Milliyet Sanat
Milliyet Sanat » Haberler » Sahne Sanatları » Mutfakta pişen sirk!

Mutfakta pişen sirk!

Mutfakta pişen sirk!24 Aralık 2015 - 11:12 | 'Mutfak ve İtiraflar'da söz, müzik ve akrobisyle anlatılan hikayeler, sanatçıların kendi anıları. Fotoğraf: Ali Güler
Kanadalı sahne sanatları topluluğu Les 7 Doigts de la Main'in 23-27 Aralık tarihleri arasında Zorlu PSM Drama Sahnesi'nde izlenebilecek gösterisi 'Mutfak ve İtiraflar', mutfağa dair kişisel hikayeleri müzik, sirk, tiyatro ve dans gösterisi şeklinde yansıtıyor
"Sirkte büyüdüm. Çocukluğum patlamış mısır ve pamuk şeker tadındaydı." "Annem her pazar Rancy patatesi yapıp bana okuma öğretirdi." "Babam son yemeğinde ne yemişti acaba?" Kanadalı topluluk Les 7 Doigts de la Main'in (Elin 7 Parmağı olarak çevriliyor) sahnelediği müzikli akrobasi/dans/tiyatro gösterisi 'Mutfak ve İtiraflar'da bize anlatılan hikayelerden birkaç satırbaşı. İntema sponsorluğunda, İKSV organizasyonuyla 23-27 Aralık tarihleri arasında 6 temsille Zorlu PSM Drama Sahnesi'nde izlenebilecek gösteri, yüreğinizi ağzınıza getirirken duygulandıran, güldürürken kafanızı karıştıran, tam anlamıyla özel bir deneyim.
 
Anna Kichtchenko'nun bir masa örtüsünü halat olarak kullandığı aero-dans, güzelliğinin yanı sıra seyircinin yüreğini de ağzına getiriyor. Fotoğraf: Ali Güler
 
Gösterinin yaratıcısı, eski Cirque du Soleil üyesi ve koreografı Shana Carroll ile Milliyet Sanat için yaptığımız söyleşide, yaratım ve sahnelemede kendisi gibi koreograf olan, bu projeyi de beraber sahneledikleri eşi Sebastien Soldevila'nın yemek yapma tutkusundan ilham aldığını söylemişti. Mutfağın evin en yaratıcı ve birleştirici alanlarından biri olduğunu belirten Carroll, gösteride yer alan dansçılardan mutfak ve yemeğe dair hikayeler anlatmalarını istediklerini, çıkan onlarca hikayeden bazılarını oyuna kattıklarını belirtmişti. Aslında 'dansçı' kelimesi çok doğru bir ifade değil. 'Sirk sanatçısı' daha yerinde olabilir, zira sahnede profesyonel dans ya da oyunculuk deneyimi olmayan, farklı ülkelerden bir araya gelmiş akrobat ve trapezciler, isimleriyle anmak istersek Sidney Iking Bateman, Melvin Diggs, Mishannock Ferrero, Anna Kichtchenko, Camille Legris, Emile Pineault, Matias Plaul, Nella Niva ve Pablo Pramparo bulunuyor.
 
 
Mikrofonu ele geçirebildiklerinde ABD'nin silahla ölüm konusunda en kötü istatistiklere sahip şehirlerinden St. Louis'de hayatta kalmaya çalışmalarından, Tanya Teyze'nin borç çorbasından, taşınınca bir daha bulamadıkları mükemmel yuvarlaklıkta yemek masalarından bahsediyorlar. Arada bir reklam kuşağı bile var, beklenmedik biçimde sonuçlanan. Sanatçılardan Mishannock (kısaca Mishan) bir seyirciye âşık oluyor, tüm ekip Mishan'ın sevgilisi için omlet pişiriyor. Bir yandan da seyircilerin nefeslerini mi tutacaklar, alkışlayacaklar mı bilemedikleri akrobasi numaralarını müthiş bir uyum içinde sergiliyorlar. Tüm bunlar sürerken bir de sahnede omletin yanı sıra muzlu kek ve makarna yapılıyor ve gösterinin sonunda seyircilere sunuluyor. Sahnede olup bitene tek eleştiri, dramatik olarak tasarlanmış bazı bölümlerde dramın seyirciye yeterince yansıyamaması olabilir, örneğin sirkte büyüyen Nella'nın hikayesi gibi. Bir de seyirciye iki not: Öncelikle kadar çok dil bilirseniz o kadar iyi. Fransızca ve İspanyolca bilmek özellikle işinize yarayabilir. Bir de program broşürünü almayı ihmal etmeyin, içinde güzel bir tarif var.
 
Sanatçılar zaman zaman seyircileri sahneye davet edip yemek yapımına onları da dahil ediyor, ya da onlara yemek yapıyorlar. Fotoğraf: Ali Güler
 
Carroll röportajında, gösteride yer alan 'itirafları' konu alan bir kitap hazırlamayı düşündüklerinden bahsetmişti. Seyirciler bu konuya iki farklı yönde yanıt vermişler: Bazıları hikaye hakkında ne kadar bilirlerse hayalgüçlerinin o kadar çalışacağını, gösterinin o kadar etkili olacağını savunurken, diğerleri hikayelerin arkaplanını delicesine merak ettiklerini, böyle bir kitabın çok faydalı olacağını belirtmişler. Kılavuz bir kitabı olsun ya da olmasın, 'Mutfak ve İtiraflar', yaklaşık iki saat bir mutfakta bulunmanın verdiği güzel hissin yanı sıra, tüm iyi sanat eserlerinin yaptığı gibi, seyirciyi kafasında sorularla uğurluyor. "Şu ana kadar vücudumla hayırlı ne iş yaptım?", "İspanyolca konuşulan bölümlerde ne diyorlardı ki?", "Babası son yemeğinde ne yemişti acaba? Peki ben hayatımda en son yiyeceğim?"