NİL KURAL

 

Akira Kurosawa’nın başyapıtları arasında geri planda kalan ‘High and Low’, usta yönetmenin gömülü hazinelerinden. 1963 tarihli film, bir ayakkabı üreticisinin iş hayatında oynadığı kumarla başlıyor ve çocuk kaçırma hikayesiyle bir ahlaki ikilem sunuyor. ‘High and Low’ sırf bir ikilemle bile kayda değer bir film olmayı hak ediyor. Ancak bu ikilem filmin sadece bir bölümü. Ardından Kurosawa, türler arasında çıktığı yolculukla filmi nefes nefese takip edilen bir polisiye soruşturmaya ağırlık veriyor. Film finale doğru ilerlerken ise o dönemin Tokyo’sunun arka sokaklarında, batakhanelerine uğrayarak sürprizlerle dolu seyrine devam ediyor. Kurosawa’nın film kabuk değiştirirken gösterdiği rahatlık ve ustalık, sinemanın en büyük yönetmenlerinden biri unvanının haklılığını gösteriyor.

 

İsminden de anlaşılabileceği gibi hem sınıflar arasında hem de ahlak açısından yukarıdakiler ve aşağıdakilerle ilgilenen film, Japon yönetmenin Ed McBain’in romanı ‘King’s Ransom’ın (1959) uyarlaması. Amerika kaynaklı bir eseri sinemaya aktaran Kurosawa, 1960’lar Tokyo’sunda geçen bu modern filmle kariyerine hakim izleyiciyi şaşırtmayı başarıyor. Toshiro Mifune’nin başrolde müthiş bir performans sergilediği film, Japonya toplumunun yapısıyla ilgili de okumaya açık. ‘High and Low’ Kurosawa filmografisindeki ‘Seven Samurai’ ve ‘Throne Of Blood’ gibi filmlerin arasında ilk sayılan filmlerden biri değil. Ama sadece Kurosawa filmografisinin değil, sinemanın zirvelerinden biri olduğu şüphe götürmez.