Milliyet Sanat
Milliyet Sanat » Haberler » Plastik Sanatlar » Tatilcinin halet-i ruhiyesi İstanbul Modern'de

Tatilcinin halet-i ruhiyesi İstanbul Modern'de

Tatilcinin halet-i ruhiyesi İstanbul Modern'de10 Şubat 2013 - 07:02 | Burak Arıkan'ın İstanbul Modern'de görülebilecek olan
İstanbul Modern yeni sergisi "Lütfen Rahatsız Etmeyin" ile tatil özlemi çekenleri sanatla yatıştırıyorYASEMİN BAY

İstanbul Modern şu sıralar tatil hayalleri kuran bir sergiye ev sahipliği yapıyor. Aslına bakarsanız tatilin her yönüyle izini süren bir sergiye... VitrA ve Türk Serbest Mimarlar Derneği’nin işbirliğiyle gerçekleştirilen “VitrA Çağdaş Mimarlık Dizisi”nin 2. sergisinden söz ediyoruz. Küratörlüğünü Mimar Ertuğ Uçar’ın yaptığı serginin başlığı da manidar: "Lütfen Rahatsız Etmeyin". Dünyanın hemen her ülkesinde otellerin, pansiyonların kapısına astığımız 'lütfen rahatsız etmeyin' ibaresinden adını alan sergi aslında bu başlığıyla içeriğine dair ipuçları da sunmuş oluyor.

5 sanatçının eserlerinin yer aldığı serginin yerleştirmesi oldukça başarılı. Her bir sanatçı için ayrı bir oda oluşturulmuş; birinden çıkıp diğerine giriyorsunuz. Adeta galeri içinde bir galeri söz konusu. Her sanatçı tatili kendi bakış açılarıyla yorumluyor. Sergi sanatçılarından Metehan Özcan, "Fransız Öpücüğü" adlı eseri, 1960'larda Türkiye'de açılan ilk yabancı tatil köyü olan ve yaklaşık 15 yıldır kapalı bulunan Foça'daki Club Med'in fotoğraflarından oluşuyor. Özcan'ın bir diğer eseri ise bugün artık unutulan kartpostalları hatırlatıyor. Farklı şehirlerin fotoğraflarından oluşan kartpostalları arka arkaya barkovizyondan sunan sanatçının çalışması nostalji yüklü.

Kerem Ozan Bayraktar "Ada" adlı üç animasyon sunuyor. Biraz tekinsiz bu animasyonlarda suda yüzen bir yatak görüyoruz; çalışma tatilin kimi zaman kabusa dönebilen yüzünü ifşa ediyor bir nevi.

Burak Arıkan eğlenceli bir çalışmaya imza atmış. Sanatçının "Mono-tatil" adlı üç parçalı yerleştirmesi izleyiciyi 'tatillerin tatili'ne davet ediyor. Şöyle ki; turizmde birbirine rakip ülkelerin tanıtım filmlerini seçmiş sanatçı. Ve tüm bu filmlerin içeriğinden yola çıkıyor; ve her filmden belirli temalar altındaki bölümleri bir araya getirerek kendi tanıtım filmini yapıyor. Tanıtım filminde kah Portekiz'den sahilleri görüyoruz hemen ardından Türkiye'ye ya da Hindistan'a uzanıyoruz.

Meriç Kara ise tatil ve zaman kavramını irdeliyor. Tatil denince akla gelen 'kum'dan yola çıkmış ve kum saatleri oluşturmuş. Bir türlü gelmek bilmeyen ama geldiğinde de göz açıp kapayana kadar geçip gidiveren tatile güzel ve eğlenceli bir yorum getiriyor.

Serginin en dikkat çekici işlerinden birine Nermin Er imza atıyor. Kağıtları keserek, oyarak yaptığı işlerle tanınan sanatçı "Yol" adlı çalışmasında muhteşem bir görüntü eşliğinde yolculuk sunuyor izleyiciye. Akıp giden, geceden güne dönen bir yolculuk... Sergi alanında yer alan Er'in bu video projeksiyonunu nasıl gerçekleştirdiğini ortaya koyan bir hareketli, mekanik heykel de görülmeye değer.

Serginin küratörü Ertuğ Uçar "Sergi ismini, hepimizin bildiği bir objeden alıyor. İnce uzun, 20 cm’lik bir karton, 2 yüzü de yazılı, üst tarafındaki deliğinden kapı kulbuna geçiriyorsunuz. Tatilcinin halet-i ruhiyesini kapıdan ilan ettiği bir iletişim aracı. Dünyanın her yerinde aynı. Standardize olmuş kitlesel tatil kurgusunun en kült objelerinden. Bir yandan tatil endüstrisinin, turizm hizmetlerinin ve müşteri taleplerinin aynılaşmasını temsil ediyor; öte yandan insanın tatil hayalleri kurarken kurtulmak istediği gündelik rutinlerin tatilde de gelip onu bulmasına karşı bir kibar isyan: Lütfen Rahatsız Etmeyin. Sergide bu objenin ne kendisi ne bir fotoğrafı var. Ama bu alt anlamlarının sergiye sindiğini söyleyebilirim" diyor.

Sanatçıların bu sergi için ürettiği özel işlerinin yer aldığı "Lütfen Rahatsız Etmeyin", 7 Nisan'a kadar izlenebilecek.