"Ölen birinden daha zayıfı olamaz"
14 Nisan 2014 - 12:04 | İngiliz oyuncu Eddie Marsan, Uberto Pasolini'nin yönettiği 'Durgun Hayat' (Still Life) filminin başrolünde.Venedik Film Festivali Ufuklar bölümünde En İyi Yönetmen Ödülü kazanan Uberto Pasolini ile "Durgun Hayat"ı konuştuk
NİL KURAL
‘Durgun Hayat’la (Still Life) Venedik Film Festivali’nin Ufuklar bölümünden En İyi Yönetmen Ödülü ile dönen Uberto Pasolini, bir süre bankacılık sektöründe çalıştıktan sonra 1990’larda sinemaya başlayan bir isim. ‘Anadan Doğma’nın (The Full Monty, 1997) yapımcısı olarak büyük başarı elde eden Pasolini, ‘Durgun Hayat’la ikinci kez yönetmen koltuğuna oturuyor. Kimsesi olmayan insanlar öldüklerinde akrabalarını bulmaya çalışan ve cenazelerini kaldıran devlet memuru John’un (Eddie Marsan) hikayesini konu alan filmini sunmak için 33. İstanbul Film Festivali’ne konuk olan Pasolini ile bir araya geldik.
‘Durgun Hayat’ın fikri ilk nasıl oluştu?
Bir gazetede söyleşi okudum. Kimsesi olmayan ölülerin cenazelerini kaldıran bir devlet memuruyla yapılmıştı. Sonra aynı işi yapan başka memurlarla da tanıştım. Sonunda gitgide büyük bir şehirde yalnız olma teması ilgimi çekmeye başladı. Aileden, akrabalardan, komşulardan kopuk şekilde yaşanan hayatlar. Aynı zamanda kimsenin gelmediği bir cenazenin görüntüsü çok güçlüydü benim için en başından itibaren. Sonra bunlar benim kendi yalnızlık deneyimimle ilgili bir hale geldi. Birkaç yıl önce boşandım, çocuklarımı sürekli görüyorum ama şimdi hayatımda boş bir eve döndüğüm günler oluyor ve bu, son 40 yılda hiç olmamıştı. Bu durum birçok insan için alışıldık ama benim için yeni. Yalnız olma, yalnız yaşama duygusunu ilk kez hissettim. Bunu filme kattım ve ana karakter benim portrem gibi. En kişisel filmim olduğunu söyleyebilirim.
Uberto Pasolini.Filmin ekonomik sistemle ilgili bir yönü de var. Karakterinizin çalışması ‘yeterince verimli’ bulunmadığı için işine son veriliyor.
Filmin bir yönü de sosyal yardım politikaları. Bence bir toplum en zayıf üyelerine nasıl baktığı üzerinden değerlendirilebilir ve yargılanabilir. Ölen birinden daha zayıf biri de olamaz. Ana karakterin özelliği her yaşamda bir değerli yön bulabilmesi. Bugünkü muhafazakar hükümet ekonomik nedenleri bahane göstererek sosyal yardım sistemini yok ediyor. Bundan ilk etkilenenler yoksul insanlar oluyor. Filmde olanlar İngiltere’de de aynen oluyor.
Amcanız Luchino Visconti ile sinema üzerinden bir bağ kurdunuz mu?
Büyük amcalarımdan biri Visconti. Film işinde çalışmaya başladığımda ölmüştü, dolayısıyla onu hiç çalışırken görmedim. Sinemasının da tam benim tarzım bir sinema olduğunu söyleyemem. Ben daha sessiz bir sinemayı tercih ediyorum. Onun sineması daha melodramatik, 19. yüzyıl dramlarından çıkmış gibi. Yönetmen olarak önemli olduğunu kabul ediyorum ama operadaki ve tiyatrodaki yaptıkları daha önemli, kültür alanında.
Etiketler: Nil Kural Uberto Pasolini istanbul film festivali Durgun Hayat Still Life Eddie Marsan Luchino Visconti