‘Dalida, Madonna gibiydi’
01 Mayıs 2017 - 05:0528 Nisan’da ticari gösterime giren biyografi filmi ‘Dalida’yı yönetmeni Lisa Azuelos ile konuştuk
NİL KURAL
Türkiye’de 28 Nisan’da gösterime giren ‘Dalida’, Avrupa’nın büyük pop yıldızının trajik hikayesi kadar müziğine de yer veren bir biyografi filmi. Kariyeri 1950 sonlarında başlayan ve uzun kariyerinde sayısız hite imza atan Mısır asıllı İtalyan şarkıcıyı Sveva Alviti’nin canlandırdığı filmi yönetmeni Lisa Azuelos ile konuştuk.
Lisa Azuelos.
Dalida’ya olan ilginiz nasıl başladı?
Aslında başlangıçta Dalida’ya özel bir ilgi duymuyordum. Biri bana bu projeyi teklif ettiğinde hayatını okudum, çok etkilendim ve çekmek istediğime karar verdim. Kariyerinde bu kadar başarılı olan bir kadının özel hayatında bu kadar mutsuz olması çok ilgimi çekti. Bana tanıdığım birini hatırlattı, beni! Bir tek ben değil, birçok insan bunu yaşıyor. Ayrıca o dönemde, modern bir kadın olmanın zor olduğu bir dönemde modern bir kadının hikâyesini anlatma fikrini de sevdim.
Etrafında bu kadar trajedi olmasını tesadüf olarak mı görüyorsunuz?
Bence siz neyseniz, onu çekersiniz. Bir tür gerçeğinizi yeniden yaratırsınız. Bence Dalida’nın kendi içindeki hayatına son vermek isteyen yan, benzer eğilimlere sahip, onunla aynı sorulara aynı yanıtları veren sevgililere meyletmesine neden oldu. O nedenle birçok trajedi oluyor Dalida’nın hayatında.
Dalida’nın kariyerinin başarısında değişik dönemlere damga vurması da önemli. Bunun nedeni olarak neyi görüyorsunuz?
Dalida, Madonna gibiydi. Bence müziğiyle kendini anlatıyordu. Kendinin farklı yönlerinden farklı dönemlerde yansıtmaya çalışması bu kadar farklı dönemlere damga vurmasına sebep oldu. Dikkat ederseniz sevgilileri de birbirine benzemiyordu. Dolayısıyla onlardan bahseden şarkıları da birbirine benzemiyordu.
Sveva Alviti (Dalida) ve Nicolas Duvauchelle (Richard Chanfray), filmin bir sahnesinde.
Dalida’nın hayranlarının filme tepkisi nasıl oldu?
Çok hayranıyla konuştuğumu söyleyemem ama duyduğum tepkiler olumlu. Çünkü filmde Dalida’nın şarkıları, özel hayatı, kostümleri var. Onun ikonografisine yer vermek de benim için önemliydi. Hayranları hayal kırıklığına uğratmak istemedim. Filmin onu tanıyanlara da tanımayanlara da hitap eden yönleri olmasına çalıştım.
Dalida’yı yansıtırken, en çok neye dikkat ettiniz?
Filmi çekerken Dalida’nın sonunda hayatını sonlandırmış olmasını hiç aklımdan çıkarmadım. Hayatın onun için niye katlanılmaz olduğunu göstermeye dikkat ettim. Son mektubunda insanlardan onu affetmelerini istediği için de insanların onun affetmesi için de malzeme vermek de istedim.
İkonografiye bu kadar dikkat ettiğinizi söylediniz. Bu dikkatiniz filmin yapım sürecini zorlaştırdı mı?
Hayır, ne istediğim konusunda çok nettim. Büyük bütçeli bir film olmadığı için ne istediğimizi çok iyi bilmek zorundaydık ve öyle oldu. Film, büyük bütçeli gibi gözüküyor ama hiç öyle değil.
‘Kardeşi bana hikayenin anahtarlarını verdi’
Filmde Dalida’nın kardeşi Orlando Gigliotti’yle çalıştınız. Hikâyeye karşı korumacı mıydı?
Tam tersine bana çok yardımcı oldu ve işi kolaylaştırdı. Filme ilk başladığımda bana hikâye için ihtiyacım olan tüm anahtarları teslim etti, cömert davrandı. Sonrasında ise hiç karışması ve “Ne istersen yap” dedi.