Berlin’de kadınların yılı
26 Şubat 2018 - 10:02Bu yıl 68. kez düzenlenen ve açılışını Wes Anderson’ın ‘Isle of Dogs’ filmiyle yapan Berlin Film Festivali önceki akşam düzenlenen ödül töreniyle sona erdi. Ödüllere kadın yönetmenler damga vurdu.
NİL KURAL
Ödüllerin önceki gün sahiplerini bulduğu 68. Berlin Film Festivali’nde hem Altın Ayı hem de ikinci önemli ödül Jüri Büyük Ödülü kadın yönetmenlerin imzasını taşıyan filmlere sunuldu. Başarının bu dağılımı, kadın yönetmenlerin temsilinin tartışıldığı sinema dünyası açısından dikkat çekiciydi. Alman yönetmen Tom Tykwer başkanlığındaki jüri, Altın Ayı’yı Romanya yapımı mahremiyet ve cinselliği kişisel bir yolculukla anlatan, Adina Pintilie’nin ilk uzun metrajlı filmi ‘Touch Me Not’a verdi. Takipçileri bölen, izleyiciyi cesur bir anlatımla kendisiyle yüzleşmeye davet eden filme verilen Altın Ayı, jürinin de tartışmalı bir karara imza atmaktan çekinmediğinin göstergesi oldu.
Altın Ayı’nın iddialı adaylarından Polonya yapımı Malgorzata Szumowska’nın imzasını taşıyan ‘Mug’, ikincilik anlamına gelen Jüri Büyük Ödülü’nün sahibi oldu. Yüz nakli geçiren genç bir adamın hikayesi üzerinden Polonya toplumuna bakan ve estetik tercihleriyle beğeni toplayan yapımın önemli bir ödülle dönmesi şaşırtıcı bir karar olmadı. En İyi Yönetmen Ödülü’nü Wes Anderson’ın animasyon türünde büyük bir yönetmenlik başarısına imza attığı ‘Isle of Dogs’a verilmesi de genel kanıda isabetli bir karar olarak nitelendirildi.
Takdir alan oyunculuk
Törenden iki ödülle dönerek dikkat çeken Paraguay yapımı Marcelo Martinessi’nin yönettiği ‘Las herederas’tı. Bu film Berlinale’den hem yaratıcı başarı anlamına gelen Alfred Bauer Ödülü’nün hem de filmde takdir toplayan Ana Brun’a sunulan En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’nün sahibi oldu. Chiquita ve Chela’nın hayatının Chiquita’nın hapse girmesinin ardından alt üst olmasını, Chela’nın hayatla tek başına mücadele etmesini gösteren ‘Las herederas’, yarışmanın beğenilen filmlerindendi. Jüri de aynı fikirde olduğunu bu ödüllerle gösterdi.
Aynı şekilde isabetli bulunan diğer bir tercih ise Cedric Kahn’ın yönettiği ‘The Prayer’da başrolde yer alan genç aktor Anthony Bajon’a verilen En İyi Erkek Oyuncu Ödülü’ydü.
Yarışmanın sevilen ve geniş kitlelere hitap edebilecek filmlerinden ‘Museo’ ise senaristi Manuel Alcalá ve aynı zamanda filmin yönetmeni de olan Alonso Ruizpalacios’a kazandırdığı En İyi Senaryo Ödülü’yle jürinin de dikkatinden kaçmadı.