NİL KURAL

 

35. İstanbul Film Festivali ulusal jüri başkanı Müjde Ar, önceki gün Boğaziçi Üniversitesi Mithat Alam Film Merkezi’nde yapılan bir festival sohbetinin konuğuydu. Çevirmen, yazar ve eleştirmen Fatih Özgüven’le sinema kariyerini konuşan Müjde Ar, dinleyicilerin sorularını da yanıtladı. Özgüven, sohbetin başlangıcında, Müjde Ar’ı “Yenilmek zorunda kalan karakterleri oynadığında bile bile bir direnci vardır. Kamusal yüzü de oynadığı rollere denk düşer,” cümleleriyle anlattı.

 

Müjde Ar,  “Tiyatro kulislerinde dekor sandıklarının içinde büyüdük. Zamanımız turnelerde Anadolu yollarında geçti. Annem bize hayata asılmayı dik duymayı öğretti” dedi ve Halit Refiğ’in yönettiği dizi ‘Aşkı Memnu’da rol aldıktan sonra dört çuval mektup aldığını söyledi. Ar, “Öyle okullardan geçtim ki... Atıf Yılmaz’ın, Ömer Kavur’un Şerif Gören’in hayatıma kattıkları o kadar fazla ki,” diye ekledi.

 

Müjde Ar, ayrıca Ertem Eğilmez’in Arzu Film’inin atmosferini de dinleyicileriyle paylaştı: “Arzu Film, bir sinema okuluydu. Kolektif çalışma ruhu başka bir şeydi. Ertem Eğilmez, sürekli senaryonun öneminden bahsederdi. Eğilmez bir dehaydı. Olağanüstü bir zekası vardı. ‘Dünyanın en kötü filminde bile oynasan, Oscar alacağım diye oynayacaksın,’ derdi.”

 

Müjde Ar, oyunculukta önemli olanları “Dokunabilmek, çok çalışmak ve yaptığınız işe inanmak” şeklinde sıraladı. Ünlü oyuncu, kendi rol aldığı filmlerde en sevdikleri olarak Halif Refiğ’in yönettiği ‘Teyzem’i ve Atıf Yılmaz filmi ‘Adı Vasfiye’yi sıraladı.

 

Çalışmadığı, ancak çalışmak isteyeceği yönetmenler arasında Reha Erdem’i sayan Müjde Ar, Fatih Özgüven’in kendisini bir Zeki Demirkubuz filmine yakıştırdığı yönündeki yorumuna, “Tabii isterim, eğer Zeki teklif etse,” dedi ve Demirkubuz’la eskilere uzanan bir arkadaşlıkları olduğunu da ekledi. Annesi Aysel Gürel hakkında bir senaryo kaleme aldığını söyleyen Müjde Ar, önceleri kamera arkasına geçmeye fırsat bulamadığını ve olgunlaşmayı beklediğini ifade etti.

 

Sinemada en önemli olanın ise senaryo olduğunun altını çizen Ar, “İyi bir senaryoyu kötü çekmek çok zordur,” diye konuştu. Oyunculuktan yönetmenliğe geçen isimler arasında Jodie Foster’ı başarılı bulduğunu ifade etti. Çalışma metotları üzerine de konuşan Müjde Ar, “Fahriye Abla için şizofren bir kadını gözlemlemiştim. Benim çalışma şeklim, gözlem, çok okumak ve ayna karşısında çalışmak,” diye konuştu. Bütün rollerini, uzun tiradlar da dahil, ezbere oynadığını da ekledi. 

 

 

35. İstanbul Film Festivali, bu yıl festivalin gerçekleştirilmesine katkıda bulunan kurumlara teşekkürlerini sunmak için dün akşam özel bir gece düzenlendi.

 

Geceye, İKSV Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı ve Akbank Yönetim Kurulu Başkanı Suzan Sabancı Dinçer, festivale destek veren kurum ve kuruluşların yetkilileri ile festival konukları katıldı. İstanbul Film Festivali Direktörü Kerem Ayan’ın takdimiyle başlayan gecede 35. İstanbul Film Festivali’nin gerçekleştirilmesine katkıda bulunan destekçi kurumlara teşekkür plaketleri verildi.