Milliyet Sanat
Milliyet Sanat » Haberler » Sinema » Cannes Film Festivali’nde kadınların yılı

Cannes Film Festivali’nde kadınların yılı

Cannes Film Festivali’nde kadınların yılı30 Mayıs 2017 - 12:05 | Sofia Coppola, ödüle ilk kez uzanan Yuliya Solntseva'dan tam 56 yıl sonra En İyi Yönetmen Ödülü alan ikinci kadın yönetmen oldu.
Önceki gece yapılan törenle sahiplerini bulan Cannes Film Festivali'nde Sofia Coppola, festival tarihinde 56 yıl sonra En İyi Yönetmen Ödülü'nü kazanan ikinci kadın yönetmen oldu
NİL KURAL
 
70. Cannes Film Festivali önceki gün düzenlenen ödül töreniyle son buldu. Pedro Almodovar başkanlığındaki jüri, yarışma filmlerinin ortalama seviyede seyrettiği ve başyapıt olarak nitelendiren filmlerden mahrum bir yılda ağırlıklı olarak isabetli kararlara imza attı. Ödül dağılımında öne çıkan konulardan en önemlisi yarışmada sayı olarak az olan kadın yönetmenlerin filmlerinin ödüllerde öne çıkmasıydı.
 
Amerikan İç Savaşı sırasında bir kız yatılı bir okuluna sığınan yaralı bir federasyon askerinin hikâyesini anlatan Sofia Coppola imzalı ‘The Beguiled’, ödüllerde Coppola’ya En İyi Yönetmen Ödülü’nü getirdi. Bu, Cannes’da ikinci kez bir kadının En İyi Yönetmen Ödülü kazanması anlamına geliyor. En son En İyi Yönetmen Ödülü’nü kazanan kadın yönetmen II. Dünya Savaşı filmi ‘The Story of the Flaming Years’la Yuliya Solntseva ve yıllardan 1961’di.
 
Lynne Ramsay'in filmi 'You Were Never Really Here', festivalde En İyi Senaryo ve En İyi Erkek Oyuncu (Joaquin Phoenix) ödüllerini aldı.
 
Güçlü bir temsil
 
2011'de ‘Kevin Hakkında Konuşmalıyız’a imza atan İskoç yönetmen Lynne Ramsay’in Cannes’ın son günlerindeki gösterimden çok kısa bir süre önce tamamlanan filmi ‘You Were Never Really Here’, geceden iki ödülle dönerek öne çıkan diğer bir yapımdı. Film, hem başrolünde bir savaş gazisini canlandıran Joaquin Phoenix’e En İyi Erkek Oyuncu Ödülü getirdi hem de Ramsey En İyi Senaryo Ödülü’nü 'The Killing of a Sacred Deer' filmiyle Yorgos Lanthimos’la paylaştı. Dolayısıyla Naomi Kawase’yle birlikte yarışmada yer alan diğer iki kadın yönetmen, 70. Cannes Film Festivali'nin ödüllerinde öne çıkan iki yapımın yaratıcıları olarak kadın sinemacıların güçlü bir temsilini sergilediler.
 
İsveçli yönetmen Ruben Östlund, 'The Square' ile aldığı Altın Palmiye'yi büyük bir coşkuyla kutladı.
 
Gecenin en önemli ödülü Altın Palmiye, eleştirmenlerin üzerinde anlaşamadığı ‘The Square’le Ruben Östlund’a sunuldu. ‘Turist’le dikkat çeken İsveçli yönetmen Östlund, ‘The Square’le bir müze yöneticisinin gündelik hayatı ve çelişkileri üzerinden Batı’nın üst orta sınıfını kara komediyle işliyor. Kariyerinin oldukça başlarında Altın Palmiye gibi sinema dünyasının en saygın ödüllerinden biriyle taçlandırılan Östlund’un ödülü Cannes takipçileri arasında tam bir konsensüs anlamına gelmiyor. Ancak bu yıl geçen seneki ‘Sieranevada’ veya ‘Toni Erdmann’ gibi eleştirmenlerin değeri üzerinde birleştiği filmlerden yoksun bir yarışmada Almodovar başkanlığındaki jürinin ‘The Square’ tercihi büyük bir şaşkınlık veya hayal kırıklığı yaratmadı. Ödül, bir bakıma ciddi meselesini esprili ve rahat izlenen bir seyirlikle anlatan bir sinema anlayışının taçlandırılması anlamına geliyor. 
 
Gözyaşlarını tutamadı
 
Ödüllerde ikincilik anlamına gelen Jüri Büyük Ödülü ise Fransız yönetmen Robin Campillo’nun 1990’ların ilk yarısında geçen ve AIDS aktivistlerini konu alan ‘120 Battements par Minute’e verildi. Bu da, ödüllerde öne çıkacağı tahmin edilen bir yapımdı ancak önceki günkü jüri toplantısının ardından filmin Altın Palmiye’yi kıl payı kaçırdığı intibası güçlendi. Pedro Almodovar, basın toplantısında bu filmin neden Altın Palmiye almadığı yönündeki soruyu, filmi ne kadar çok sevdiğini anlatarak cevapladı ve sorunun yanıtının sonunda ağladı. Almodovar’ın jürinin demokratikliğinden bahsetmesi, yönetmenin Altın Palmiye için Campillo’yu istediği ancak jürinin diğer üyelerinin etkisiyle ‘The Square’in öne çıktığı fikrini güçlendirdi.
 
Fatih Akın’ın ‘Yaşamın Kıyısında’dan 10 yıl sonra Cannes’a yarışmaya seçilen ilk filmi ‘In the Fade’, başrolünde Diane Kruger’a En İyi Kadın Oyuncu Ödülü getirerek gecede ödüllendirilen filmlerden biri oldu. Eşi ve çocuğunu Neo-Nazilerin sorumlusu olduğu bir bombalı saldırıda kaybeden bir kadını canlandıran Kruger, yarışmanın beğenilen oyuncu performanslarından birine imza atmıştı. Dolayısıyla bu ödül, festival takipçileri tarafından bekleniyordu.