NİL KURAL / CANNES

 

69. Cannes Film Festivali’nin bitmesine kısa bir süre kala dün Sean Penn’in yönettiği ve Altın Palmiye için yarışan ‘The Last Face’ basınla buluştu. Yarışmanın en kötü filmi olduğu konusunda konsensüs oluşturan filmin başrollerinde Charlize Theron ve Javier Bardem yer alıyor. Afrika’da yaşanan katliamların ortasında yaşanan iki sağlık görevlisi arasındaki aşka odaklanan film, daha önce ‘Into the Wild’ ve ‘The Pledge’ gibi filmler yönetmiş ve yönetmenliğe geçen aktörlerden biri kabul edilen Penn’in bu ikinci kariyerine ciddi bir zarar verecek seviyede. Festivalden önceki açıklamalarında bu filmin Cannes’da nasıl karşılanacağının büyük önem taşıdığını, filmin Cannes’da dikkat çekememesi durumunda kaybolacağını söyleyen Penn’in bu korkuları gerçekleşecek gibi gözüküyor çünkü film yarışmanın en kötü tepkilerini şimdiden aldı. 

Önceki gün gösterilen 'Pusher' serisi ve 'Sürücü / Drive'ın Danimarkalı yönetmeni Nicolas Winding Refn’in yeni filmi 'The Neon Demon' da eleştirmenleri ikiye bölen filmlerden biri oldu. Filmin gösterimi cılız yuhalanmalarla ve çekingen alkışlarla bitti. 'The Neon Demon', Elle Fanning’in canlandırdığı genç bir kadının moda dünyasına manken olarak hızla yükselmesini ve bunun yarattığı kıskançlıkları konu alan, stilistik bir film.

 

Yarışma son günlerine girerken festivalin paralel bölümlerinden Eleştirmenler Haftası, yapılan ödül töreniyle sonlandı. Mehmet Can Mertoğlu'nun ilk uzun metrajlı filmi 'Albüm', yarışmadan Yaratıcılık (Visionary) Ödülü'nü kazandı. Valerie Donzelli başkanlığındaki jürinin dağıttığı ödüllerden biri olan Yaratıcılık Ödülü, yenilikçi ve yaratıcı sinema dilini desteklemek için veriliyor. Başrollerini Şebnem Bozoklu ve Murat Kılıç’ın paylaştığı film, memur bir çiftin evlat edinme hikayesini mizahın öne çıktığı bir senaryoyla anlatıyor. Eleştirmenler Haftası’nın büyük ödülünü ise ‘Mimoza' adlı filme sunuldu.

 

 

‘The Exorcist / Şeytan’ın yönetmeni Yeni Hollywood’un önemli ismi William Friedkin, 1985 yapımı filmi ‘To Live and Die in L.A.’in gösterimini sunmak için Cannes’daydı. Filmden sonra izleyiciyle sohbet eden Friedkin, yakın geçmişte Vatikan tarafından bir şeytan çıkarma seansına davet edildiğini anlattı: “Vatikan’a şeytan çıkarma seansını izlemek ve çekmek için çağrıldım. Böyle bir seansı çok az insan gördü ve hiç kimse çekmedi. Gördüklerime inanamadım. ‘The Exorcist’le olan benzerlik inanılmazdı. Bu deneyim beni değiştirdi.”