Milliyet Sanat
Milliyet Sanat » Haberler » Sahne Sanatları » Zor ve iç acıtan bir yolculuk

Zor ve iç acıtan bir yolculuk

Zor ve iç acıtan bir yolculuk27 Aralık 2017 - 10:12
Dot’un yeni oyunu ‘Şafakta Buluş Benimle’, “Yas diye çok tuhaf bir yer var, oranın kuralları bambaşka” gibi oraya gitmişlerin çok iyi bildiği bir cümleyle yola çıkıp bu karanlık sularda gezdiriyor seyirciyi.

ASU MARO - FUAYE NOTLARI

 

Sevdiği birini kaybeden herkes, aşağı yukarı aynı aşamalardan geçer. Her sabah “Çok kötü şeyler yaşadım, neyse ki rüyaymış” duygusuyla açar gözünü, bir iki dakika sürer rüya görmediğini, hepsinin gerçeğin ta kendisi olduğunu idrak etmesi, gün boyunca içi yanmadan yaşadığı tek zaman da günün o ilk bir iki dakikasıdır zaten. Sonra yeniden bir fil oturur göğüs kafesinin üstüne ve artık o ağırlık gün boyu onunladır. Acele acele bir yere yetişen insanlar yanından geçerken, pencereden dışarıda devam eden yaşamı boş boş izlerken, bulaşık yıkarken açık kalan musluktan sular yerlere akarken...

 

Ne kadar zamanda?
 
 
Özlemin yanına illa öfke de eklenir sonra. İnsan bir kendisine kızar, bir ölmek suretiyle onu terk eden kişiye. Diyeceği bir sürü cümle dilinin ucunda kalmıştır, soracağı çok basit ve çok karmaşık sorular da. “Çekmecenin anahtarı nerede?” gibi, “Seni ne kadar sevdiğimi biliyor muydun?” gibi... Hani lambadan bir cin çıksa, kaybedilen sevgiliyle değil bir gün bir saat vaat etse, dünyalar onun olacaktır adeta. Peki, olacak mıdır sahiden? Bir gün yetecek midir? Bir yıl? Ne kadar zaman yeter?
 
Dot’un yeni sezon oyunu ‘Şafakta Buluş Benimle’, “Yas diye çok tuhaf bir yer var, oranın kuralları bambaşka” gibi oraya gitmişlerin çok iyi bildiği bir cümleyle yola çıkıp bu karanlık sularda gezdiriyor seyirciyi. Zor bir yolculuk, iç acıtan bir hikâye, boğazda düğümlenen bir seyir deneyimi sunuyor.
 
 
 
 
Robyn ve Helen, romantik bir gün hayaliyle tekne kiralayıp açılmışlar, fakat pek usta denizciler olmadıkları gibi bir de teknede hoplayıp zıplamaya kalkınca alabora olmuşlar, gözlerini açtıklarında bir kum tepesinin ortasındalar. Burası neresi, denize açıldıkları yer mi, karşı sahil mi, yoksa bir ada mı, hiçbir fikirleri yok. Helen hayatta kalmanın coşkusu, Robyn ise bilinmezliklerin endişesi içinde eve dönmenin yollarını arıyorlar.
 
Sorular sorduruyor
 
Robyn’in soruları bitmiyor. “Neredeyiz?” diyor, “Sadece coğrafi olarak neredeyiz değil, tabii o da var ama nerede olduğumuz değişti, olduğumuz yer değişince bizi de değiştirdi, onu kastediyorum. Önceden nasılsak şimdi de öyle miyiz? Bir şeyin gizli saklı kalmış, loş oyuklarında bir yerde miyiz? O yarı karanlık yerde bizden bir tane daha mı var?” Helen ise yardım istemek, kumlara imdat yazmak, adada karşılaştıkları tek insan olan garip görünümlü kadına sahil güvenliği aratmak gibi çözüm odaklı çabalar içinde. Fakat giderek anlıyorlar ki durum göründüğünden -artık ne kadarı görünüyorsa- daha karmaşık.
 
Dot’tan daha önce izlediğimiz “Kış Dönümü” ve “Nefesinizi Nasıl Tutarsınız?” gibi, bu oyun da İskoç yazar Zinnie Harris’in imzasını taşıyan “Şafakta Buluş Benimle”, iki kadının hikâyesi üzerinden aşka, tutkuya, şefkate ve kayıplara dair düşüncelere daldıran, sorular sorduran, dokunaklı bir metin.
 
 
Murat Daltaban, birkaç parça eşya dışında boş bir sahneye, zamansızlık ve mekânsızlık duygusu veren bir derinliğe yerleştirmiş oyunu. Cem Yılmazer’in değişen renklerde tasarladığı ışık sayesinde kendimizi o uçsuz bucaksız denizin kenarında ya da Robyn ile Helen’ın evinde buluveriyoruz. Bu sadelik, hikâyenin ruhuna da duygusunun evrenselliğine de cuk oturuyor.
 
 
 
Koyu ve dipsiz acı
 
İki oyuncu; Esra Ruşan ve Berfu Öngören kendilerine düşen zor işin altından başarıyla kalkıyorlar. Özellikle Robyn’de çok etkileyici bir performans sergileyen Esra Ruşan’ın gittikçe daha derinine indiği koyu ve dipsiz acı, seyircinin de içine işliyor.
 
Oyun arasız yetmiş dakika kadar sürüyor ve bittiğinde hayatında bir kez yas tutmuş herkesi kendi acısıyla bir kez daha yüzleştirmiş oluyor. Bir de bir soru getirip bırakıyor orta yere: Sevdiğimiz birini yarın kaybedeceğimiz kesinse nasıl davranırız? Peki kaybetmeyeceğimizden emin miyiz? Ya da daha acımasızını, aklımızdan uzak tutmaya çalıştığımızı sorayım: Ne kadar zamanımız var emin olduğumuz?
 
ŞAFAKTA BULUŞ BENİMLE
 
- Yazan: Zinnie Harris
 
- Yöneten: Murat Daltaban
 
- Çeviren: Erdem Avşar
 
- Dramaturg : Ebru Nihan Celkan n Oyuncular: Esra Ruşan, Berfu Öngören n Müzik: Oğuz Kaplangı n Işık Tasarımı: Cem Yılmazer
 
- Dekor Tasarımı: Murat Daltaban
 
- Afiş Tasarımı: Haluk Tuncay
 
- Afiş Fotoğrafı: Serdar Tanyeli
 
- Oyun Fotoğrafları: Ayşegül Karacan