Milliyet Sanat
Milliyet Sanat » Haberler » Plastik Sanatlar » Türkiye’nin ilk ‘çanta müzayedesi'

Türkiye’nin ilk ‘çanta müzayedesi'

Türkiye’nin ilk ‘çanta müzayedesi'26 Kasım 2015 - 10:11 | Maya Portakal Bitargil. Fotoğraf: Hüseyin Özdemir
Portakal Sanat ve Kültür Evi cumartesi günü 170 parçanın satışa çıkacağı bir çanta müzayedesine imza atacak
FİSUN YALÇINKAYA 
 
Portakal Sanat ve Kültür Evi bu yıl sonbahar sezonunda Chanel’in çoğunlukta olduğu 170 parçanın satışa çıkacağı bir çanta müzayedesi düzenliyor. Cumartesi günü saat 16.00’da The St. Regis İstanbul’da başlayacak müzayedede altı farklı aileden toplanmış çantalar yer alıyor. Çantaların açılış fiyatları 600 TL ile 32 bin TL arasında değişiyor. Türkiye’de ilk kez bir çanta müzayedesi düzenlemenin heyecanını duyduğunu söyleyen Portakal Sanat ve Kültür Evi Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Maya Portakal Bitargil'le müzayedenin öne çıkan yönlerini konuştuk. 
 
Öncelikle ‘çanta müzayedesi’nin diğer müzayedelerden farkı ve önemi sizin için nedir? 
 
Türkiye’nin ilk ‘çanta müzayedesi’ni gerçekleştireceğiz. İşin içinde ‘ilk’ sözcüğü yer alınca başka bir tat ve heyecan giriyor devreye. Ülkemize yenilikler getirmeyi ve elbette bunları yenilikleri, ilkleri sürdürmeyi önemsiyoruz. Portakal Sanat ve Kültür Evi’ne ait birkaç ilki saymak gerekirse aklıma hemen gelenler şöyle: Babam Raffi Portakal’ın 1994'te gerçekleştirdiği ilk Çağdaş Türk Resmi Müzayedesi geliyor. Ardından 2004’ün Aralık ayında düzenlediği, içinde Pablo Picasso’nun ‘Pipolu Adam’ının, Salvador Dali’nin bir şaheserinin de bulunduğu 'Batı Resminin Büyük Ustaları Sergisi', 2013 yılında gerçekleştirdiğimiz Damien Hirst solo sergisini sıralayabilirim. Çanta Müzayedesi de bir ilk. Hem bizim için hem de İstanbul için... Dünyanın önemli başkentlerinde ikinci el çanta müzayedeleri trendsetterlar tarafından benimsendi. İstanbul’un reaksiyonunu da 28 Kasım günü müzayedede beraber göreceğiz.
 
Müzayedede hangi tasarımcıların çantalarını göreceğiz?
 
Çanta tutkunları ‘blue chip’ (güvenli yatırım) markalar ile karşılaşacaklar. Çantaların hiyerarşik dünyasına göre sıralarsam; Hermes, Chanel, Louis Vuitton’u Christian Dior, Prada, Balenciaga ve Bottega Veneta takip ediyor. Bu markaların sınırlı sayıda üretilmiş parçaları, egzotik derilileri, vintage ve güncel modellerinden oluşuyor müzayede. Birçok zevk ve bütçeye selam duruyor. Fiyatlar ise cezbedici... Müzayedenin biraz da sihri burada elbette... Çantaların kondisyonları mükemmel veya mükemmele çok yakın. Açılış fiyatları uluslararası ikinci el müzayede rakamlarına göre oluşturuldu.
 
Müzayedede yer alan parçaları nasıl seçtiniz?
 
Vahşi gözlerle. Altı aileden topladık. Kıymet bilen uğurlu aileler. Eksperlere danışarak, konunun uzmanlarında fikir alarak, severek seçtik. Beni etkileyen hikâyelerden biri 91 yaşında dedem Aret Portakal’ın dostu bir hanımınki oldu. Kendisi Antalya’da yaşıyor; bu müzayede için bana müthiş, yaşanmış bir Hermes Croco’sunu verdi. Birkaç gün önce beni aradı: "Maya ben geliyorum müzayedeye. Çok güzel başka çantaların varmış öyle mi? Ben almak isterim" dedi. İşte bu parayla satın alınamayacak bir yaşam sevgisi, heyecanı ve bana da büyük bir ders.
 
Değerli bir çanta tıpkı mücevher gibi çok uzun yıllar kuşaktan kuşağa  taşınıyor. Bu müzayedede böyle eski ve değerli parçalar görecek miyiz?
 
Nesillerden nesillere geçerken bir sanat eserinin, bir emlağın, bir mücevherin ve bugün de bir çantanın değer kaybetmemesi ve hatta üzerine değer koyması tek bir şey ile ilgili, doğru parçanın alımıyla… Peki, ‘doğru’ ne demek? Ve bir tek mi ‘doğru’ var? Sanat eseri alırken sanatçının kim olduğu, eserlerinin nerelerde sergilendiği, hangi müzelerin kalıcı koleksiyonlarında bulunduğu, hangi galeri veya galeriler tarafından temsil edildiği; hakkındaki yayınlar, eserin nereden geldiği, alacağınız eserin sanatçıyı ne kadar iyi tanıttığı, sanatçının en iyi dönemine ait olmasının yaratacağı üstünlük, kondisyon gibi olmazsa olmaz kriterlere bakılmalı... İyi bir doktora gider gibi, doğru bir adresten alınmalı... Ancak bu değerler üst üste geldi mi ‘doğruluk’tan bahsedebilir hale gelinebiliyor. Yoksa ‘sevdim aldım’ da olabilir elbette... Ama o zaman işte başka beklentiler içinde olma lüksünüz yok. Marka çantalara gelince; söz ettiğimiz markalar blue chip'ler olunca işimiz kolaylaşıyor. Bu markalar ikon yaratıcıları. Klasik modelleri veya klasik modellerin çarpıcı modernize edilmiş yeni ikonları... Kondisyonları çok iyi oldukça neredeyse hepsi bir sonraki nesle aktarılabilir.