Milliyet Sanat
Milliyet Sanat » Haberler » Sinema » Bu hafta vizyona giren 12 film

Bu hafta vizyona giren 12 film

Bu hafta vizyona giren 12 film  10 Mayıs 2018 - 03:05
Türkiye'deki sinema salonlarında bu hafta 8'i yerli 12 film vizyona girecek. Onur Ünlü'nün yönettiği "Aşkın Gören Gözlere İhtiyacı Yok", Camille Cottin ve Juliette Binoche'un başrollerinde yer aldığı "Eyvah Anne Oluyorum"; Luke Evans ile Kelly Reilly'in oynadığı "10x10" sinemaseverleri salonlara çekmeye aday. İşte haftanın filmleri.

 

10x10

 
Dışarıdan sıradan bir adam olarak gözüken Lewis, aslında pek de öyle değildir. Onun Cathy’ye karşı gizli bir takıntısı vardır. Genç kadından intikam almayı düşünen Lewis, en ince ayrıntısına kadar her şeyi hesapladığı bir plan yapar ve Cathy'yi kaçırır. Onu oldukça küçük, ses yalıtımlı bir odaya kiltiler. Lewis’in bunu yapmasının Cathy’nin karanlık bir sırrını itiraf etmesini sağlamaktır. Fakat Cathy’nin pes etmeye niyeti yoktur.
 

Cehennemden Selfie

 
Almanya’da vlogger olan Julia, kuzeni Hannah’ın ziyaret etmek için Amerika’ya gider. Julia’nın gelişin ardından Hannah onda garip bir şeyler fark eder ve hasta olduğunu düşünür. Hannah’ın bu düşüncesi kısa süre sonra doğrulanır ve Julia ani bir şekilde rahatsızlanır. Bir süre sonra Hannah’ın evinde sıra dışı olaylar yaşanmaya başlar. Bunların nedeni öğrenmek için internette bir araştırmaya koyulur. Bu sırada Julia’nın blog yazılarına denk gelir ve kendini internetin derinlerinde, terörün sınır tanımadığı yerlerde bulur.
 
 

Elim Sende

 
Bulut ve Mavi birbirlerini ilk gördükleri anda aşık olmuşlardır. Fakat kimsenin bu aşkı söylemeye cesareti yoktur. Birbirinden habersiz iki aşığın inişli çıkışlı ve sevgi dolu hikayeleri herkesin yüreğini ısıtacaktır Senarist ve yönetmenliğini Banu Kaptanoğulları’nın üstlendiği filmin başrollerini Seda Kement ve Serkan Gürkan paylaşıyor. Romantik türdeki filmin oyuncu kadrosunda ayrıca Eşref Kolçak, Fatih Küçük, Gülşah Yavuz, Belkıs Akçil, Tayfun Sav, Cüneyt Tek, Tuğba Özay yer alıyor.
 

Eyvah Anne Oluyorum

 
Avril ve annesi Mado birbirlerinden daha fazla farklı olamazlardı. 30 yaşında olan Avril evli ve çalışan bir kadındır. O annesinin tam tersi, her daim çocuksu, kaygısız ve küstahtır. Bu iki farklı kadın aynı zamanda hamile kaldıklarında aynı evi paylaşmak zorunda kalır. Mado, bu sırada orta yaş krizine girmiştir ve henüz büyükanne olmaya hazır değildir. Avril ise annesini yeniden bir anne olarak hayal etmekte oldukça zorlanmaktadır.
 

Hemşire

 
Sıkıntılı günler geçiren, sürekli kilo vermek ve yemek yeme arasından gidip gelen Leyla, yaşadığı hayattan bunalmış, yeni bir hayata başlama ihtiyacı hissetmektedir. Bu sırada F tipi cezaevlerini protesto eden siyasi mahkumlar ölüm orucu eylemine başlar. Eyleme katılanlardan biri olan Kerem fenalaşınca Leyla’nın çalıştığı hastaneye getirilir. Kerem’in kaldığı oda bir süre sonra Leyla’nın sorunlarından ve mutsuzluğundan kaçıp kurtulduğu bir sığınak haline gelir.
 

Kral Şakir Oyun Zamanı

 
Laboratuvarda yapılan bir deney hiç beklenmedik sonuçlar doğurur. Deney sonucu Fil Necati’nin telefonundaki oyun ile gerçek dünya arasında bir kapı açılır. Şakir’in ne yapıp edip dünyayı kurtarması gerekir. Ailesi ile kendini Fil Necati'nin cep telefonunun içindeki oyunda bulan Şakir, gerçek dünya sona ermeden bütün oyunları tamamlayıp oyunu durdurmalıdır. Fakat bu hiç de düşünüldüğü kadar kolay olmaz. Şakir ve ailesi dünyayı kurtarmaya çalışırken bir yandan da onu durdurmaya çalışan düşman ve tehlikeli video oyun kahramanlarıyla da savaşmak zorunda kalır.
 

Mr. Gay Syria

 
Mr Gay Syria, hayatlarını yeniden inşa etmeye çalışan iki Suriyeli mültecinin hayatını anlatıyor. Avrupa'da bir ülkeye gitmek için gereken yerleşme iznini beklerken İstanbul’da berberlik yapan 24 yaşındaki Husein, muhafazakar ailesi ile eşcinsel kimliği arasında ikili bir yaşam sürer. Berlin’de yaşayan Mahmoud ise Suriye LGBTI hareketinin kurucularından biridir. Hayalleri doğrultusunda bir araya gelen Husein ve Mahmoud hayatlarını yeniden yaratarak var olduklarını hissetmek için zorlu bir mücadeleye girişir.
 
 

Murtaza

 
Sabure ve Murtaza, Malatya’nın dağ köylerinden birinde yaşamaktadır. Sabure yıllar önce iki gözünü de kaybetmiştir. Kocası Murtaza ona bakmaktadır. Çocukları İstanbul’da yaşamaktadır. Murtaza bir gün kasabaya inip bakkaldan İstanbul’daki kızını telefonla arar ve çok hasta olduğunu öğrenir. Sabure’ye kızının durumunu söylemeden İstanbul’a gider. Ancak kızı o akşam ölür. Murtaza, Sabure’nin de hastalanmaması, üzülmemesi için ondan kızının öldüğünü gizler. Ama Sabure gitgide sessizleşmekte, zamanla yalnızlığı ve umutsuzluğu gün yüzüne çıkmaktadır...
 

Öğrenci Kafası: Soygun

 
Aynı eve yaşayan Toprak, Cüneyt, Semir ve Uğur’un karşı dairelerinde de kız arkadaşları Pınar, Tuğçe ve Melek kalır. Ekip daha rahat görüşebilmek için aynı apartmanda yaşayan ev sahipleri Süheyla’ya çaktırmadan iki daire arasındaki duvarı yıkar. Günlerini birlikte eğlenerek geçiren grup okul bitirme projeleri için çekecekleri bilim-kurgu filmi için oldukça heyecanlıdır. Fakat sponsorları filme destek olmaktan vazgeçince tüm planları bozulur. Filmi çekmek için para bulmaları gereken gençlerin akıllarında yeni bir fikir vardır; soygun yapmak. Zorunlu olarak yazdıkları senaryoda mükemmel bir soygun planı olduğunu fark eden grup bundan esinlenerek filmi çekmek için soygun yapmaya karar verir. Zorda olsa ekibin tüm üyeleri ikna olur ve kampüsteki bankayı soymak için eksiksiz bir yaparlar. Fakat soygun zamanı geldiğinde hiç tahmin etmedikleri bir sürprizle karşılaşırlar.
 

Ölümlü Dünya

 
Nesillerdir Haydarpaşa Garı’nda Anadolu Tat Lokantası’nı işleten Mermer Ailesi, 8 kişiden oluşan geniş bir ailedir. Kendi halinde, sade bir yaşamları olan bu insanlar dışarıdan oldukça sıradan bir hayat yaşamaktadır. Oysa gerçek hiç de öyle değildir. Mermer ailesi nesilden nesile kiralık katildir ve dünya çapında etkin olan dev bir organizasyon için çalışmaktadır. Ancak organizasyonun kimi kurallarının ihmal edilmesiyle birlikte işler karışır ve ailenin kimliği açığa çıkar. Artık aile pılını pırtını toplayıp yola koyulmalı ve peşlerindeki dev örgütü atlatabilmelidir...
 

Tutsak

 
Akıl hastanesinde çalışan doktor Doğan ve başhekim Halil hastalar üzerinde ilginç bir tedavi yöntemi uygulamaktadır. Hastanede bu yöntemi ikisinden başka sadece hasta bakıcılar bilir. Doktorluğa yeni başlayan Serkan ise hastanede olanlardan şüphelenmeye başlar. Bu sırada başhekim Halil, tesadüfen tanıştığı Deniz’i ağına düşürüp diğerlerine yaptığı gibi onunda sonunu hazırlamayı planlar. Gerçekler ortaya çıkıp, suçlular cezalarını çekecek midir?
 

Aşkın Gören Gözlere İhtiyacı Yok

 
Cinayet masası dedektifi olan Salim, 30'lu yaşlarında olan içine kapanık bir adamdır. Eşinden ayrılan ve 3 yaşında bir kızı olan Salim, bir süredir devam etmekte olduğu göz tedavisinin sonuç vermediğini ve zamanla tamamen kör olacağını öğrenir. Bu sorunla baş etmeye çalışırken üzerinde çalışmaya başladığı yeni cinayet davasında öldürülen kişinin karısı Handan Hanım’ın da kör bir piyanist olması, Salim’in durumunu daha da ilginç kılar. Dava süreci ilerledikçe Handan Hanım’a fena halde gönlünü kaptıran Salim, ondan yüz bulamayınca ilgisini cinayetin bir numaralı katil zanlısının kör karısı Leyla’ya yöneltir. Ama şüphesiz en tuhafı, Salim’in canından çok sevdiği annesinin yaşlı ve kör bir fahişe olmasıdır. Olaylar geliştikçe Salim daha da körleşir.