Gölge oyunu
Gölge Oyunu geleneksel olarak hayvan derilerinden kesilerek hazırlanmış insan, hayvan, eşya gibi figürlerin bir ışık kaynağı önünde oynatılarak, gölgelerinin gerdirilmiş, beyaz bir perdeye düşürüldüğü gösteri sanatıdır.
Karagöz ve Hacivat oyununda perde arkasında hayali
kökenleri üzerine çeşitli görüşler olmakla birlikte; Asya'nın zengin gölge oyunu geleneği, bu sanatın Cava'dan, Hindistan'dan veya Çin kültürlerinden 10. yüzyıldan itibaren yayıldığı görüşünü desteklemektedir. İslam ülkelerinde görülen gölge oyununun, benzerlikler de göz önüne alındığında, Cava'dan geldiği tahmin edilmektedir. Anadolu'ya ise, 16. yüzyılda Mısır'dan gelmiş olma ihtimali büyüktür. Türklere, Cava ve Hindistan'dan, Çingene oynatıcılar yoluyla geldiği de iddia edilmektedir. 17. yüzyıldaki oynatıcıların Yahudi oylmasından yola çıkarak Yahudilerle İspanya ve Portekiz'den geldiği de ileri sürülür. Ancak Mısır tezi daha inandırıcıdır. I Selim'in Mısır'ı fethettiğinde burada gölge oyunu izlediği ve dönüşünde İstanbul'a oynatıcılar getirdiği, Öküz Mehmed Paşanın da Mısır'dan gölge oyuncuları getirttiği bilinmektedir.
Avrupa'da 18. yüzyıl ortalarında Doğu'dan dönen gezginlerin tanıttığı gölge oyunu, Fransızlar ve İngilizler tarafından kısa sürede benimsendi; özellikle de Fransa'da ombres chinoises adı altında sevilen bir gösteri oldu. İlk kez kukla sanatçısı Dominique Séraphin'in 1776'ta Paris'te başlattığı ombres chinoises gösterileri, 1860'lara gelindiğinde Fransa'da hemen hemen ortadan kalktı. Londra'da ise 19. yüzyıl sonuna değin sürdürüldü.
Mısır-Memluk gölge oyunu Türkler tarafından bir teknik olarak alındı. Kullanılan deriler daha saydam ve çok renkli hale getirildi. Ayrıca Mısır'da belirli tipler yokken, Türk gölge oyununda 17. yüzyıldan başlayarak Karagöz ve Hacivat gibi sürekli ve belirgin tipler ortaya çıktı. Osmanlı yönetimindeki topraklarda yaygınlaşan gölge oyunu 19. yüzyılda Mısır'da,bu kez Türkçe ve yeni haliyle oynatıldı. Tipler yerleştikten, yeni içerik, yerli oyunlar, yerel mizah ve nükteler eklendikten ve "zıll ü hayal" adı başkahramanın adıyla değiştikten sonra ise genellikle Karagöz adıyla anıldı.
Zamanla bu oyuna Türkler kendi yaratıcılıklarını katmış; ona çok daha renkli, hareketli, özgün bir biçim vermişlerdir. Öyle ki, 19. yüzyılda Mısır'ı ziyaret eden gezginler, orada izledikleri oyunun Karagöz ve Hacivat olduğunu ve gölge oyununun Mısır'a Türkler tarafından getirildiğini düşünmüşlerdir. İlk başlarda 28 farklı oyundan oluşan Hacivat Karagöz oyunları zamanla türemiştir. Ramazan ayında Kadir Gecesi hariç her akşam bir oyun oynanırdı. Farklı yörelere ait insanlar, Zenne, Karagöz'ün karısı, v.b kişiler oyunda yer alırdı. Piri Şeyh Küşteri olarak bilinir. Öyle ki oyunun oynandığı perdeye Küşteri Meydanı da denilirdi. Mukaddime (giriş), Muhavere (atışma), Fasıl (asıl amacın, oyunun sergilendiği bölüm), Bitiş (yapılan hatalar için özür dilenilen ve bir sonraki oyun hakkında bilgi verilen bölüm) olmak üzere 4 bölümden oluşur.
Karagöz ve Hacivat oyununda perde arkasında hayali
kökenleri üzerine çeşitli görüşler olmakla birlikte; Asya'nın zengin gölge oyunu geleneği, bu sanatın Cava'dan, Hindistan'dan veya Çin kültürlerinden 10. yüzyıldan itibaren yayıldığı görüşünü desteklemektedir. İslam ülkelerinde görülen gölge oyununun, benzerlikler de göz önüne alındığında, Cava'dan geldiği tahmin edilmektedir. Anadolu'ya ise, 16. yüzyılda Mısır'dan gelmiş olma ihtimali büyüktür. Türklere, Cava ve Hindistan'dan, Çingene oynatıcılar yoluyla geldiği de iddia edilmektedir. 17. yüzyıldaki oynatıcıların Yahudi oylmasından yola çıkarak Yahudilerle İspanya ve Portekiz'den geldiği de ileri sürülür. Ancak Mısır tezi daha inandırıcıdır. I Selim'in Mısır'ı fethettiğinde burada gölge oyunu izlediği ve dönüşünde İstanbul'a oynatıcılar getirdiği, Öküz Mehmed Paşanın da Mısır'dan gölge oyuncuları getirttiği bilinmektedir.
Avrupa'da 18. yüzyıl ortalarında Doğu'dan dönen gezginlerin tanıttığı gölge oyunu, Fransızlar ve İngilizler tarafından kısa sürede benimsendi; özellikle de Fransa'da ombres chinoises adı altında sevilen bir gösteri oldu. İlk kez kukla sanatçısı Dominique Séraphin'in 1776'ta Paris'te başlattığı ombres chinoises gösterileri, 1860'lara gelindiğinde Fransa'da hemen hemen ortadan kalktı. Londra'da ise 19. yüzyıl sonuna değin sürdürüldü.
Mısır-Memluk gölge oyunu Türkler tarafından bir teknik olarak alındı. Kullanılan deriler daha saydam ve çok renkli hale getirildi. Ayrıca Mısır'da belirli tipler yokken, Türk gölge oyununda 17. yüzyıldan başlayarak Karagöz ve Hacivat gibi sürekli ve belirgin tipler ortaya çıktı. Osmanlı yönetimindeki topraklarda yaygınlaşan gölge oyunu 19. yüzyılda Mısır'da,bu kez Türkçe ve yeni haliyle oynatıldı. Tipler yerleştikten, yeni içerik, yerli oyunlar, yerel mizah ve nükteler eklendikten ve "zıll ü hayal" adı başkahramanın adıyla değiştikten sonra ise genellikle Karagöz adıyla anıldı.
Zamanla bu oyuna Türkler kendi yaratıcılıklarını katmış; ona çok daha renkli, hareketli, özgün bir biçim vermişlerdir. Öyle ki, 19. yüzyılda Mısır'ı ziyaret eden gezginler, orada izledikleri oyunun Karagöz ve Hacivat olduğunu ve gölge oyununun Mısır'a Türkler tarafından getirildiğini düşünmüşlerdir. İlk başlarda 28 farklı oyundan oluşan Hacivat Karagöz oyunları zamanla türemiştir. Ramazan ayında Kadir Gecesi hariç her akşam bir oyun oynanırdı. Farklı yörelere ait insanlar, Zenne, Karagöz'ün karısı, v.b kişiler oyunda yer alırdı. Piri Şeyh Küşteri olarak bilinir. Öyle ki oyunun oynandığı perdeye Küşteri Meydanı da denilirdi. Mukaddime (giriş), Muhavere (atışma), Fasıl (asıl amacın, oyunun sergilendiği bölüm), Bitiş (yapılan hatalar için özür dilenilen ve bir sonraki oyun hakkında bilgi verilen bölüm) olmak üzere 4 bölümden oluşur.
