Tek bir anda 39 farklı kare
16 Kasım 2015 - 11:11Koray Erkaya Contemporary Istanbul'da 'Invacuo' serisinden iki fotoğraf ve serinin adını taşıyan fotoğraf kitabı ile yer aldı
FİSUN YALÇINKAYA
Fotoğraf sanatının en özgün ve tanınmış isimlerinden Koray Erkaya 'Invacuo' adlı projesinden oluşan aynı adlı fotoğraf kitabı ve biri bu seriden olmak üzere iki fotoğrafıyla bu akşam 20.00'de sona erecek olan Contemporary Istanbul'da Piramid Sanat standında yer alıyor. Geçtiğimiz şubat ayında yine Piramid Sanat’taki kişisel sergisi ‘Self-Touches’ta narsizme odaklanan sanatçı, mart ayında galerideki karma sergi ‘Çırılçıplak’ta ‘Invacuo’ serisinden ilk kareleri sergilemişti. Sanatçı ‘havasız yerde, boşlukta’ anlamına gelen ‘Invacuo’ kelimesinden adını alan seride gaz maskeleri tutan çıplak modellerini, kendi geliştirdiği tekniği kullanarak aynalardaki yansımalarıyla fotoğraflıyor. Sanatçıyla ‘Invacuo’ projesini, ilhamını ve incelediği konuları konuştuk.
Kullandığınız teknik bir önceki serinizle de bağlantılı. Biraz onu hatırlatır mısınız?
Birkaç yıl önce bir belgesel projesine başlamıştım. Güneş enerjisinden, yansıtmalı su buharıyla elektrik üretimi üzerine bir belgeseldi bu. Oradan yola çıkarak, bu enerji üretimi için yapılan özel aynalarla bir fotoğraf serisine başlamıştım. Bunlar çok özel aynalar olduğu için yansımalardan çok farklı anlar yakalayabildiğimi keşfettim. 2015'te bu seriye başladığımda aynalardan bir oda yarattım. Burada kendimi de saklayabileceğim bir sistem geliştirdim. Aynalardan sayısı 25 - 30 arasında değişen yansımalar çektim. En son burada sergilenen fotoğrafta ise 39 yansıma anı var. Sonra bu şekilde çalışan başka hiçbir fotoğrafçı olmadığını keşfettik. 2015 yılında Şubat sergisinde bunları sergilememiz de bu anlamda tek olduğunu gösteren bir belge niteliğinde oldu. Bu ilk kez yapıldı yeni bir akım olacak diye düşünüyorum. Güzelliği, birçok farklı yönden aynı anı ve ifadeyi yakalamak şansı…
Bir an ya da bir kişi kaç farklı şekilde görünebilir, gösterilebilir gibi sorular da devreye giriyor.
Evet, birçok kişi bunları çoğaltarak yaptığımı düşünse de ben aslında tek bir anda bunu yakalıyorum. Bunun önemi büyük. Farklı açılardan çekip koyduğunuzda aynı şey olmaz. İşin bir başka güzel tarafı da vücuttaki birçok şeyi, farklı açılardan farklı şekillerde ve yerlerde görmenizi de sağlaması.
Her duruşta saklanan bir yön var. Ama sizin işiniz bu saklama, görme, bakma kavramlarını da ortaya çıkarıyor.
İçine doğru yoğunluğu ve derinliği çok olan fotoğraflar. Daha önce gaza karşı bir kampanya yapmıştım. O dönem dört model vardı. Ben şu an 12 model çektim bu seride. Projeyle ilgili kitaptan sadece 50 tane bastık. Kitapta özgün metni Sibel Baykam yazdı bu çok önemliydi benim için, Tarık Günersel İngilizce çevirileri kendinden bir şeyler katarak yaptı, Beverly Barbey ki daha önce de beraber çalıştık, Fransızca çevirileri yaptı. Bu projede anlattığım şu, bize yapılan saldırıya karşı biz yalın çıplaklığımızla duruyoruz. Bunu söylüyor aslında gaz projesi. Transeksüel, kadın, erkek, çocuk var bu 12 model arasında. Transeksüeller, eşcinseller ve lezbiyenleri, LGBTİ hareketini temsil ediyor. Gay ve lezbiyenleri ikisini bir arada anlatabilmek için transseksüel seçildi. 12 model de simgesel kullanıldı.
Çocuk model mi kullandınız?
Kendi oğlumu kullandım. Üç oğlum var üçüne de anlattım biri ben yaparım dedi, 14 yaşındaki oğlum Miro, ben de tamam dedim.
Bu seride performatif bir yönünüz de var sanatçı olarak.
Öncelikle bu çekimlerde modelin kendini daha rahat hissedebilmesi için asistansız çalıştım. Orada dumanı bile ben verdim. Bir teşkilat geliştirdim. Bu seride bir amacım da yurtdışına performansa gitmek ve gelen izleyicileri de çekmek. Orada tabii ki çıplak olmalarını beklemiyoruz, bu başlangıç için kullandığımız bir şeydi, ama böyle de bir performans olarak yapmak da istiyorum.
Çıplaklık nasıl kullanılıyor seride?
Modellerin tamamen çıplak olmasına karşın bu seride hiç erotizm yok. Burada daha farklı, masum bir çıplaklık var. Aslında hepimiz çıplak doğuyoruz çıplak ölüyoruz.
Fuardan ne alalım?
Milliyet Sanat'ın iki köşe yazarına Contemporary Istanbul'dan seçtikleri eserleri sorduk. 'Gezdim, Gördüm, Yazdım' köşesi yazarı Banu Çarmıklı fuardan, maddi kısıtlama olmadan alınacak, beş eseri seçti. Milliyet Sanat 'Yeni Keşifler Yeni İşler' köşesi yazarı Sevil Dolmacı, maddiyatı düşük ama keşif olacak beş eseri seçti.
Bali'de yaşayan çağdaş sanatçı Ashley Bickerton'ın 2015 tarihli eseri, Banu Çarmıklı'nın favorilerinden.
Banu Çarmıklı'nın listesi
Marc Quinn'in 'Kate Moss' heykeli, Krampf Galeri, 160 bin dolar (yaklaşık)
Jaume Plensa'nın 'Prokofiev-Bruckner' heykeli, Galeri Lelong, 300 bin euro (yaklaşık)
Tony Cragg'in 'Mixed Feelings' heykeli Galeri Artist, 130 bin Euro (yaklaşık)
Wang Qingsong'un 'Temple' eseri, Dirimart, 60 bin Dolar (yaklaşık)
Ashley Bickerton'ın eseri, Dirimart, 145 bin Dolar (yaklaşık)
Meltem Şahin'in 'Şişenin Üstü' isimli arşivsel pigment baskısı Sevil Dolmacı'nın seçtiklerinden.
Sevil Dolmacı'nın Listesi
Deniz Yılmazlar Karbon’un 'Beni Hatırla, Beni Unutma' videosu, Art50, 2000 TL (yaklaşık)
Sena’nın 'Dünyayı kim yönetiyor' serigrafi baskı eseri, Signs of Time, 550 TL (yaklaşık)
Victoria İkonen'in peyzaj resimleri, Berlin Istanbul Qartier, 1800 TL (yaklaşık)
Meltem Şahin’in 'Şişenin Üstü' isimli arşivsel pigment baskısı, Mixer, 95 TL (yaklaşık)
Mert Özgen'in desenleri, Galeri Miz, 1500 TL (yaklaşık)
Etiketler: koray erkaya Fisun Yalçınkaya Contemporary İstanbul banu çarmıklı sevil dolmacı invacuo Çırılçıplak