Avrupa’nın önemli film festivallerinden, Çek Cumhuriyeti’nde düzenlenen Karlovy Vary Film Festivali programını açıkladı. Bu yıl 30 Haziran - 8 Temmuz tarihlerinde 52. kez düzenlenecek festivalin ana yarışmasında ünlü oyuncu Onur Saylak’ın kısa metrajlı ‘Orman’ın ardından çektiği ilk uzun metrajlı filmi ‘Daha’ da bulunuyor. Film, dünya prömiyerini Karlovy Vary’de yapacak. Hakan Günday’ın aynı adlı romanından uyarlanan film, bir mülteci hikayesini konu alıyor. Film, göçmenleri Avrupa’ya kaçıran bir baba ile oğlun etrafında dönüyor.

 

Yarışmada ayrıca Krzysztof Krauze’nin Ruanda katliamını konu alan filmi ‘Birds Are Singing in Kigali’ de bulunuyor. 2014 yılında hayatını kaybeden Polonyalı yönetmen Krauze’nin filmi eşi Joanna Kos-Krauze tarafından tamamlandı ve Karlovy Vary’de izleyiciyle buluşacak.

 

Başrolünü İlyas Salman’ın üstlendiği ‘Mısır Adası’yla dikkat çeken Gürcü yönetmen George Ovashvili de büyük ödülü kazandığı Karlovy Vary yarışmasında bu yıl yeni filmi ‘Khibula’yla yer alıyor. Festivalin ana yarışmasında yer alan 12 filmin 8’inin dünya prömiyeri Karlovy Vary’de yapılacak.

 

Festivalin Batının Doğusu başlığı altında toplanan yarışmasında ise Türkiye’den iki yönetmen filmleriyle yarışacak. Bu başlık altında 12 film yer alıyor. Türkiye’den bu bölümde yer alan filmlerden biri Belçika’da yaşayan Türkiye kökenli Bülent Öztürk’ün travmalı bir askere odaklanan filmi ‘Mavi Sessizlik’. Başrolünde Teoman Kumbaracıbaşı’nın bulunduğu film, bu yılki İstanbul Film Festivali’nin ulusal yarışmasında yer almış ve Jüri Özel Ödülü, Seyfi Teoman En İyi İlk Film Ödülü ve En İyi Senaryo Ödülü’nün de aralarında olduğu birçok ödül kazanmıştı.

 

Bu yarışmadaki diğer Türkiye yapımı film ise ‘İki Dil Bir Bavul’u Özgür Doğan’ı ile birlikte yöneten Orhan Eskiköy’ün yönetmenliğini üstlendiği ‘Taş’. ‘Mavi Sessizlik’ gibi ‘Taş’da bu yıl İstanbul Film Festivali’nin ulusal yarışmasında yer almıştı. Oyuncu kadrosunda Muhammet Uzuner ve Jale Arıkan’ın yer aldığı film, bir ailenin aniden köylerine gelen bir gencin kaybolmuş oğulları olduğuna inanmaları üzerine gelişen olayları konu alıyor. Filmde Eskiköy’ün siyah beyaz görüntü yönetimi tercihi ve diyaloglardaki ekonomik tutumu da dikkat çekiyor.