Milliyet Sanat
Milliyet Sanat » Haberler » Plastik Sanatlar » Yüksel Arslan: Tüm derdim insan olmakla

Yüksel Arslan: Tüm derdim insan olmakla

Yüksel Arslan: Tüm derdim insan olmakla06 Ocak 2014 - 10:01 | Arture 448, İnsan 89, Şizofreniler, 1995, 34x40 cm.
Dirimart Nişantaşı Galerisi'nde açılan sergide Paris'te yaşayan Yüksel Arslan'ın L’Homme (İnsan) ve Influences (Etkiler) serilerinden Arture'leri yani kendi özel tekniğiyle ürettiği eserleri yer alıyor
 
FİSUN YALÇINKAYA 
 
Önceki akşam Dirimart'ın Nişantaşı'nda bulunan mekanında Türkiye'nin en önemli çağdaş sanatçılarından 81 yaşındaki Yüksel Arslan'ın kişisel sergisi açıldı. Sergide Paris'te yaşayan Yüksel Arslan'ın L’Homme (İnsan) ve Influences (Etkiler) serilerinden Arture'leri yani kendi özel tekniğiyle ürettiği eserleri yer alıyor. Sergi,  vesilesiyle konuştuğumuz Yüksel Arslan, sergide yer alan serisine 1950'li yıllarda başladığını söylüyor: "1955'te ilk sergimden sonra Eyüboğlu yazdığı kritikte, 'Yüksel Arslan'ın eserlerinde insan gözükmüyor' yazmıştı. Ben de hemen bu eleştiriye tepki olarak işte bu insanlık dizisini yapmıştım. Şimdi farkına vardım ki aslında benim uğraştığım en önemli konu insan. İnsan olmak çok korkunç bir şey, kolay sanıyoruz ama beni düşündüren şey. Diojen, gündüz vakti Atina'da elinde bir fenerle geziyor, 'Ne yapıyorsun?' diyorlar, 'İnsan arıyorum' diyor. İnsan bulmak kolay değil... İşte benim tüm derdim de insanı anlamak, onu anlatmak."
 
Yüksel Arslan.
 
Arslan, son üç yıldır Jurnal adlı yeni bir seriyi ürettiğini belirterek: "Günüm hep çalışmakla ve çalışmakla geçiyor. En sevdiğim şey o. Yaşlandım, yakında bir ameliyat olacağım ona rağmen hep çalışıyorum. Ancak belki de çizmekten çok kitap okuyorum. Bir odanın içinde yaşıyorum. Hep araştırıyorum okuyacak yeni ne bulabilirim diye. Dünya hiç kitap okumayan insanlarla dolu. Bir psikiyatr arkadaşım vardı. Kütüphanesi 17. yüzyıl kitaplarıyla dolu ama hiçbirini okumamış. Bana açtı kütüphanesini gittim ben okudum. Jurnal'dan şimdilik 75 arture yaptım. Niyetim tabii daha da çok çalışmak sonra da bakalım, nerede sergileyeceğim belli olur.  Ben alışılmış klasik bir ressam olmadığım için üç yıldan beri çalıştığım Jurnal dizisinde de yazılar yazıyorum. Yarı yazar yarı ressam bir durumum var. Senede aşağı yukarı 25 tane yapabiliyorum. Şimdiki sanatçılar için bu az bir sayı tabii. Onlar sanki Mars'tan gelmiş dahiler gibi, nasıl çıkıyor bu sanatçılar, nasıl anlaşılıyor bu işler bilmiyorum, bizim konuştuğumuz dili konuşmuyorlar, tam anlamıyla anlaşılamıyor," diyor.
 
Arture 519, İnsan 160, Şizofreniler, 1998, Kağıt üzerine karışık teknik, 48x40 cm ve Arture 597, Walseries, 2005, 30x22,7 cm
 
Arslan, eserlerinin dünyanın pek çok yerinde sıkça sergilenmesiyle ilgili olarak da, "Venedik Bienali'ne gitmedim mesela bu sene. Yine de bu yıl Venedik'ten güzel haberler geldi. Orada çok sayıda eleştiriler yazılar çıkmış herkes konuşmuş, bunlar güzel haberler. Hatta beni en çok şaşırtan Venedik'teki bir otel reklamında benim resimlerin fotoğraflarını da kullanmış. 'Venedik'e gelin Türk sanatçı Yüksel Arslan'ın da eserlerini görün' diyor. O zaman anladım ki büyük gürültü yapmışım," diyor.