Bir klasik, klasikler arasında
10 Eylül 2015 - 10:09 | Yılmaz Güney, babasının hikayesini anlattığı 'Umut'ta faytonculuk ile geçimini sağlayan Cabbar rolünde (1970).Yılmaz Güney'in Adana ve Antalya Film Festivalleri'nde ödül aldıktan sonra Türkiye'de gösterimi yasaklanan, kaçak olarak Cannes Film Festivali'nde gösterilen başyapıtı 'Umut', Venedik Film Festivali'nin Klasikler bölümünde seyirciyle buluştu
NİL KURAL / VENEDİK
Venedik Film Festivali’nin Klasikler bölümünde Yılmaz Güney’in yönettiği Türkiye sinemasının başyapıtlarından kabul edilen filmi ‘Umut’ yer alıyor. ‘Umut’un gösterimine Güney’in eşi Fatoş Güney ile filmin yapımcısı Abdurrahman Keskiner de katıldı. Filmin gösteriminden önce konuştuğumuz Fatoş Güney, “1970 yılında henüz yeni evliyken gittiğimiz Çukurova’da çektiği ‘Umut’ filmi onun babasının hikayesi. Yılmaz Güney’in özelliği ülkesinin toplumunun yansıtıcısı olmak. Bu kadar yıl sonra Venedik’te restore edilmiş haliyle görmek gerçekten heyecan verici,” diye konuştu. Fatoş Güney filmin kendisi için özel bir önemi olduğunu da açıkladı: “Bu filmin çekimlerini görmek için ilk kez Çukurova’ya gittiğimde bilincim allak bullak oldu. Oranın kırsalındaki pamuk ve tarım işçileri ile köy hayatını görünce benim hayatım değişti. İkinci özel önemi de bu film bana düğün hediyesidir.”
'Umut'un Türkiye’deki sosyal gerçekçilik akımının bir dönüm noktası olduğunu belirten Güney, Yılmaz Güney filmlerinin güncelliğini koruduğunu söyledi: “Bugün onun başyapıtlarına bakın, aynı şeyleri toplumda görürsünüz. Yerelden evrensele ulaşmış bir yaratıcıdır. Ayrıca düşünce, demokrasi ve özgürlükler alanında bugün tartışılan şeyleri Yılmaz Güney 40 yıl önce söyledi. Bunları söylediği için 100 yıl cezaya çarpıtılıp ülkesinden ayrılmak zorunda bırakıldı. Ama söylediği şeyler şu anda gündemde. Kürt gerçeği, Türkiye’deki demokrasi ve özgürlükler meselesi olsun... Ama ne yazık ki kıymeti bilinmedi. Nâzım ve diğer değerlerimiz gibi.”
Fatoş Güney, onun mezarının hala Paris’te olduğunu ve Türkiye’ye getirmeyi hiçbir zaman düşünmediğini belirtip, “Hele bu ortamda... Türkiye’ye gerçek demokrasi ve özgürlükler yerleşmeden asla mümkün değil. Kemikleri sızlar yoksa. Ne yazık ki her şey o günlerden daha kötü şu anda,” diye konuştu.
Çekildiği dönemde sansüre uğrayan ve kaçak olarak ilk kez Cannes Film Festivali’nde Belli Bir Bakış bölümünde gösterilen filmin yaşadığı bu süreçle ilgili yapımcı Keskiner, “Cannes’a gitti diye mahkemelerde süründük. Şimdi bakanlık destekli stantlarla burada gösteriliyor” dedi. Fatoş Güney ise Yılmaz Güney üzerindeki yasakların devam ettiğini anlattı: “Filmleri hala TRT’de veya büyük kanallarda gösterilmiyor. Üzerindeki baskılar, sansür hâlâ sürüyor. 1981 yılında yurtdışına çıktığımız zaman 104 filminin negatifi toplatılarak yakıldı ve 10 yıl boyunca adından bile söz etmek yasaklandı. Onu tamamen Türkiye sinema tarihinden silmek çabasıydı ama unutturamadılar.”
Müfit Kayacan, Berkay Ateş, Emin Alper, Tülin Özen ve Mehmet Özgür, yarışma filmi 'Abluka'nın basın gösterimine katıldılar.
Seyirciyi ‘Abluka’ya aldı
Emin Alper’in Altın Aslan için yarışan filmi ‘Abluka’, Venedik yarışmasının gözde filmleri arasında. Filmin önceki gece yapılan galasının ardından alkış uzun süre devam etti. Güçlü politik alt metniyle dikkat çeken film, ablukaya alınmış bir mahalledeki iki erkek kardeşin (Mehmet Özgür ve Berkay Ateş) paranoyaya sürüklenmesini anlatıyor. Alper, gerilim yüklü atmosferi kurup devam ettirme konusunda başarı sergiliyor. Yönetmenlik, oyunculuklar, ses kurgusu ve müzikleriyle takdiri hak eden ‘Abluka’, Emin Alper’in kariyerinin sağlam adımlarla gideceğine de işaret eden bir yapım.
Etiketler: Nil Kural Venedik film festivali Umut Yılmaz Güney fatoş güney abdurrahman keskiner abluka Emin Alper Mehmet Özgür Berkay Ateş