'Bir gecede değişim olmaz'
10 Mayıs 2018 - 10:0571. Cannes Film Festivali, önceki gün Cate Blanchett başkanlığındaki jürinin basının karşısına çıkması ve İranlı yönetmen Asghar Farhadi’nin yönettiği ‘Everybody Knows’un gösterimiyle bir kez daha gözlerin sinemaya çevrildiği 12 günün başlangıcını yaptı.
NİL KURAL
Blanchett’ın yanı sıra ABD’li oyuncu Kristen Stewart, Fransız oyuncu Lea Seydoux, ABD’li yapımcı Ava DuVernay, Tayvanlı aktör Chang Chen, Fransız yönetmen Robert Guédiguian, Burundili müzisyen Khadja Nin, Kanadalı yönetmen Denis Villeneuve ve Rus yönetmen Andrey Zvyagintsev’den oluşan jüri, festival boyunca 21 filmi değerlendirecek.
Jürinin basın toplantısında ağırlık Cannes’ın sıklıkla eleştirilen bir yönü, festival seçkisindeki kadın yönetmenlerin azlığı konusundaydı. Bu yıl yarışmada kadın yönetmenlerin imzasını taşıyan üç filmin yer alması ve bu konudaki eleştiriler hatırlatıldığında Blanchett festivali savundu. Daha az kadın yönetmen imzalı filmlerin yer aldığı yıllara vurgu yapan Blanchett, seçici komitede kadınların sayısının arttığını söyledi ve “Değişim bir gecede olmaz” diye konuştu. Ayrıca geleceğin daha parlak olacağını umduğunu ekledi.
‘Everybody Knows’ filminin yönetmeni Asghar Farhadi ve oyuncuları Penelope Cruz, Javier Bardem, Ricardo Darin.
Akşam gerçekleşen ve ünlü yönetmen Martin Scorsese ile Blanchett’ın festivalin açılışını yaptığı törenin ardından, açılış filmi Cannes takipçileriyle buluştu. ‘Bir Ayrılık’ ve ‘Satıcı’ ile iki kez ‘En İyi Yabancı Dilde Film’ dalında Oscar kazanan İranlı yönetmen Asghar Farhadi’nin yeni filmi ‘Everybody Knows’, Altın Palmiye için yarışmasının yanı sıra bu yılki festivalin açılışını da yaptı. Daha önce 2013 tarihli ‘Geçmiş’le Fransızca bir filme imza atan Farhadi, bu kez başrollerini Penelope Cruz ve Javier Bardem’in paylaştığı ve İspanyolca çektiği ‘Everybody Knows’la bir kez daha ana dilinin dışına çıktı.
2009 tarihli filmi ‘Elly Hakkında’da olduğu gibi bir kayıp hikayesini tercih eden yönetmen, Arjantin’den bir düğün için aile evine dönen Laura’nın (Cruz) kızının kaçırılması üzerine gelişen olayları konu alıyor. Bu vaka üzerinden aile ve onun bir krizle çözülmesi, sırların ortaya saçılmasıyla ilgilenen film, Farhadi’nin diyalog ağırlıklı sinemasını terk ettiği, melodram türünün kalıplarıyla hareket ettiği bir yapım olarak dikkat çekiyor. Ancak Farhadi’nin diyalog üzerinden ahlaki ikilimler sunma ve gündelik olandan yola çıkarak gerilim yaratma yeteneğinin kendisini göstermediği filmin, Farhadi’nin kariyerinin zirvelerinden biri olmaktan çok uzak olduğu kuşku götürmez.