"Sevgili insanlar,

 

Adımımı 1996 yılında attığım İstanbul Şehir Tiyatroları'ndan, Gezi Direnişi sürecindeki duruşum ve Sosyalist Enternasyonel'de yaptığım konuşma gerekçe gösterilerek atıldı.

 

Bu kararı, üzüntü, şükür ve mesuliyet hissederek sizlerle paylaşıyorum.

 

Üzgünüm, çünkü Şehir Tiyatroları dünün ya da bugünün hükümetlerine değil, biz oyunculara ve Türkiyeliler olarak ortak hikayemizin tarihine aittir. Ait olduğum yerden ayrılmak zorunda bırakıldığım için çok üzgünüm. Bu kurumun, sanatçının dünyasını ve sanatın işleyişini anlamaktan uzak zihniyetlerin oyuncağı olmasından endişeliyim. Bilinmesini isterim ki; çok başarılı olup, ödüller kazanan, ayrıca epey emek ve paraya mal olan 'Bir Yaz Gecesi Rüyası' ile yeni sezonda seyircilerimle buluşamayacak olmak ayrıca üzücü. Tüm oyuncu arkadaşlarıma, yönetmenime, yaratıcı, uygulayıcı teknik ekibe beraber geçirdiğimiz her bir gün için yürekten teşekkür ederim.

 

Şükrediyorum çünkü bu kararın da teyit ettiği üzere yanlışların karşısında durma cesaretine sahibim. Aklım ve vicdanım, hırsımdan ve komplekslerimden daha güçlü. Her insan gibi benim de zayıflıklarım var; ancak anamdan babamdan aldığım eğitim, çocuklarımdan, eşimden dostumdan, beslendiklerimle, yanlışa yanlış diyebilme gücünü kendimde buluyorum. Acı çeken hangi etnik kökenden, hangi inanıştan, hangi sosyo-ekonomik düzeyden olursa olsun, canı yanan köpek de olsa ağaç da olsa, haksızlığa uğrayan can dostum da olsa, düşmanım da olsa, yanındayım. Haksızlığın ve açgözlülüğün de karşısındayım. Allah kimseyi şaşırtmasın.

 

Mesuliyet hissediyorum çünkü bu ülkede insanlar iş kazalarında, terör olaylarında, öfke nöbetlerinde sapır sapır ölüyorlar. Tuttuğumuz eller toprak oluyor, o topraklar parayı verene satılıyor, o toprağa tutunan ağaçlar kopartılıyor. Bunların insanlık dışı olduğunun farkında olarak hem Levent Üzümcü kimliğim, hem de bir tiyatro insanı olarak sorumluluk hissediyorum. Eleştirmem, karşı durmam, oynamam, yazmam, elimden gelen maddi manevi yardımları yapmam bu sorumluluk duygusu sebebiyledir.

 

Sevgili izleyicilerim; aranızda fakir olanınız var, zengin olanınız var. Her türlü etnik kimliğe sahip, farklı farklı inanıştan olanlarınız var. Kiminizin okuma yazması yok; kiminiz üniversitede kürsü sahibisiniz. Dönün bir kendinize bakın, sonra da yanınızdakine bir bakın, biz hep beraber varsak varız. Bana yapmaya çalıştıkları gibi birer birer eksiltilmenin karşısında durmalıyız, yoksa mazallah topyekun yok oluruz. Bilmenizi isterim ki, hakkımda alınan bu karar siyasidir, dolayısı ile geçicidir. Gerekli hukuki girişimler avukatlarım Murat Dayıoğlu ve Sera Kadıgil tarafından yapılacaktır. Kendilerine teşekkür ederim.

 

Daha güzel günlerde ve yeni oyunlarda buluşmak dileğiyle."