Philip Seymour Hoffman'a veda
03 Şubat 2014 - 09:0246 yaşındaki Oscar ödüllü aktörün aşırı doz uyuşturucudan hayatını kaybettiği iddia ediliyorNeslinin en saygın aktörlerinden Oscar ödüllü Philip Seymour Hoffman, dün gece New York Manhattan’daki evinde ölü bulundu. 46 yaşındaki aktörün ölüm nedeni henüz açıklanmasa da, ABD basınında kolunda şırıngayla bulunduğu ve ölüm nedeninin uyuşturucu aşırı dozu olabileceğiyle ilgili iddialar yer alıyor.1967 yılında New York’ta hakim bir annenin ve yönetici bir babanın oğlu olarak dünyaya gelen Philip Seymour Hoffman, lisede tiyatroyla tanıştıktan sonra New York Üniversitesi’nde tiyatro eğitimi aldı. Tiyatroyla bağını hiç koparmayan ve sinema oyunculuğunun kendisi için daha zor olduğunu belirten Hoffman, sinemadaki çıkışını 1992 yılında ‘Kadın Kokusu’yla (Scent of a Woman) yakaladı. İleride bu filmin kendisini için bir dönüm noktası olduğunu söyleyecekti: “Bu filmden önce aktör olarak iş bulamıyordum. Aktörlük dışındaki garsonluk, cankurtaranlık gibi işlerde de tutunamıyor, kovuluyordum. Bu film olmasa şimdiki yerimi elde edemezdim.” Kısa sürede sinema endüstrisinin önemli yönetmenlerinin vazgeçemediği aktörlerden birine dönüşen Hoffman, 2006 yılında En İyi Erkek Oyuncu dalında Oscar kazandı. Ona ödül getiren, ‘Soğukkanlılıkla’ adlı kitabının yazım sürecine odaklanan ‘Capote’ adlı filmdeki Truman Capote performansıydı. Bu performansa aylarca hazırlanan ve ortaya çıkardığı Capote portresiyle sadece Akademi’nin değil herkesin takdirini kazanan Hoffman, bu Oscar’dan sonra üç kez yardımcı erkek oyuncu dalında Oscar’a aday oldu: ‘Charlie Wilson’s War’ (2007), ‘Şüphe’ (Doubt, 2008) ve ‘The Master’ (2012).Paul Thomas Anderson’ın yönettiği filmlerin bir tanesi hariç hepsinde rol aldı ve kariyerinin öne çıkan performanslarını, ‘Boogie Nights’, ‘Manolya’ (Magnolia), ‘The Master’ın da aralarında olduğu Anderson filmlerinde sergiledi. Amerikan sinemasının en önemli isimleriyle birlikte çalıştı: Coen Biraderlerle ‘The Big Lebowski’yi, Anthony Minghella’yla ‘Yetenekli Bay Ripley’i (Talented Mr. Ripley), Spike Lee ile ’25. Saat’i (25th Hour) ve Todd Solondz’la ‘Happiness’i çekti.Oyuncuların oynadıklarını karaktere karşı sorumlukları olduğunu savunan Hoffman bunu “Karakterlerimi ne etiketlerim ne yargılarım. Onları elimden geldiğince dürüstçe, dışa vurarak ve yaratıcı bir şekilde canlandırırım,” sözleriyle ifade ediyordu. Kariyerinde gişe hedefli ana akım sinemadan ziyade bağımsız sinemanın önemli yönetmenlerinin filmlerine ağırlık veren Hoffman, Amerikan sinemasının en özgün aktörlerindendi.