Milliyet Sanat
Milliyet Sanat » Haberler » Sinema » Özcan Deniz, 007’ye karşı

Özcan Deniz, 007’ye karşı

Özcan Deniz, 007’ye karşı09 Kasım 2012 - 07:11
"Evim Sensin" ile "Skyfall"un gişe rakamları kıyaslanarak “Özcan Deniz’in fendi James Bond’u yendi” tarzı haberler yapıldı. Peki bu iddia ne kadar doğru?NİL KURAL

Geçen hafta vizyonda iki geniş dağıtımlı ve iddialı film karşı karşıya geldi: Özcan Deniz’in yönetip başrolünü Fahriye Evcen ile paylaştığı Güney Kore filmi uyarlaması romantik dram “Evim Sensin” ve dünyanın en ünlü ajanı James Bond serisinin 50. yılını kutladığı Daniel Craig’in üçüncü kez 007’yi canlandırdığı “Skyfall”.

Boxoffice Türkiye sitesinin rakamlarına göre “Evim Sensin”, hafta sonu 247 bin 565 kişi tarafından izlenirken, “Skyfall” 155 bin 821 izleyiciyi salonlara çekti. Bu durum, “Özcan Deniz’in fendi James Bond’u yendi” gibi haberlerle basında yer buldu. Önceki gün de, Özcan Deniz, Bond’dan özür dileyerek, durumu yorumladı. Ancak rakamlar, iki filmin de oldukça iyi açılışlar yaptığını kanıtlıyor ve bu durumu Özcan Deniz, James Bond’u ‘ezip geçti’ olarak değerlendirmeden önce kopya sayılarını göz önünde bulundurmak gerekiyor.

“Evim Sensin”, 217 kopyayla vizyona girdiği için hafta sonunda kopya başına yaklaşık 1140 kişinin filmi izlediği ortaya çıkıyor. Daha az, 151 kopyayla gösterime giren “Skyfall”da ise kopya başına yaklaşık 1032 kişi düşüyor. Bu da, Özcan Deniz’in filminin daha başarılı olduğunu ama farkın ‘ezip geçmek’ denilebilecek kadar açık olmadığını gösteriyor.

Diğer yandan “Skyfall’ diğer Bond filmlerini ezdi geçti” cümlesini ise rahatlıkla kurabiliriz. Son üç Bond filminin Türkiye gişe rakamlarına bakarsak, bir önceki Bond filmi “Quantum of Solace” ilk üç günde 82 bin 708 kişi; Daniel Craig’in ilk kez Bond olarak izleyici karşısına çıktığı iddialı “Casino Royale” ise ilk üç günde 67 bin 804 kişi tarafından izlenmişti. Yani dünyanın dört bir yanında büyük bir gişe başarısı gösteren, yuvası İngiltere’de ise gişe rekorları kıran “Skyfall”, Türkiye’de de oldukça kayda değer bir ilgi artışı gördü. Belki 007’nin İstanbul’a uğramasının da faydası olmuştur, belki de Sam Mendes gibi iyi bir yönetmenle çalışılmasının, belki de beyazperdede geçirdiği yarım asra duyulan saygının…

Peki James Bond, daha az kopyayla karşısına çıktığı rakibi Özcan Deniz’i geçebilir miydi? Bu, ünlü ajanın bile zorlanabileceği bir görev olurdu. Ne de olsa, karşısında son yılların değişmeyen bir izleme alışkanlığı dikiliyor: Türkiye’deki sinema izleyicisi Türk sinemasını tercih ediyor. Gişe uzmanlarının her yıl yayınlanan analizlerinde ortaya çıkan bu eğilimin bu sezonda devam edeceği, Türk sinemasının Özcan Deniz’in “Evim Sensin”iyle iyi bir açılış yapmasından tahmin edilebilir. Uzun sözün kısası, “Evim Sensin”le bir sezon daha Türkiye izleyicisinin Türk sineması izlemedeki eğilimi meydana çıktı.

Bond-Deniz rekabetini bir yana bırakıp rakamları toplarsak, iki film 400 bin kişiyi sinema salonlarına çekti ki, bu da ticari sinemanın kazandığı bir haftasonu geçirildiğini gösteriyor. Aralarında Altın Koza'nın da dahil olduğu pekçok ulusal ve uluslararası ödüle layık görülen, eleştirmenler tarafından övülen, Türkiye'nin en önemli siyasi sorununa Kürt meselesine çok dengeli ve insani bir şekilde değinen "Babamın Sesi"nin 13 kopyayla yalnızca 2800 kişi tarafından görülmesi ise yerli filmleri tercih eden izleyicinin bağımsız sinemaya önem vermediğini bir kez daha gösteriyor.