NİL KURAL

 

16 Eylül’de akciğer kanseri nedeniyle hayatını kaybeden Tarık Akan’ın cenaze töreni öncesinde Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde düzenlenen tören, binlerce insanın Damat Ferit’e, ‘Yol’un Seyit Ali’sine, demokrasi mücadelelerinde en önlerde duran vicdanlı bir sanatçıya, bir eğitim gönüllüsüne veya grevlerde mikrofonu alıp sokaklara dökülen set arkadaşlarına vedasıydı. 

Sabah 10’da gelenlerin bile salonun içinde yer bulamadıklarını söyledikleri tören 14.00’de başladı. Salona sığmayan binlerce insan, merdivenlerde, fuayede, sahnenin önünde bekleyerek bu vedanın bir parçası oldu, Akan’ı unutmayacaklarını gösterdi. Nitekim törenden sonra atılan sloganlarda “Tarık Akan ölümsüzdür” ve “Tarık Akan onurumuzdur” öne çıkıyordu.

 

 

Törene 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu  , CHP İstanbul İl Başkanı Cemal Canpolat, DİSK başkanı Kani Beko, sinemacılar Reis Çelik, Cüneyt Arkın, Aytaç Arman, Menderes Samancılar, İlyas Salman’ın da aralarında olduğu isimler de katıldı.  

Törende ilk olarak Nebil Özgentürk’ün ‘Tarık İçin’ adlı belgeseli gösterildi. Belgeselin gösterimi sırasında Tarık Akan’ın 12 Eylül sonrası hapis dönemi, ‘Yol’un Cannes’dan Altın Palmiye kazanması ve Akan’ın eğitim alanındaki çalışmalarının anlatıldığı bölümler alkışlandı. 

 

Tiyatro sanatçısı Orhan Aydın’ın sunduğu törende konuşma yapanlar arasında sanatçı Rutkay Aziz, Akan’a “Benim Bakırköylü, devrimci, canım ciğerim arkadaşım” diye seslendi: “Hep emeğin yanında yer aldık. Onurlu, gururlu, ilkeli, kavgacı bir adamdı. Üç şeye toz kondurmazdı: Mustafa Kemal Atatürk, Nâzım Hikmet ve İlhan Selçuk abimiz.” Anmada bulunan insanların sadece ona veda etmek için değil, Türkiye’nin gelecek umudu için de törende bulunduklarını vurgulayan Aziz, “Tarık Akan sadece filmleri ile değil, 25 yıldır yetiştirdiği öğrencileriyle birlikte aydınlık Türkiye’ye doğru koşuyor. Dünyanın bütün ışıkları onun yakışıklı yüzünde yansıyacak," dedi.

 

 

Akan’ın 52 yıllık arkadaşı Zeki İrfanoğlu, gözyaşları içinde yakın dostuna veda ederken, şair Ataol Behramoğlu konuşmasında “Tarık Akan'ın sözlerinde, duruşunda, davranışlarında, aşırılıktan uzak gülüşünde ve şakalarında, araştıran bakışları ve karşısındakinde saygınlık uyandıran, yumuşak, bilge ağırbaşlılığında, ülkemiz için duyduğu içten sevgi ve kaygıda, ben her  zaman sözünü ettiğim, cumhuriyet aydın  ının ortak özelliklerini gördüm” dedi.

 

Törenin son bölümünde ise Tarık Akan’ın kurucusu olduğu Taş Mektep’in korosu bir parça seslendirdi. Ardından Fazıl Say’ın piyanoda Muhyiddin Abdal’ın dizelerinden bestelediği ‘İnsan İnsan’ı çalarken, ona Nâzım Hikmet Korosu ve anmaya katılanlar eşlik etti. Genco Erkal sahnede Nâzım Hikmet’in ‘Yaşamaya Dair’ adlı şiirini yorumladı. Törenin sonunda ise Cahit Berkay,   Zühal Olcay, Melike Demirağ, Zülfü Livaneli, Nâzım Hikmet Korosu, Fazıl Say'ın piyanosuna ‘Yiğidim Aslanım’la eşlik ettiler. Ancak şarkıyı sadece sahnedeki isimler değil, Akan’a veda etmek isteyen binlerce insan bir ağızdan, çoğu zaman da gözyaşları içinde söyledi. 

 

 

 

Anma töreninde konuşan isimler arasında Tarık Akan’ın kızı Özlem Üregül de vardı. Üregül konuşmasına “Canım babam” diye başladı ve üç kardeşi hiç ihmal etmediğini ve çocuklarına eşit davrandığını vurguladı. “Her yöreden insan sevdi babamı. O da, Türkiye’nin her yöresini çok iyi bilirdi. Her adımında Türkiye’nin daha iyi bir geleceği olması için uğraştı. Bunları yaparken sizlerin sevgisinin her zaman yanında olduğunu bildiğini bilmenizi isterim  ,” diyen Üregül, “Biz babamı kaybetmedik, Türkiye Tarık Akan’ı kazandı” dedi. Üregül ayrıca, “Düşünceleri, yaptıkları ve eserleriyle bize yol gösteren; kocaman yüreği ve hayattaki duruşuyla yol gösteren babam! Bayrağı bize devretti. Birdik, üç olduk, şimdi de milyonlar olduk” diye konuştu.