Milliyet Sanat
Milliyet Sanat » Haberler » Sinema » Ian McKellen: "Biz Shakespeare'iz"

Ian McKellen: "Biz Shakespeare'iz"

Ian McKellen: "Biz Shakespeare'iz"08 Nisan 2017 - 12:04
Bu yılki İstanbul Film Festivali'ne konuk olan usta oyuncu Ian McKellen iki gün art arda İstanbullu sanatseverlerin karşısına çıktı. McKellen ilk etkinlikte ‘Hamlet’, ‘Macbeth’ ve ‘Sir Thomas More’dan tiradlar canlandırdı
NİL KURAL
 
British Council’ın konuğu olarak 36. İstanbul Film Festivali’ne katılan usta İngiliz aktör Ian McKellen önceki akşam ‘Sahne, Beyazperde ve Meydanlar’ söyleşisiyle Zorlu Drama Sahnesi’nde konuklar ve tiyatro öğrencileriyle bir araya geldi.
 
Tiyatro yönetmeni Serdar Biliş’le sohbet eden McKellen, ayrıca konuklara ‘Hamlet’, ‘Macbeth’ ve son olarak ‘Sir Thomas More’dan önemli tiradları bütün ustalığıyla canlandırdı ve sahnede devleşmesini görme şansını verdi.
 
Sohbetin ana konularından biri McKellen’ın kariyerinin odaklarından Shakespeare’di. McKellen Shakespeare’le 7-8 yaşındayken tanıştığını dile getirdi ve onun kendisini için anlamını “Benim için bir dağ veya hava kadar önemli oldu” diye açıkladı ve şöyle devam etti: “Herkes hakkında yazdı, hayatı karakterlerin bakış açısıyla anlamaya çalışıyordu ve hepimizi tanıyordu. Biz Shakespeare’riz. Bir kadın, bir anne, bir kız çocuğu olmak; âşık olmak, nefret etmek; barda içki veren adam, bir kral, bir kraliçe, bir imparator... Bu karakterleri her biri gibi olmayı biliyor ve yazıyordu. Hepsi de inandırıcıydı.” McKellen, Shakespeare’de bütün cevapların bulunabileceğini de sözlerine ekledi ve “Sizin ona yardımcı olmanız gerekmez, Shakespeare size yardımcı olmak için vardır” dedi. Shakespeare oyunlarının büyük değil, küçük sahnelere yakıştığının da altını çizdi.
 
Sanatçı, İstanbul Film Festivali’nde gösterilen başrolünü ve senaryosunu üstlendiği Shakespeare uyarlaması ‘III. Richard’a da bir parantez açtı ve Shakespeare’in ‘kötü adamları’na en iyi konuşmaları yazdığını gülerek aktardı.
 
 
Gözyaşlarını tutamadı
 
LGBTİ hakları savunucusu ve eşitlik temsilcisi McKellen bu konuyla ilgili olarak da konuştu. 49 yaşında eşcinsel olduğunu açıklamadan geçirdiği yılların zorluğundan bahsetti. Mücadeleler sonunda İngiltere’deki kanunların değiştiğinin ve bu konuda büyük mesafe katedildiğinin altını çizdi. Açıklamadan sonra dürüstlüğün herkes tarafından hissedildiğini ve bunun insanların kariyerine düşünüldüğünün aksine iyi geldiğini ifade etti ve şu mesajı iletti: “Cinsel kimliğinizi açıklayın, hayatınız daha iyi olacak.”
 
Dün Boğaziçi Üniversitesi’nde akademisyen ve sinema yazarı Melis Behlil moderatörlüğünde geçen söyleşinin öncesinde ise McKellen’ı karşılayan ve McKellen’ın Gandalf’ı canlandırdığı ‘Yüzüklerin Efendisi’nin müziğini seslendiren Boğaziçi Korosu’nun performansı McKellen’a gözyaşları döktürdü.
 
Bu söyleşide sinema kariyerini anlatan McKellen, söyleşisine ‘Yüzüklerin Efendisi’ndeki ünlü ‘Geçemezsin!’ (Thou shall not pass) repliğini sınavlarla ilgili bir tavsiye olarak canlandırdı ve salon alkıştan yıkıldı. ‘3. Richard’ın sinema kariyerini başlattığını ve başta Hollywood oyuncularının ona çok uzak göründüğünü aktardı.
 
Herkesi büyüledi
 
McKellen, iki söyleşisinde de bitmeyen enerjisi ve yerinde duramamasıyla herkesi etkiledi. Ayrıca belki hayatının bir bölümünü LGBTİ haklarını savunduğu bir davaya adamanın da getirdiği tevazu, sıcaklık ve kurduğu güzel iletişimle onu görme şansına erişen herkesi büyüledi.
 
McKellen, festivalin açılış töreninde eşcinsel olduğunu söylediği bölümün çevrilmediğiyle ilgili soruya, "Çevirmen bunu duyamadığını söyledi. Ama bunu tartışma hakkınız var." diye cevap verdi. McKellen ayrıca son iki söyleşide bu tür bir durum yaşanmadığını, basında, kendisiyle ilgili çıkan yazılarda cinsel yöneliminin yazıldığını ve iyi karşılandığını da ekledi.
 
'İki ünlü rolün gelişi, okuyamadığım bir senaryo sayesinde'
 
McKellen, Hollywood kariyerinin başlangıcının Tom Cruise’un ‘Görevimiz Tehlike 2’de bir rol teklif etmesi olduğunu söyledi. Senaryoyu görme talebinin reddedilmesi üzerine bu filmde rol alamadığını aktaran McKellen, kısa süre sonra Gandalf ve ‘X-Men’deki Magneto rollerinin teklif edildiğini şöyle aktardı: “Eğer, okuyamadığım bir senaryoya ‘Evet’ deseydim, bu iki karakteri canlandıramazdım. Ve burada da olmazdım.”
 
'Ornitolog'.
 
Festivalde bugün
 
* ‘Ornitolog’ (Nişantaşı City’s, 16.00): Sinemanın yıldızı parlayan yönetmenlerinden Portekizli João Pedro Rodrigues’in imzasını taşıyan film, yetişkin izleyiciler için bütün tahminleri aşan yaratıcı bir tuhaflık vadediyor. 
* ‘Unutulmayan Aşk’ (Nişantaşı City’s, 21.30): ‘Teneke Trampet’in de aralarında olduğu filmlerine imza atan usta Alman yönetmen Volker Schlöndorff’u festivale konuk olması nedeniyle onun katılımıyla gösterilecek film, Max Frisch’in bir kısa öyküsünden yola çıkıyor ve unutamadığı bir eski sevgilisinin peşine düşen bir yazarı konu alıyor.
* ‘Suspiria’ (Rexx Sineması, 24.00): Dario Argento’nun korku türü başyapıtı ‘Suspiria’, 40. yılına özel yenilenmiş kopyasıyla izleyicileri bekliyor. Film, korku türünde estetik bir devrim yarattı ve zamana büyük bir güçle direndi.