Milliyet Sanat
Milliyet Sanat » Haberler » Sinema » “'İstanbul United' gruplar değil, taraftarla ilgili”

“'İstanbul United' gruplar değil, taraftarla ilgili”

“'İstanbul United' gruplar değil, taraftarla ilgili”28 Nisan 2014 - 12:04
İstanbul'un üç büyük takımının taraftarlarının Gezi Parkı Olayları sırasındaki dayanışmasını perdeye taşımaya odaklanan belgeselin yönetmenleri Farid Eslam ve Olli Waldhauer ile konuştuk
NİL KURAL
 
33. İstanbul Film Festivali’nin NTV Belgesel Kuşağı bölümünün merakla beklenen filmlerinden biri Gezi Parkı olayları sırasında Beşiktaş, Galatasaray ve Fenerbahçe taraftarlarının bir araya İstanbul United adıyla gelmesini konu alan ‘İstanbul United’dı. Filmi Atlas Sineması'nda yapılan gösterimde izleyen festival takipçileri filmden sonraki soru cevap bölümünde yönetmenlere tepkilerini dile getirdiler. Olumsuz eleştirilere neden olan konular, Çarşı grubunun Gezi Olayları'ndaki etkisini göstermemesi, ultrAslan gibi Gezi Olayları'na katılmayan grubun bir üyesini merkeze alması, Gezi'nin kronolojik sırasına önem vermemesi ve İstanbul United'ın bir araya gelmesini yeterince açıklamaması olarak özetlenebilir. Ayrıca finalinde geçen yıl eylül ayında oynanan Beşiktaş - Galatasaray derbisinde yaşanan olayları Gezi'nin devamı gibi göstermesi de eleştirilere neden oldu.
 
Bu filmle ilk kez iş birliği yapan yönetmenler Farid Eslam ve Olli Waldhauer’la ‘İstanbul United’ı ve eleştirileri konuştuk.
 
Olli Waldhauer ve Farid Eslam, belgeselin İstanbul Film Festivali'ndeki gösterimine katıldılar.
 
Bu filmi çekmeye Gezi olayları sırasında mı karar verdiniz?
 
O. Waldhauer: Protestolar başladığında neler olduğunu Eslam’la skype üzerinden konuşuyorduk. İkimiz de gelip bir şeyler yapmak istedik ama ne yapacağımızı bilmiyorduk. Herkes gelip olayları, polis şiddetini çekip kurgulayıp internete koyuyordu, biz bunu yapmak istemedik. Mısır’daki protestolardan biliyorduk ki taraftarlar önemliydi. Bu yüzden ‘İstanbul United’da karar kıldık. Sadece Türkiye’de göstermeyi planladığımız bir film olmadığı için takımlar arasındaki rekabeti göstermek gerekiyordu. Eğer bunu baştan göstermezseniz, İstanbul United’ı görünce insanlar “Ne var bunda, taraftarlar bir  araya gelmiş” diyeceklerdi.
 
Filmin gösteriminden sonra Çarşı’nın süreçteki önemini göstermemekle eleştirildiniz.
 
O. Waldhauer: Çarşı bir taraftar grubu olarak hareket ediyordu. UltrAslan veya Vamos Bien taraftar grubu olarak değil, üyeleri tekil taraftarlar olarak hareket ettiler. Takımın renklerini, formalarını Gezi Parkı’na taşıdılar. UltrAslan, Genç Fenerbahçe Gezi’ye gelmedi diyorlar. Biz de “Evet biliyoruz ama İstanbul United bizce taraftar gruplarının değil, taraftarların birlikteliğiydi,” diye yanıt veriyoruz.
 
Futbolu yakından takip ediyor musunuz?
 
O. Waldhauer: Evet, ikimiz de taraftarız. Zaten o yüzden İstanbul United’ı ilk duyduğumda, şu takımdan biri ile bu takımdan biri ile nasıl yan yana gelirim diye kendime sordum. Bir araya gelme nedeni ancak çok önemli olursa bir araya gelebileceğimi kavradım.
 
Peki sizce neden neydi?
 
F. Eslam: Nüfusun büyük bölümünün istekleri kaale almayan ve onlara şiddet gösteren bir hükümette karşı duyulan öfkeydi bence.
 
O. Waldhauer: İlk kez karşılarına kendi takımlarına duydukları sevgiden daha büyük bir şey çıktı. Kendi rekabet ve nefret bir yana atılıp daha büyük bir amaç etrafında birleşildi.
 
F. Eslam: Aynı zamanda taraftarlar homojen değil ve Gezi protestolarına karşı olan gruplar da çok fazla. Bu yüzden birleştirici olduğu kadar bölücü bir yanı da vardı. İnsanlar aynı takımı desteklediği taraftarların bambaşka politik görüşleri olduğunu da gördüler.
 
Filmin Türkiye’de gösterme deneyimi nasıldı?
 
F. Eslam: Kan kustuk. Bunun en zor gösterim olacağını biliyorduk. Buradaki herkesin süreçle ilgili duygu ve düşünceleri olduğunu; filmin nasıl olması gerektiğiyle ilgili fikirlere sahip olacağını biliyorduk. ‘İstanbul United’da Gezi olayları olsa da, Gezi olayları hakkında bir film değil. Film, çoğu insanın beklentilerini karşılayamadı ve böyle olacağını biliyorduk.
 
Filmin bütçesinin bir bölümü kitlesel fonlama ile karşılandı, değil mi?
 
F. Eslam: Evet, yüzde 10’u diyebileceğimiz bir miktarı kitlesel fonlama ile bulduk. Para, bütün dünyadan geldi: Avrupa, Türkiye, Mısır, Kuzey ve Güney Amerika. Bu süreç, film için yeniden buraya gelebilmemizi sağladı. Ayrıca dünyanın her yerinden insanların bu filmi izlemek istediğini de anladık.