibi işleyen bir sinema müzesi olduğu için dört dörtlük retrospektifler Viennale’nin hizmetinde. Bu yıl efsane yönetmen John Ford’a ayrılmış ve bütün filmlerinin gösterildiği bir bölüm var ki bu gösterimler film müzesi Filmmuseum’da. Diğer yandan 16 mm’lik filmlerden oluşan bir retrospektif de sinema tarihine meraklı sinema severlerin gözdesi.
Etiketler: Nil Kural Viyana viennale viyana film festivali Abbas Kiarostami Michael Haneke fipresci abel ferrara Pasolini gartenbaukino hans hurch Tayfun Pirselimoğlu ben o değilim Kış Uykusu Nuri Bilge Ceylan Kazım Öz Bir Varmış Bir Yokmuş John Ford